Sosyal medyayı en çok kullanan parti olan AKP aynı zamanda sosyal medyaya en çok karşı olan parti duruşu sergiliyor.
Hatta partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Türk Devletleri Medya Toplantısı'na gönderdiği video mesajında; 'Dijital faşizm bir tehdit unsuru haline geldi. Dezenformasyonla mücadeleye birlikte devam edeceğiz… Dijital faşizm bugün milyarlarca insanın doğru ve tarafsız haber alma hakkını engelleyen bir tehdit unsuru haline gelmiştir" dedi.
Faşist nedir, kimdir? Kime göre faşist? Kime göre tehdit?
Örneğin saç örtülü bir kadın adı Sevda Noyan mı ne! İki yıl önce bir canlı yayında: '15 Temmuz kursağımızda kaldı. Bizim aile şöyle 50 kişiyi götürür. Biz bu konuda çok donanımlıyız' dedi.
Tepkiler üzerine konu yargıya gitti. Mahkeme, davanın düşmesine karar verdi.
Diğer taraftan CHP İstanbul il başkanı 8-10 yıl önce sosyal medyadan yaptığı paylaşımlar için ceza aldı.
Yine saç örtülü yazarlardan Hilal Kaplan sosyal medyadan, 'diyorlar ki devlete katil, deme. Olur. Serti katil' mesajını yayımladı. Ne devlete sahip çıkan oldu, ne de bir dava açan?
Ama 78 yaşındaki bir kadın 'süslü Sülo' tabiri için gözaltına alınırken 2 lise öğrencisi de Erdoğan'a hakaretten okulda gözaltına alındı.
Örnekler milyonu geçer. Demek ki ortada tanımlanmamış bir 'faşizm' var. Yumuşak ifade ile 'Beni eleştirirsen faşistsin, hainsin, teröristsin. Başkalarını eleştirir, tehdit edersen ise yargılanır ve ceza alırsın.
Evet, tek parti iktidarı sosyal medyadan rahatsız. Yazılı ve görsel medyada sağladığı kontrolü sosyal medyada sağlayamıyor. Kontrol edemiyor.
Diğer taraftan sosyal medya adeta arşiv veya yüzleştirme ve de sorgulama aracı olarak da kullanılabiliyor.
Dün böyle demiştin, bugün neden böyle yaptın? Dün şu ayeti okumuştun, bugün ayeti neden unuttun?
Kısaca sosyal medya yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları sıcak tutuyor. Haliyle iktidar rahatsız, iktidar tedirgin.
Efendim! Milleti galeyana getirip, provokasyona sürüklermiş!
1955'teki 6-7 Eylül olaylarında sosyal medya yoktu. Kardeşin kardeşe kurşun sıktığı 80 öncesinde de sosyal medya yoktu. Madımak'ta da, Başbağlar'da da sosyal medya yoktu.
Ama bu milleti mezhebine, siyasi görüşüne, bıyık uzunluğuna, kıyık-kıyafetine göre ayrıştıran siyasiler hep vardı.
Bir ara Diyanet İşleri Başkanı da sosyal medya karşıtlığına soyundu. 'sosyal medya, Allah'ı unutturuyor' dedi.
BTP lideri Hüseyin Baş, 'Sende bir twit at, hatırlat' diyerek tarihi bir kapak yapmıştı.
Gençlerin en güvendiği haber kaynağı; sosyal medya
Bugün özellikle 40 yaş üstü siyasetçilerimiz çağın değiştiğini kabul etmek istemiyor. Hele hele milli ve manevi değerler üzerinden siyaset yapan lider ve anlayışlar bu değişimi inkar bile ediyor.
Hala sorgulamayan, koskoca bakan, başbakan, cumhurbaşkanı yalan mı söyleyecek, mantığında itaatkar, teslimiyetçi bir toplum arzusundalar.
Ama o dünya sultanlar, padişahlar, krallar dönemindeydi ve o dünya biteli çok oldu. Artık yeni bir dünya var. İster kabul et, ister etme!
Yeni nesil önüne konulanı değil kendi istediğini arıyor, sorguluyor. Dahası kendini ifade etmek istiyor ve bu imkanı sosyal medyada buluyor. Bu ve daha bir çok sebepten günümüz gençliği sosyal medyaya daha çok güveniyor.
Dijitalleşen dünyada özellikle gençler kitle iletişim araçlarıyla siyasete müdahil olabiliyorlar. Cumhurbaşkanına, bakanlara, liderlere çok rahat cevap verebiliyorlar.
Anlatılanı değil anladıklarını, düşündüklerini sosyal medya aracılığıyla dile getirebiliyorlar.
Sosyal paylaşım siteleri, yeni toplumsal hareketler için alternatif bir medya oluşturmuştur. Bu noktada sosyal medyanın en avantajlı yönü özellikle zaman ve mekân sınırı tanımaması ve geleneksel hiyerarşik yapılar içerisinde yer almamasıdır.
Bu durum gençliğin iletişime geçme, örgütlenme ve eylemlerini planlamaya yardımcı olmaktadır.
Geleneksel siyaset mantığı ve siyasetçilerin hoşuna gitmese hatta tehdit olarak görse de artık dijital bir dünyada yaşadığımız gerçeğini herkes kabul ediyor.
Zaten yapılan anketlerde sosyal medyaya güven yüksekken, ana akım medyaya güvenin oldukça düşük olduğu görülüyor. Her 10 gençten sadece 1'i ana akım medyaya güveniyor.
Son söz: Sosyal medya sorun değil bir araçtır. Sorun liyakatsiz, ehliyetsiz, beceriksiz, sözünde durmayan, güven vermeyen, halkı küçük gören, ayrıştıran sosyal yapıların, çeşitli kimliklerle toplumun önünde olanların, siyasi anlayış ve liderlerin varlığıdır.
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025