Finansal piyasalar çalkalanmaya devam ediyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 20 Mayıs itibarıyla devreye giren kararı gereğince gerçek kişiler tarafından yapılan 100 bin dolar üzerindeki döviz alımı işlemleri bir gün gecikmeyle gerçekleştirilecek.
BDDK tarafından bankalara Pazartesi günü gönderilen yazıda karara gerekçe olarak, 'finansal piyasaların istikrarlı işleyişi, kredi sisteminin etkin çalışması ve spekülatif işlemlerin önüne geçilmesi' gösteriliyor.
Bu uygulama kapsamında 100 bin dolar dövizin TL karşılığı bir gün önce ilgili bankaya yatırılacak, alınan döviz ilgilinin hesabına ertesi gün geçecek.
Döviz satımında ise bekleme süresi olmayacak; satılan dövizin TL karşılığı aynı gün hesaba aktarılacak.
Alınan bu karar, şimdilik döviz alımını engellemiyor, bir iş günü kazanmaktan başka bir şey ifade etmiyor.
BDDK Başkanı Abken, "Bankalar mudilerini TL'ye özendirsin" demişti.
Ardından döviz alım satımına 10 binde 1 BSMV vergisi kararı geri gelmişti.
Döviz rezervlerindeki yetersizliğe çare arayan ekonomi ekibi, bakalım daha ne yeni kararlar alacak!
Dövizi emtia kabul edip alım satım üzerinden kazanç vergisi gelir mi? Bekleyip göreceğiz.
Dövize yönelmenin ana sebebi, TL'yi enflasyona karşı korumak iken,
1. İthalat-ihracat farkı
2. Dış borç ödemeleri
3. Mevcut borçların faiz gideri
4. Üretip kâr etme kabiliyeti yok olmuş ekonomiye yatırımcı gelmemesi
5. Özelleştirme geliri olmaması
6. Yeni borç alamayış sebebiyle döviz rezervlerinin eriyip dip yapması gibi hususlar dövizdeki beklentiyi yükseltti.
Dövizdeki gerginliğin sebebi Türkiye'nin kazandığından fazla döviz tüketmesidir.
AKP iktidarının 'düşük kur, yüksek faiz' politikası enflasyonda kazanımı hedeflerken, ithalatı patlattı, üretimi bitirdi. Türkiye'yi ithalata mahkûm, dövize muhtaç etti.
AKP iktidarının yanlış politikaları sonucu Türkiye, 16 yılda toplam 1 trilyon 989 milyar dolarlık ihracat, 3 trilyon 22 milyar dolarlık ithalat yaptı. Bu süre içinde ülkemiz, dış ticarette 1 trilyon 32 milyar dolar zarar etmiştir. İhracat geliri, ithalat giderini karşılamamış, açık varlık satışı ve borçlanma yoluyla karşılanmaya çalışılmıştır.
Varlıklarını satıp tüketmiş Türkiye'nin, iç ve dış borcu katlanmıştır. Döviz kazanamayan, sürekli açık veren politikalar güvensizliğe sebep olmuş, kredibilitesi (CDS=487) dünyada en kötü 2. olan ülke haline gelmiştir.
Dövize yatırım, "ecnebiye altın gümüş verip kâğıt almak, güç vermek, faiz vermek, taviz vermek, boyun bükmek ve emir almak"tır.
Akıl sahibi, "düşünür taşınır, dövizden güçlü bir param nasıl olur" der. Dünyanın rağbet ettiği, talep edeceği, elbette insanımızın sahip çıkıp tutunacağı, enflasyona karşı korunacağı milli para nasıl olmalı? Üretimi sıfır faizle finanse edecek, tüketimi destekleyerek üretimi ve kazancı artıracak, sürekli büyümeyi temin edecek ekonomi programı nasıl olur?
Çare üretemeyen, kopyacı, büyük sözü dinlemeyip ülkemizi batıran bu nasipsizlere nispet, bütün bu sorunları düşünüp milli çareler üreten dünyanın yarısının selam durduğu o bilgeyi, Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve eseri Milli Ekonomi Modeli'ni görememek ne büyük nasipsizliktir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020