Konunun uzmanı olması hasebiyle sevgili Mehmet Emin, her Cuma dini konularda yazıyor. Ben şahsen istifade ediyorum.
Ola ki birkaç kitap karıştırır korkusuyla mı, bilinmez, imamların hutbe hazırlamasını yasakladı Diyanet.
Artık Ankara'dan hazırlanıp yollanıyor hutbeler.
Hani her bir işimizin çözüm yeri başkent ya; o kabil.
Oğluna iş,
Ağzına diş,
Sofrasına aş,
Gözüne kaş,
Yetmişinde eş,
ucuz ya da beleş
arayan
Ankara'nın yolunu tutar. Çözümü oralarda arar da, hutbe Fizan'dan gelecek değil her halde.
Hutbe de,
Rütbe de Ankara'dan.
Buna rağmen bir Molla Kasım çıkıp da Mehmet Emin beyin makalelerini niye hutbe olarak okumasın?
Hiç dikkatinizi çekti mi?
O, 1400 sene evvel Alemlerin Efendisi'nin günümüzü tasvir eden, başımıza gelecek halleri anlatan hadis-i şerifleri...
Hepsinde de yüzde yüz isabet etti o yüce insan
Hz. Muhammed (sav).
Ben ıskaladığı bir maddeye rastlamadım.
Necm Sûresi 3. ve 4. ayetlerde buyurulduğu üzere, çünkü "O, kendi hevasından konuşmaz. O'nun konuştukları ancak vahiydir"
İleride ne olacağını, bu olanların yüzünden başımıza hangi hallerin geleceğini bir bir anlattılar.
Hem de 14 asır önce.
Aslında bütün bunlara işaret eden ayetler yok değil.
Ama ayet-i kerimeler mücmel olarak işaret ettiği bu hakikatleri Hz. Peygamber (as) bizim anlayacağımız şekilde açıklıyor.
Mehmet Emin beyin çok azını makalesine aldığı bu hadisi şerifleri okuyunca şunu anladım;
birilerinin Hz. Peygamber (as)'ı dışlayan bir din sevdasına düşmeleri boşuna değilmiş.
Laf ebeliği kabilinden "Kur'an'daki İslam" diye tutturmaları bu yüzdenmiş meğer.
Nasıl olsa Kur'an ayetlerini istedikleri gibi yorumluyorlar.
Hem de Hz. Peygamber (as)'ın: "Kur'an'ı kendi arzusuna göre yorumlayanlar cehennemdeki oturaklarını hazırlasınlar" hadisi ortadayken.
Ama onlar postmodern bir yaklaşımla şöyle diyebilirler:
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
Buldu yeşil dolarları
Ne etsin cenneti Nuri?
Aşağıdaki hadis-i şerifi duyan bir teolog nasıl sevsin Hz Muhammet (as)'ı?
Ashab-i Kiram'ın büyüklerinden Ebu Said ve Enes (Allah her ikisinden razı olsun) anlatıyorlar.
Resulüllah (as) buyurdular ki:
"Ümmetimin arasında ihtilaflar ve fitneler meydana gelecek. Onlardan bu ihtilafları ortaya süren bir gurup, lafıyla güzel, amelleriyle kötü olacak. Bunlar Kur'an okuyacaklar; ancak okudukları, köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecek. Bunlar -mesnetsiz lakırdıları sebebiyle- tıpkı okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkarlar. Onlar, nasıl ki ok kirişine dönmez, aynen öyle bir daha dine geri gelmezler. Bunlar yaratıkların en şerlileridir... Onlar insanları Kitabullah'a çağırırlar; fakat kitaptan zerre kadar nasipleri yoktur".
Ashab-ı Kiram sorar:
"Ey Allah'ın Resulü, onların alameti nedir?"
Resulüllah cevap verir: "Metruş olmak -bıyığı, saçı sakalı kazınmış din bezirganı- buyurdular."
(Buhari, Sahih, fedail 36, edep 95, istitabe 6; Müslim, Sahih, zekat 143; Ebu Davut, Sünen, sünnet 31, hadis no. 4765; Nesai, sünen, tahrim, 26; İbn Mace, Muvatta, Kur'an 10; Kütüb-i Sitte, c. 13, hadis no. 4816)
Neredeyse kaynağı metni kadar yukarıdaki hadisi şerifi okuyan mesela "metruş bir teolog" nasıl hürmet etsin o yüce Peygamber (as)'e.
Nasıl O'na "postacı" demesin?
Nasıl O'nu Araplara münhasır kılmasın?
İşte ben bu yazının tam da bu kısmını yazarken, mübarek-i kadîm bir kanalda tam da Hz. Peygamber (as)'ın tarif ettiği tipler, aynen O'nun işaret ettiği konulara, aynen buyurduğu tarzda yorumlar getiriyorlardı.
Bir kulluk dini olan İslam'ı ve o kulluğu ifada ilk ve ana kaynak olan Kur'an'ı felsefe çukuruna yuvarlamanın ilmi(!) kavgasını veriyorlardı.
Bir farkı vuzuhata kavuşturmak lazım ki içlerinde tek de olsa "kıl harmanı" biri de vardı.
