İspanya ve İtalya'ya gönderilen yardım malzemelerinin kutuları üzerinde Türkiye Cumhuriyeti simgesi yerine cumhurbaşkanlığı simgesinin yer alması tartışmalara neden oldu.
AKP sözcüsü Ömer Çelik'in; "Virüs salgınıyla uğraşırken siyasi hastalık üretmeye ara vermeyenler olması üzücüdür" sözleri doğru bir bakış ama failsiz.
Kim bu siyasi hastalık üretmeye çalışanlar?
Türkiye Cumhuriyeti simgesinin yani ay-yıldızın yerine forsun simgesini koyanlar mı?
Ya da organize edilip, İETT otobüslerinde kalabalık komplosu kuranlar mı?
Yoksa alenen tehlikeyi bar bar bağırıp, önlem alın, önlem alın diye çağrıda bulunan, sağlık ve ekonomi sisteminin eksiklerini yazan-çizen ve kurtuluş yolunu gösteren bizler mi?
Asıl konuya gelirsek! "Virüs Türkiye'de" açıklaması yapıldıktan sonra CHP'li belediyeler söylem ve icraatlarla hükümetin hep bir adım önünde oldular.
Örneğin suya indirim yaptılar, faturaları ötelediler, park-bahçe vs. tedbir, uyarı ve denetimlerini anında yaptılar.
Sağlık personeline toplu taşımayı bedava yaptılar. Ardından hükümetten benzer açıklama ve adımlar geldi. En son bağış kampanyası başlattılar.
Ama hükümet "dur" dedi. Neden, sorusunun cevabı çok net; partizanca bakış ve itibar kaybına uğramak.
İktidar, belediyelerin bu icraatlarına çok kızdı. Anında karar ve yasak geldi. Bu karar ve yasakları açıklamak için kurdukları cümleler ise ortaya müthiş bir profil koydu.
İçişleri Bakanı dedi ki; "Devlet, vali izin vermeden sen banka numaraları açıklarsan, 'Ben yardım topluyorum' dersen, siz başka bir devlet oluşturmak istiyorsunuz, bu kadar açık ve net."
Ve son sözü Sayın Erdoğan söyledi; "Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur. Bu bakımdan, şu anda bu kampanyalar sadece devletimizin açıkladığı birimler tarafından yürütülmektedir. Bunların takibi İçişleri Bakanlığı, valiliklerimiz vasıtasıyla yürütülmektedir. Belediyeler böyle kampanyalar açacak olursa, devlet içinde devlet olur. Yasalar da buna müsaade etmiyor."
Sayın Erdoğan ve İçişleri Bakanı'na tek soru; Belediyeler devlet kurumu mudur, devlet kurumu değil midir?
Gelelim, 'devlet içinde devlet' tanımlamasına! Tabi bu tanım akla paralel devlet, paralel yapı, FETÖ ve yere, göğe sığmayan malum övgüleri getirdi.
Muhalefet ve yazarlar, AKP-FETÖ irtibatı üzerinden devlet içinde devlet, tabirini yorumladılar.
O konu sakız olduğu için ben başka bir başlık açmak istiyorum; Devlet içinde devlet nasıl olunur?
Örneğin kanunlar ortadayken kurumların yapılarıyla oynamak, kapatmak, açmak, kanunlara rağmen atama yapmak, devlet içinde devletleşmek değil midir?
Kanun ve Meclis ortadayken kararnamelerle devlet yönetmek, devlet içinde devletleşmek değil midir?
Yazılı sınavlarda başarılı olanları, mülakatta elemek, sınavlarda başarısız olanları mülakatla atamak, devlet içinde devlet olmak değil midir?
Devletin ve belediyelerin bünyesine akraba, eş, dost, arkadaş ile doldurmak, devlet içinde devlet olmak değil midir?
Üniversitelere, yargı kurumlarına, bilimsel kurumlara vs. kafaya göre atama yapmak, devlet içinde devlet olmak değil midir?
Sırf benim partimden değil, diye belediyelerin giderlerini kesmek, ödeneklerini kısmak, devlet içinde devlet olmak değil midir?
Sosyal yardımları ihtiyaç sahiplerine göre değil de oy rengine göre dağıtmak, devlet içinde devlet olmak değil midir?
Netice olarak hastanın durumu iyi değil. Yara büyük, kan kaybı çok. Kan yok. En önemlisi doktorlar çakma.
Kampanyalarla, süslü cümlelerle, milli ve manevi duyguları galeyana getirmekle ne halkın ihtiyaçları karşılanır ne de ekonomik sıkıntılar aşılıyor.
Çözüm Milli Ekonomi Modelidir. Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Artık gurur ve kibirlerinizi bırakma vaktiniz gelmedi mi?
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025