'Dostluk, istifade edilen yakınlıktır'
Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: "Sana vefasızlık edenden ayrılman senin mükâfatındır. İstişare, hidayetin kendisidir. Kendi görüşüyle yetinen, kendini tehlikeye atmıştır. Sabır, musibetleri uzaklaştırmaktadır. Sabırsızlık, zamanın (insanı yok etmedeki) yardımcılarındandır. Dostluk, istifade edilen yakınlıktır"
15.11.2016 00:00:00
Hz. Ali Efendimizin hikmet yüklü sözlerinden bazıları şunlardır:
"Kollarını sıvayan, kendini ilgi ve bağlardan soyutlayan, çaba gösteren, çabuk davranan, var olan süresinde boş durmayan, korkarak yola koyulan, gitmekte olduğu hedefine ve dönüş yeri olan yere doğru bakan kimse gibi Allah'tan sakının."
"Cömertlik, şeref ve haysiyetlerin koruyucusu; hilm, sefihlerin ağız bağı ve affetmek, zaferin zekâtıdır."
"Sana vefasızlık edenden ayrılman senin mükâfatındır. İstişare, hidayetin kendisidir (veya gözüdür). Kendi görüşüyle yetinen, kendini tehlikeye atmıştır. Sabır, musibetleri uzaklaştırmaktadır. Sabırsızlık, zamanın (insanı yok etmedeki) yardımcılarındandır. Zenginliğin en üstünü, arzuları terk etmektir. Heva ve hevesinin emri altında esir olan nice akıllar vardır. Tecrübeyi korumak başarıdandır. Dostluk, istifade edilen yakınlıktır. Usanıp bıkmış kimseye sakın güvenme!"
"Kişinin kendisini beğenmesi, aklının kıskançlarından biridir."
"Sürekli hoşnut olman için sıkıntılara göz yum."
"Ağacı (tabiatı) yumuşak olanın dalları (dostları) çok olur."
"Muhalefet, tedbir ve görüşü yok eder."
"Bir yere (makama) ulaşan, kibirlenir."
"İnsanların cevheri, durumların değişmesinde bilinir."
"Dostu kıskanmak, dostluk hastalığındandır."
"Akılların en çok ölüm yerleri, tamah ve arzularının şimşekleri altındadır."
"Güvenilir insanlara su-i zan üzere hüküm vermek, adaletten değildir."
"Kullara zulmetmek, ahiret için ne de kötü bir azıktır."
"Yüce kişinin en iyi amellerinden biri, bildiğini görmezlikten gelmesidir."
"Kim hayâ elbisesine bürünürse, halk onun ayıplarını görmez."
"Heybet ve vakar, çok susmakla oluşur. Dostlar insafa riayet ile çoğalır. Değerler ihsanla artar. Nimet tevazu ile tamamlanır. Sıkıntılara katlanmakla büyüklük ve efendilik sabit olur. Düşman, adaletli bir tavırla mağlup edilir. Cahillere karsı hilmli davranmakla insanın yardımcısı çoğalır."
"Hased edenlerin, bedenlerinin selametinden gaflet etmelerine şaşıyorum."
"Tamahkâr, zillet bağındadır."
İman hakkında sorduklarında şöyle buyurdular: "İman, kalp ile tanıma, dil ile ikrar ve azalarla da amel etmektir."
"Dünya için üzülen, Allah'ın kaza ve kaderine öfkelenmiş olur. Kendine inen bir beladan şikâyet eden, Allah'ı şikâyet etmiş sayılır. Kim bir zenginin yanma gelir de zenginliği için ona tevazu gösterirse, dininin üçte ikisi gider. Kur'an okuyup da öldükten sonra ateşe giren kimse, Allah'ın ayetleriyle alay eden kimselerdendir. Dünya sevgisine kapılanın kalbi üç şeye tutulur: Kendini bırakmayan bir hüzne, ondan ayrılmayan bir hırsa ve ulaşamayacağı bir arzuya."
(Nehcü'l-Belağa'dan?)
"Kollarını sıvayan, kendini ilgi ve bağlardan soyutlayan, çaba gösteren, çabuk davranan, var olan süresinde boş durmayan, korkarak yola koyulan, gitmekte olduğu hedefine ve dönüş yeri olan yere doğru bakan kimse gibi Allah'tan sakının."
"Cömertlik, şeref ve haysiyetlerin koruyucusu; hilm, sefihlerin ağız bağı ve affetmek, zaferin zekâtıdır."
"Sana vefasızlık edenden ayrılman senin mükâfatındır. İstişare, hidayetin kendisidir (veya gözüdür). Kendi görüşüyle yetinen, kendini tehlikeye atmıştır. Sabır, musibetleri uzaklaştırmaktadır. Sabırsızlık, zamanın (insanı yok etmedeki) yardımcılarındandır. Zenginliğin en üstünü, arzuları terk etmektir. Heva ve hevesinin emri altında esir olan nice akıllar vardır. Tecrübeyi korumak başarıdandır. Dostluk, istifade edilen yakınlıktır. Usanıp bıkmış kimseye sakın güvenme!"
"Kişinin kendisini beğenmesi, aklının kıskançlarından biridir."
"Sürekli hoşnut olman için sıkıntılara göz yum."
"Ağacı (tabiatı) yumuşak olanın dalları (dostları) çok olur."
"Muhalefet, tedbir ve görüşü yok eder."
"Bir yere (makama) ulaşan, kibirlenir."
"İnsanların cevheri, durumların değişmesinde bilinir."
"Dostu kıskanmak, dostluk hastalığındandır."
"Akılların en çok ölüm yerleri, tamah ve arzularının şimşekleri altındadır."
"Güvenilir insanlara su-i zan üzere hüküm vermek, adaletten değildir."
"Kullara zulmetmek, ahiret için ne de kötü bir azıktır."
"Yüce kişinin en iyi amellerinden biri, bildiğini görmezlikten gelmesidir."
"Kim hayâ elbisesine bürünürse, halk onun ayıplarını görmez."
"Heybet ve vakar, çok susmakla oluşur. Dostlar insafa riayet ile çoğalır. Değerler ihsanla artar. Nimet tevazu ile tamamlanır. Sıkıntılara katlanmakla büyüklük ve efendilik sabit olur. Düşman, adaletli bir tavırla mağlup edilir. Cahillere karsı hilmli davranmakla insanın yardımcısı çoğalır."
"Hased edenlerin, bedenlerinin selametinden gaflet etmelerine şaşıyorum."
"Tamahkâr, zillet bağındadır."
İman hakkında sorduklarında şöyle buyurdular: "İman, kalp ile tanıma, dil ile ikrar ve azalarla da amel etmektir."
"Dünya için üzülen, Allah'ın kaza ve kaderine öfkelenmiş olur. Kendine inen bir beladan şikâyet eden, Allah'ı şikâyet etmiş sayılır. Kim bir zenginin yanma gelir de zenginliği için ona tevazu gösterirse, dininin üçte ikisi gider. Kur'an okuyup da öldükten sonra ateşe giren kimse, Allah'ın ayetleriyle alay eden kimselerdendir. Dünya sevgisine kapılanın kalbi üç şeye tutulur: Kendini bırakmayan bir hüzne, ondan ayrılmayan bir hırsa ve ulaşamayacağı bir arzuya."
(Nehcü'l-Belağa'dan?)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.