11) Hendek Savaşı'nda İmam Ali (a.s.)
Kureyş İslam'ı ortadan tamamen kaldırmak maksadıyla bir kez daha birleşti. Çeşitli kabilelerle ve Yahudilerle ittifak yapıldı. Nihayet müşriklerin sayısı on bini buldu. Bu orduya Ebu Süfyan komutanlık ediyordu. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali; es-Siyretü'l-Halebiyye, c.2, s.631) Müşrik ordusu 10 bin kişiyi bulurken, İslam ordusu 3 bini geçmiyordu.
Yapılan istişare neticesinde Allah Resulü (s.a.a.) Hz. Selman-ı Farisi'nin görüşünü beğendi ve bu çerçevede Medine etrafına hendek kazıldı.
Hendeğin dar yerlerinden bazı müşrikler geçti, bunlardan bir tanesi de Arap yarımadasının en güçlü savaşçısı bilinen ve "bin savaşçıya bedel" denilen Amir bin Abdul Vedd idi. Amir, çelik bir zırh giymişti savaş meydanında şöyle bağırıyordu: "Cennet iddiacıları neredeler? İçinizden beni cehenneme göndermeyi veya kendisi cennete gitmeyi isteyen biri yok mu?" Onun bu meydan okuması herkesin kalbine korku düşürmüştü. Sanki kulaklar kapanmış, diller tutulmuştu. Vakıdi bu durumu, "Sanki başlarına kuş konmuştu" şeklinde anlatıyor. (Megazi, c.2, s.48)
Resulüllah, "Bunun karşısına çıkacak biri yok mu?" buyurdu. Hz. Ali, "Ben çıkarım ya Resulallah" dedi. Resulullah O'nu oturttu. Amir ikinci ve üçüncü kez savaşacak er talep etti. Hz. Ali'den başka kimse ona cevap vermedi. Resulüllah her defasında O'nu oturtuyor ve şöyle diyordu: "Ya Ali, bu Amir'dir." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.310; es-Siretü'n-Nebeviyye, İbn Hişam, c.3, s.224; Tarih-i Taberi, c.3, s.172)
Resulüllah, "Ya Ali, bu Amir'dir" dediğinde Hz. Ali şöyle cevap verdi: "Olsun, Ben de Ali'yim." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.310; ibn Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nencü'l-Belağa, s.248)
Sonunda Hz. Peygamber, Hz. Ali'nin başına kendi sarığını sardı. Kendi kılıcını kuşandırdı. Ve Kendi zırhını giydirdi. Ve Amir'in karşısına çıkmasına izin verdi. Ardından ellerini kaldırarak şöyle dua etti: "Allah'ım Ubeyde'yi Bedir günü, Hamza'yı Uhud günü aldın. Bu da kardeşim ve amcamın oğlu Ali'dir. Beni yalnız bırakma. Sen mirasçıların en hayırlısın." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.310; Mevsuatu't-Tarihi'l-İslami, c.2, s.491,492; el-Menakıb Harezmi, s.144, es-Siresü'l-Halebiyye, c.2, s.318)
Burada "Beni yalnız bırakma" ve "Sen mirasçıların en hayırlısısın" ifadelerine dikkat etmemiz gerekiyor.
Hz. Ali savaş meydanına çıktı. Resulüllah şöyle buyurdu: "İmanın tamamı, küfrün tamamının karşısına çıktı." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.311; Milani, Kadetuna, c.2, s.108; Dimyeri, Hayatu'l-Heyevan, c.1, s.248; Yenabiü'l-Mevedde, bab:23; Şerh-i Nehcü'l-Belağa, ibn-i Hadid, c.19, s.61)
Dikkat ederseniz İmam Ali efendimiz için Hz. Peygamber, "imanın tamamı" ifadesini kullanmıştır, başka hiçbir sahabe için böyle bir ifade buyurmamıştır.
