Dünyayı yaşanmaz hale getiren kimdir derseniz, düşünmeden; "siz bu hale getirdiniz ey çıkarcılar" deriz. O çıkarcılar ki menfaatinden başka bir şey bilmezler. İlla da benim arzum olsun, benim gemim yürüsün, benim makamım ve saltanatım sürsün, başkası ne olursa olsun diye diye dünyayı yaşanmaz hale onlar getirdiler?Çıkarcılar önce en yakınındaki dostunun arkadaşının ya da meslektaşının ekmeğine göz dikerek başladığı serüvenine, doymak bilmeyen nefsinin arzularını da katınca, önü alınmaz bir vaziyet aldı. Doymak onun defterinde olmaz, bıkmak, usanmak, vazgeçmek, onun aklından bile geçmez. Ama bir gün gelir çıkarcılar bile kendi eştikleri kuyuda boğulmaktan kurtulamazlar.Çünkü insanlar bir seyir halinde ve hepsi aynı dünya gemisi içerisinde seyahat etmektedir. Gemide meydana gelebilecek hasarlar, bütün yolcuların aynı akıbeti paylaşarak denizin dibini boylamasına sebep olacaktır.Aslında her çıkarcı kendi menfaatine göre davranmaya devam ederken, bir gün başkalarının çıkarı ile kendi çıkarının kesiştiği noktaların olabileceğini, bir gün kendisi için de bu hayatın çekilmez noktalara taşınabileceğini akıldan çıkartmaması gerekmektedir. Dünyanın yaşanabilir bir hale dönüşmesi, dünyayı yaşanmaz hale getiren insanın ayıkmasıyla, başkalarının çıkarlarını kendi çıkarlarına tercih edebildiği oranda gerçekleşecektir. Yazımıza, bir kıssa ile örnek vererek son verelim;Behlüldane Hazretleri, kardeşi Harun Reşid'e bir ders vermek için vezirleri ile dervişleri ayrı ayrı sofralara oturtarak yemek yedirmesini ister. Ve yemeğe gelenlerin önlerine bir kap çorba, ellerine de birer metre uzunluğunda kaşıklar verdirir. Bu kaşıklarla çorbayı yemeleri istenir. Kaşıkların sapları uzun olduğundan çorbayı ağızlarına götürmeleri mümkün görünmemektedir.Vezirler uzun çabalar vermesine rağmen bir kaşık bile çorba yiyemezler. Diğer odada bulunan dervişler, her biri birinin karşısına oturur, elindeki kaşığı karşısında oturan arkadaşının ağzına götürür, diğeri de diğerinin ağzına kaşığı götürür ve böylece kısa sürede karınları doyarken çıkarına düşkün ekabir takımı olan vezirler aç kalırlar. Behlüldane Hazretleri Harun Reşid'e, "insanlar kendi çıkarını değil de başkasının çıkarını önde tutmayı öğrenirse, toplumda açlık da kalmaz, sorun da" cevabını verir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025