Rusya'nın aklı BM'de
Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov, BM'nin, Irak'ta savaş sonrası dönemde merkezi rol alması gerektiğini söyledi. İvanov, Tacikistan ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, hiç kimsenin, BM'nin uluslararası barış ve güvenliği koruyan merkezi ve evrensel bir teşkilat olarak rolünü sorgulamadığını söyledi. "BM'nin, Irak'ın savaş sonrası durumunun halledilmesinde bu merkezi rolü oynamasını bekliyoruz" diyen İvanov, BM'nin "özel yetkisi" bulunduğunu kaydetti. İvanov, "bu yetkinin, Irak'ta en kısa zamanda siyasi çözüm elde edilmesinde kullanılması gerektiğini ve bunun Irak halkının ve tüm bölgenin çıkarına olacağını" belirtti.
Iraklılar
yakınlarını arıyor
Yüzlerce Iraklı, gözaltında tutulan yakınlarını aramak için başkent Bağdat'taki askeri istihbarat karargahına akın etti. Kentin, karargahın bulunduğu kuzeybatısındaki Kazımiye bölgesinden haber veren Reuters muhabiri Halid Yakub Oveys, Iraklıların, yeraltındaki cezaevlerinde tutulduğunu söyledikleri yakınlarını kurtarmaları için Amerikan askerlerinden yardım istediklerini belirtti. Iraklıların, yer altındaki hücrelerde günlerdir aç susuz olan kişiler bulunduğundan emin olduğunu söylediklerini ifade eden Oveys, "İnsanların Amerikan güçlerinin nerede olduğunu soruyorlar" dedi.
NATO devredışı mı?
Alman hükümetinden üst düzey bir yetkili, ülkesinin savaş sonrası Irak'ta NATO'nun rolüne gerek olmadığına, buradaki güvenliğin sadece BM tarafından denetlenebileceğine inandığını söyledi. Adı verilmeyen üst düzey yetkili, "Irak'taki güvenlik sadece, BM desteği altında başarılabilir" dedi. 20 Mart'ta İngiliz askerleri desteğinde Irak'a operasyon düzenleyen ABD, savaş sonrası dönemde düzenin sağlanmasına NATO'nun katılmasını öneriyor.
Saddam'ın
paraları aranıyor
Irak'ta Saddam Hüseyin'in iktidardan indirilmesiyle, ülke dışına sakladığı milyarların bulunmasına hız verildi. Saddam Hüseyin'in servetinin 2 milyarla 40 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Ancak uzmanlar Latin Amerika'dan Asya'ya kadar gizlenmiş olan paranın gerçek miktarının bilinmeyebileceğini kaydediyor. Ülke dışına çıkarılan paranın insanlara saklaması veya yatırım yapması için verildiğine dikkat çekiliyor. ABD Hazine Bakanı John Snow, 21 Mart'ta yaptığı açıklamada, "Dünya, Irak halkına geri vermek için parayı bulmalı ve dondurmalıdır" açıklamasında bulunmuştu. Bush yönetimi, 1.62 milyar dolarlık Irak mal varlığına el koymuş ve diğer ülkelerin de buna uyması çağrısında bulunmuştu.
Sivillere
Cenevre kalkanı
Savaşın yıkıcı etkilerini hafifletme amacıyla hazırlanan, 1864-1949 arasında imzalanan Cenevre sözleşmelerinin dördüncüsü, savaş sırasında sivillerin korunması esaslarını kapsıyor. "Savaş Sırasında Sivil Halkın Korunmasıyla İlgili Konvansiyon" başlığını taşıyan dördüncü sözleşme, savaşan bir devletin yetki alanına giren bireylerin korunmasıyla ilgili ayrıntılı hükümleri, özellikle savaşlar sırasında sivil halkın korunmasını içeriyor. Sözleşme, işgal edilmiş bölgelerdeki halkı veya düşman devletin topraklarında bulunan kişileri kapsıyor. Herhangi bir nedenle kişi ya da grupların göçe zorlanmasını, rehinalmayı, kişi onurunu inciten davranışları, işkenceyi, toplu cezalandırma ve misillemeyi, haklı neden olmaksızın mala zarar verilmesini, ırk, din, milliyet ayrımı ve siyasal nedenlerle farklı muamele yapılmasını yasaklıyor. Sözleşme hükümlerince, silahlı bir direniş olmasa bile, kısmi ya da tamamı işgal edilen topraklarda tüm tarafların sözleşmeye uyması zorunlu bulunuyor. 1949 yılında kabul edilen sözleşmeye Türkiye 1954 yılında taraf oldu.
Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov, BM'nin, Irak'ta savaş sonrası dönemde merkezi rol alması gerektiğini söyledi. İvanov, Tacikistan ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, hiç kimsenin, BM'nin uluslararası barış ve güvenliği koruyan merkezi ve evrensel bir teşkilat olarak rolünü sorgulamadığını söyledi. "BM'nin, Irak'ın savaş sonrası durumunun halledilmesinde bu merkezi rolü oynamasını bekliyoruz" diyen İvanov, BM'nin "özel yetkisi" bulunduğunu kaydetti. İvanov, "bu yetkinin, Irak'ta en kısa zamanda siyasi çözüm elde edilmesinde kullanılması gerektiğini ve bunun Irak halkının ve tüm bölgenin çıkarına olacağını" belirtti.
Iraklılar
yakınlarını arıyor
Yüzlerce Iraklı, gözaltında tutulan yakınlarını aramak için başkent Bağdat'taki askeri istihbarat karargahına akın etti. Kentin, karargahın bulunduğu kuzeybatısındaki Kazımiye bölgesinden haber veren Reuters muhabiri Halid Yakub Oveys, Iraklıların, yeraltındaki cezaevlerinde tutulduğunu söyledikleri yakınlarını kurtarmaları için Amerikan askerlerinden yardım istediklerini belirtti. Iraklıların, yer altındaki hücrelerde günlerdir aç susuz olan kişiler bulunduğundan emin olduğunu söylediklerini ifade eden Oveys, "İnsanların Amerikan güçlerinin nerede olduğunu soruyorlar" dedi.
NATO devredışı mı?
Alman hükümetinden üst düzey bir yetkili, ülkesinin savaş sonrası Irak'ta NATO'nun rolüne gerek olmadığına, buradaki güvenliğin sadece BM tarafından denetlenebileceğine inandığını söyledi. Adı verilmeyen üst düzey yetkili, "Irak'taki güvenlik sadece, BM desteği altında başarılabilir" dedi. 20 Mart'ta İngiliz askerleri desteğinde Irak'a operasyon düzenleyen ABD, savaş sonrası dönemde düzenin sağlanmasına NATO'nun katılmasını öneriyor.
Saddam'ın
paraları aranıyor
Irak'ta Saddam Hüseyin'in iktidardan indirilmesiyle, ülke dışına sakladığı milyarların bulunmasına hız verildi. Saddam Hüseyin'in servetinin 2 milyarla 40 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Ancak uzmanlar Latin Amerika'dan Asya'ya kadar gizlenmiş olan paranın gerçek miktarının bilinmeyebileceğini kaydediyor. Ülke dışına çıkarılan paranın insanlara saklaması veya yatırım yapması için verildiğine dikkat çekiliyor. ABD Hazine Bakanı John Snow, 21 Mart'ta yaptığı açıklamada, "Dünya, Irak halkına geri vermek için parayı bulmalı ve dondurmalıdır" açıklamasında bulunmuştu. Bush yönetimi, 1.62 milyar dolarlık Irak mal varlığına el koymuş ve diğer ülkelerin de buna uyması çağrısında bulunmuştu.
Sivillere
Cenevre kalkanı
Savaşın yıkıcı etkilerini hafifletme amacıyla hazırlanan, 1864-1949 arasında imzalanan Cenevre sözleşmelerinin dördüncüsü, savaş sırasında sivillerin korunması esaslarını kapsıyor. "Savaş Sırasında Sivil Halkın Korunmasıyla İlgili Konvansiyon" başlığını taşıyan dördüncü sözleşme, savaşan bir devletin yetki alanına giren bireylerin korunmasıyla ilgili ayrıntılı hükümleri, özellikle savaşlar sırasında sivil halkın korunmasını içeriyor. Sözleşme, işgal edilmiş bölgelerdeki halkı veya düşman devletin topraklarında bulunan kişileri kapsıyor. Herhangi bir nedenle kişi ya da grupların göçe zorlanmasını, rehinalmayı, kişi onurunu inciten davranışları, işkenceyi, toplu cezalandırma ve misillemeyi, haklı neden olmaksızın mala zarar verilmesini, ırk, din, milliyet ayrımı ve siyasal nedenlerle farklı muamele yapılmasını yasaklıyor. Sözleşme hükümlerince, silahlı bir direniş olmasa bile, kısmi ya da tamamı işgal edilen topraklarda tüm tarafların sözleşmeye uyması zorunlu bulunuyor. 1949 yılında kabul edilen sözleşmeye Türkiye 1954 yılında taraf oldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.