Neticede İmam Ali, Amir'i öldürdü ve bu hadise müşrik ordusunda büyük bir korkuya neden oldu. Resulullah, Hz. Ali'yi karşılayıp şöyle buyurdu: "Aferin sana ey Ali! Senin bugünkü şu cihadın, İslam ümmetinin kıyamete kadar yapacağı bütün iyi amellerin toplamından daha üstündür. Zira Senin bu zaferin sayesinde kafirler zillete düşüp alçalmış, Müslümanlar ise izzet, onur ve gurur kazanmıştır. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.312; Biharü'l Envar, c.20, s.205)
12) Hudeybiye'de İmam Ali:
Müslümanlar Kâbe'yi ziyaret etmeyi çok arzu ediyorlardı. Hz. Peygamber hac ziyaretine niyet etti. Gerekli hazırlıkları yaptı. Ve Kureyş'le veya başka herhangi bir toplulukla savaşa niyeti olmadığını ilan etti.
Kureyşliler bunu haber alınca, Halid b. Velid komutasında bir grup atlı ile Hz. Peygamber'in önünü kesmeye karar verdiler. Müslümanlar Cuhfe mevkiine geldiklerinde suları tükenmişti. Peygamberimiz bazı kişileri su bulmak için görevlendirdi. Ancak bunlar Kureyş'ten çekindikleri için su bulamadan eli boş geri döndüler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, Hz. Ali'yi çağırdı. Ve O'nu birkaç kişiyle beraber su bulmaya gönderdi. Herkes Hz. Ali'nin de eli boş döneceğinden emindi. Hz. Ali yola çıkıp, Harar denilen yere kadar gitti. Kapları su ile doldurdu, Hz. Peygamber'e getirdi. Hz. Peygamber tekbir getirdi. Hz. Ali'ye hayır duada bulundu. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e; el-İrşad, s.108; Keşfü'l-Gumme, c.1, s.280)
İmam Ali Efendimiz tıkanılan her noktada İslam'ın ve Müslümanların önünü açmış ve her defasında da Allah Resulü'nün övgüsüne mazhar olmuştur.
Yazımıza devam edeceğiz.
Kureyş İslam'ı ortadan tamamen kaldırmak maksadıyla bir kez daha birleşti. Çeşitli kabilelerle ve Yahudilerle ittifak yapıldı. Nihayet müşriklerin sayısı on bini buldu. Bu orduya Ebu Süfyan komutanlık ediyordu. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali; es-Siyretü'l-Halebiyye, c.2, s.631) Müşrik ordusu 10 bin kişiyi bulurken, İslam ordusu 3 bini geçmiyordu.
Yapılan istişare neticesinde Allah Resulü (s.a.a.) Hz. Selman-ı Farisi'nin görüşünü beğendi ve bu çerçevede Medine etrafına hendek kazıldı.
Hendeğin dar yerlerinden bazı müşrikler geçti, bunlardan bir tanesi de Arap yarımadasının en güçlü savaşçısı bilinen ve "bin savaşçıya bedel" denilen Amir bin Abdul Vedd idi. Amir, çelik bir zırh giymişti savaş meydanında şöyle bağırıyordu: "Cennet iddiacıları neredeler? İçinizden beni cehenneme göndermeyi veya kendisi cennete gitmeyi isteyen biri yok mu?" Onun bu meydan okuması herkesin kalbine korku düşürmüştü. Sanki kulaklar kapanmış, diller tutulmuştu. Vakıdi bu durumu, "Sanki başlarına kuş konmuştu" şeklinde anlatıyor. (Megazi, c.2, s.48)
Resulüllah, "Bunun karşısına çıkacak biri yok mu?" buyurdu. Hz. Ali, "Ben çıkarım ya Resulallah" dedi. Resulullah O'nu oturttu. Amir ikinci ve üçüncü kez savaşacak er talep etti. Hz. Ali'den başka kimse ona cevap vermedi. Resulüllah her defasında O'nu oturtuyor ve şöyle diyordu: "Ya Ali, bu Amir'dir." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.310; es-Siretü'n-Nebeviyye, İbn Hişam, c.3, s.224; Tarih-i Taberi, c.3, s.172)