Salat ve Selam sana ey Allah'ın Resulü.
Ola ki birkaç kitap karıştırır korkusuyla mı, bilinmez, imamların hutbe hazırlamasını yasakladı Diyanet.
Artık Ankara'dan hazırlanıp yollanıyor hutbeler.
Hani her bir işimizin çözüm yeri başkent ya; o kabil.
Oğluna iş,
Ağzına diş,
Sofrasına aş,
Gözüne kaş,
Yetmişinde eş,
ucuz ya da beleş
arayan
Ankara'nın yolunu tutar. Çözümü oralarda arar da, hutbe Fizan'dan gelecek değil her halde.
Hutbe de,
Rütbe de Ankara'dan.
Buna rağmen bir Molla Kasım çıkıp da Mehmet Emin beyin makalelerini niye hutbe olarak okumasın?
Hiç dikkatinizi çekti mi?
O, 1400 sene evvel Alemlerin Efendisi'nin günümüzü tasvir eden, başımıza gelecek halleri anlatan hadis-i şerifleri...
Hepsinde de yüzde yüz isabet etti o yüce insan
Hz. Muhammed (sav).
Ben ıskaladığı bir maddeye rastlamadım.
Necm Sûresi 3. ve 4. ayetlerde buyurulduğu üzere, çünkü "O, kendi hevasından konuşmaz. O'nun konuştukları ancak vahiydir"
İleride ne olacağını, bu olanların yüzünden başımıza hangi hallerin geleceğini bir bir anlattılar.
Hem de 14 asır önce.
Aslında bütün bunlara işaret eden ayetler yok değil.
Ama ayet-i kerimeler mücmel olarak işaret ettiği bu hakikatleri Hz. Peygamber (as) bizim anlayacağımız şekilde açıklıyor.
Mehmet Emin beyin çok azını makalesine aldığı bu hadisi şerifleri okuyunca şunu anladım;
birilerinin Hz. Peygamber (as)'ı dışlayan bir din sevdasına düşmeleri boşuna değilmiş.
Laf ebeliği kabilinden "Kur'an'daki İslam" diye tutturmaları bu yüzdenmiş meğer.
Nasıl olsa Kur'an ayetlerini istedikleri gibi yorumluyorlar.
Hem de Hz. Peygamber (as)'ın: "Kur'an'ı kendi arzusuna göre yorumlayanlar cehennemdeki oturaklarını hazırlasınlar" hadisi ortadayken.
Ama onlar postmodern bir yaklaşımla şöyle diyebilirler:
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
Buldu yeşil dolarları
Ne etsin cenneti Nuri?
Aşağıdaki hadis-i şerifi duyan bir teolog nasıl sevsin Hz Muhammet (as)'ı?
Ashab-i Kiram'ın büyüklerinden Ebu Said ve Enes (Allah her ikisinden razı olsun) anlatıyorlar.
Resulüllah (as) buyurdular ki:
"Ümmetimin arasında ihtilaflar ve fitneler meydana gelecek. Onlardan bu ihtilafları ortaya süren bir gurup, lafıyla güzel, amelleriyle kötü olacak. Bunlar Kur'an okuyacaklar; ancak okudukları, köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecek. Bunlar -mesnetsiz lakırdıları sebebiyle- tıpkı okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkarlar. Onlar, nasıl ki ok kirişine dönmez, aynen öyle bir daha dine geri gelmezler. Bunlar yaratıkların en şerlileridir... Onlar insanları Kitabullah'a çağırırlar; fakat kitaptan zerre kadar nasipleri yoktur".
Ashab-ı Kiram sorar:
"Ey Allah'ın Resulü, onların alameti nedir?"
Resulüllah cevap verir: "Metruş olmak -bıyığı, saçı sakalı kazınmış din bezirganı- buyurdular."
(Buhari, Sahih, fedail 36, edep 95, istitabe 6; Müslim, Sahih, zekat 143; Ebu Davut, Sünen, sünnet 31, hadis no. 4765; Nesai, sünen, tahrim, 26; İbn Mace, Muvatta, Kur'an 10; Kütüb-i Sitte, c. 13, hadis no. 4816)
Neredeyse kaynağı metni kadar yukarıdaki hadisi şerifi okuyan mesela "metruş bir teolog" nasıl hürmet etsin o yüce Peygamber (as)'e.
Nasıl O'na "postacı" demesin?
Nasıl O'nu Araplara münhasır kılmasın?
İşte ben bu yazının tam da bu kısmını yazarken, mübarek-i kadîm bir kanalda tam da Hz. Peygamber (as)'ın tarif ettiği tipler, aynen O'nun işaret ettiği konulara, aynen buyurduğu tarzda yorumlar getiriyorlardı.
Bir kulluk dini olan İslam'ı ve o kulluğu ifada ilk ve ana kaynak olan Kur'an'ı felsefe çukuruna yuvarlamanın ilmi(!) kavgasını veriyorlardı.
Bir farkı vuzuhata kavuşturmak lazım ki içlerinde tek de olsa "kıl harmanı" biri de vardı.
Salat ve Selam sana ey Allah'ın Resulü.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024