Dış politikada yaşadığımız acziyeti görmek için Kuzey Irak'taki gelinen son noktaya bakmamız yeterlidir.Kuzey Irak'ta parlamentosu, başbakanı ve devlet başkanı olan, bayrağı, ordusu ve anayasası olan ve hatta kendine ait parası olan, giriş çıkışların pasaportla yapıldığı, gümrük bedeli ödenen bir yapılanma var, ama bizim siyasilerimiz hala Irak'ın toprak bütünlüğünden bahsediyor. Bizimkiler bu sözde devleti tanımadıklarını söylüyorlar ama sözde Kürdistan pasaportlarında Kürdistan kaşesinin yanına kaşemiz vuruluyor, ya da Kuzey Irak'a okumak için giden öğrencilerimizin girişi için Bağdat büyükelçiliğimiz onay verirken benzer bir manzara yaşanıyor. Kuzey Irak'ta yatırım yapan Türk firmalarının çalışması için sözde Kürdistan'dan resmi onay alınıyor.Dahası, Barzani'nin ve peşmergelerin dünyaya açılan kapısı olduk, Habur'u sonuna kadar açtık, teknik altyapılarını kurduk, kendi elimizle, yarın başımıza büyük belalar açacak olan oluşumu büyüttük, besledik, doyurduk?Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AKP'nin aylık yayın organı Türkiye Bülteni'ndeki demecinde sarfettiği "En zor zamanlarında Iraklı Kürt kardeşlerimizin yanında olduk. Gerektiğinde pasaportlarını veren ülke Türkiye'dir" sözleri dikkate değerdir."Başımıza büyük belalar açacak" diyoruz çünkü burada ülkemizi tehdit eden her türlü plan ve program yapılmaktadır.Bir örnek vermek gerekirse, peşmergeler 2005 yılının kasım ayında, sözde Kürdistan'ın başkenti Erbil'de "Bağımsız Kürdistan Konferansı" adında bir toplantı tertip etmişlerdi.Konferansın sponsoru ABD Başkanı Bush'un ve yandaşlarının arka çıktığı Amerikan Kürt Kongresi'ydi.Toplantıya bölge ülkelerinden, yani Türkiye, Irak, Suriye ve İran'ın yanı sıra diaspora Kürtlerini de temsilen kişiler katılmıştı.Toplantının gündeminde neler vardı:1- Suriye, İran ve Türkiye'de bağımsız Kürt federal bölgelerinin kurulma olanakları...2- Böyle bir olasılık durumunda karşılaşılması muhtemel zorluk ve engeller...3- Bağımsızlık yolunda Kürt halkının motivasyonu...4- Irak'taki olası Kürt devletinin komşu ülkelere etkileri...5- Bağımsızlık durumunda bölge ülkelerinin muhtemel engellemelerine karşı Kürtlerin karşı koyma yöntemleri...Toplantıda tüm bu konular detaylı bir şekilde tartışılmıştı ve Amerikalılar tarafından not edilmişti.Evet, sıkı durun, açıklanan ortak görüş ise oldukça dikkat çekiciydi:"Şimdilik Kürtlerin bulundukları ülke sınırları içinde mücadele ederek Irak Kürtlerinin elde ettiği haklara benzer haklar elde etmesini sağlamaları..."Yani içinde ülkemizin de bulunduğu komşu ülkelerde Kürtlere Irak'takiler gibi haklar sağlanacak. Bunun bizim için anlamı Türkiye'de, ileride bağımsızlık hedefi olan bir federatif yapının oluşması.Peki, bugün Kerkük konusunda ahkam kesen siyasilerimiz sadece Kerkük değil, ülkemizin bölünmesinin planlandığı böyle bir toplantıya ne tepki vermişti? Koskoca bir hiç.Böyle tehlikeli hedefleri olan bir oluşuma destek verilmeye devam edildiği gerçeğini Sayın Dışişleri Bakanımızın kendi ifadeleriyle ortaya koyduk. Peki, ya bu Kuzey Irak'ta kurulan her türlü desteği sağladığımız Sözde Kürdistan'ın anayasasında neler var? Madde 2: Kürdistan Bölgesi, 1970 öncesindeki sınırlarıyla Kerkük, Süleymaniye, Erbil ve Duhok vilayetleriyle Akra, Şeyhan, Sincar bölgelerinden, Musul Vilayeti'ndeki Zummar alt - bölgesinden, Diyala Vilayeti'ndeki Hanekin ve Mandali bölgelerinden ve Kut Vilayeti'ndeki Badra bölgesinden oluşur. Madde 4: Kürdistan Bölgesi'nin halkı Kürtlerden ve diğer ulusal azınlıklarından oluşur (Türkmen, Asuri, Keldani ve Arap) ve bu anayasa söz konusu azınlıkların haklarını tanır. (Türkmenler, Kerkük ve Musul'da en iyi ihtimalle azınlık konumuna düşecek)Madde 5: Kerkük şehri Kürdistan Bölgesi'nin başkenti olacak.Madde 75: Kürdistan Bölgesel Meclisi'nin onayı alınmadan, Irak Federe Cumhuriyeti'nin mevcudiyeti ve siyasal sistemi değiştirilemez. Buna ters düşen herhangi bir uygulama Kürdistan Bölgesi'nin halkı için self-determinasyon hakkı doğurur. (Bu da Bağımsız Kürdistan'a kapı açan madde)Peşmerge anayasasının bu maddelerini, ben, kasım 2005 tarihli bir gazeteden aldım, yani bunlar gizli kapaklı değildi.Dikkat ederseniz, Musul, Kerkük ve Türkmen kardeşlerimizin statüsü o gün oldukça kesin ifadelerle anayasalarında ortaya konmuş.Peki, bugün ahkam kesen siyasi irademiz bu konuda ne yaptı? Yine koskoca bir hiç.İşte bu sebepten ötürü, başta da ifade ettiğim gibi, AKP iktidarının dış politikadaki acziyetini anlamada sadece Kuzey Irak'taki aleyhimize olan gelişmelere ve siyasilerimizin bu sürece katkılarına bakmak yeterlidir.Bir de buna Kıbrıs'ı, Ege kıta sahanlığını, sözde soykırım iddialarını, AB sürecinde geldiğimiz noktayı, ABD'nin bütün tavizlerimize rağmen restlerini?ve daha birçok gelişmeyi eklediğimizde, dış politikada tamamen fiyasko yaşadığımızı söyleyebiliriz.Bu kadar dış fiyaskoya rağmen, lütfen hiçbir siyasi yetkili, bu aziz milletin karşısına çıkarak, "biz Türkiye'yi dünyaya açtık, dünyaya tanıttık" demesin.Ülkemiz böyle fiyaskolarla tanınacağına hiç tanınmasın daha iyi.Dünyadaki imajımız, milli projeleri hayata geçirdiğimiz Atatürk'ün döneminde mi daha iyiydi, yoksa bugün mü?Sadece Kuzey Irak politikası bile bu sorunun cevabını vermiyor mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025