Resulüllah, "Ya Ali, bu Amir'dir" dediğinde Hz. Ali şöyle cevap verdi: "Olsun, Ben de Ali'yim." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.310; ibn Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nencü'l-Belağa, s.248)
Sonunda Hz. Peygamber, Hz. Ali'nin başına kendi sarığını sardı. Kendi kılıcını kuşandırdı. Ve Kendi zırhını giydirdi. Ve Amir'in karşısına çıkmasına izin verdi. Ardından ellerini kaldırarak şöyle dua etti: "Allah'ım Ubeyde'yi Bedir günü, Hamza'yı Uhud günü aldın. Bu da kardeşim ve amcamın oğlu Ali'dir. Beni yalnız bırakma. Sen mirasçıların en hayırlısın." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.310; Mevsuatu't-Tarihi'l-İslami, c.2, s.491,492; el-Menakıb Harezmi, s.144, es-Siresü'l-Halebiyye, c.2, s.318)
Burada "Beni yalnız bırakma" ve "Sen mirasçıların en hayırlısısın" ifadelerine dikkat etmemiz gerekiyor.
Hz. Ali savaş meydanına çıktı. Resulüllah şöyle buyurdu: "İmanın tamamı, küfrün tamamının karşısına çıktı." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.311; Milani, Kadetuna, c.2, s.108; Dimyeri, Hayatu'l-Heyevan, c.1, s.248; Yenabiü'l-Mevedde, bab:23; Şerh-i Nehcü'l-Belağa, ibn-i Hadid, c.19, s.61)
Dikkat ederseniz İmam Ali efendimiz için Hz. Peygamber, "imanın tamamı" ifadesini kullanmıştır, başka hiçbir sahabe için böyle bir ifade buyurmamıştır.
Neticede İmam Ali, Amir'i öldürdü ve bu hadise müşrik ordusunda büyük bir korkuya neden oldu. Resulullah, Hz. Ali'yi karşılayıp şöyle buyurdu: "Aferin sana ey Ali! Senin bugünkü şu cihadın, İslam ümmetinin kıyamete kadar yapacağı bütün iyi amellerin toplamından daha üstündür. Zira Senin bu zaferin sayesinde kafirler zillete düşüp alçalmış, Müslümanlar ise izzet, onur ve gurur kazanmıştır. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.312; Biharü'l Envar, c.20, s.205)
12) Hudeybiye'de İmam Ali:
Müslümanlar Kâbe'yi ziyaret etmeyi çok arzu ediyorlardı. Hz. Peygamber hac ziyaretine niyet etti. Gerekli hazırlıkları yaptı. Ve Kureyş'le veya başka herhangi bir toplulukla savaşa niyeti olmadığını ilan etti.
Kureyşliler bunu haber alınca, Halid b. Velid komutasında bir grup atlı ile Hz. Peygamber'in önünü kesmeye karar verdiler. Müslümanlar Cuhfe mevkiine geldiklerinde suları tükenmişti. Peygamberimiz bazı kişileri su bulmak için görevlendirdi. Ancak bunlar Kureyş'ten çekindikleri için su bulamadan eli boş geri döndüler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, Hz. Ali'yi çağırdı. Ve O'nu birkaç kişiyle beraber su bulmaya gönderdi. Herkes Hz. Ali'nin de eli boş döneceğinden emindi. Hz. Ali yola çıkıp, Harar denilen yere kadar gitti. Kapları su ile doldurdu, Hz. Peygamber'e getirdi. Hz. Peygamber tekbir getirdi. Hz. Ali'ye hayır duada bulundu. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e; el-İrşad, s.108; Keşfü'l-Gumme, c.1, s.280)
İmam Ali Efendimiz tıkanılan her noktada İslam'ın ve Müslümanların önünü açmış ve her defasında da Allah Resulü'nün övgüsüne mazhar olmuştur.
Yazımıza devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025