‘Delilsiz düşmanlık eden takvalı olamaz’
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "İbret alınacak şey ne kadar da çoktur; ibret alan ise ne kadar da azdır. Düşmanlıkta aşırı giden günah işler, ondan geri kalan zulme uğrar, (delilsiz) düşmanlık eden ise takvalı olamaz"
05.07.2023 10:20:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
Yahudilerden bazısı; "Siz Peygamberinizi defnetmeden O'nun hakkında ihtilafa düştünüz" dediğinde, Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Biz, O'ndan (Peygamber'den) bize ulaşan şeyler hususunda ihtilafa düştük, O'nun hakkında değil. Ama sizler (Nil denizinden kurtulur kurtulmaz) henüz ayaklarınız kurumadan peygamberinize; 'Ey Musa, onların ilahları gibi sen de bize bir ilah yap' dediniz. O da, 'Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kav- imsiniz' (A'raf: 138) dedi."
Kendisine zarar verdiği halde düşmanına saldıran birini gördüğünde, Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Sen, arkasındaki birini öldürmek için kendini mızraklayan kimse gibisin."
"Allah bunca insanın hesabını nasıl görmektedir?" diye sorduklarında, Hz. Ali (a.s.), "Onlara rızıklarını verdiği gibi." diye buyurdu. "Onlar Allah'ı görmedikleri halde onların hesabını nasıl görecektir?" diye sorduklarında ise şöyle buyurdu: "Allah'ı görmedikleri halde onlara rızık verdiği gibi."
Enes b. Malik, Gadir-i Hum'da bulunup Resûlullah (s.a.a)'in; "Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım, onu seveni sev; ona düşman olana düşman ol" şeklindeki sözünü duymuş olmasına rağmen, "Ben unutmuşum" demişti. Bunun üzerine Hz. Ali (a.s.), "Yalan söylüyorsan, Allah seni sarığın kapatamayacağı parlak bir beyazlığa (abraş hastalığına) duçar kılsın" buyurdu. Bundan dolayı o da abraş hastalığına yakalandı.
Kâtibi Ubeydullah b. Ebi Rafi'e ise şöyle buyurdu: "Hokkaya yün koy, kaleminin ucunu uzun tut, satırların arasını aç, harflerin arasını sıkılaştır; çünkü bu, yazının güzelliği için daha uygun bir yoldur."
"İbret alınacak şey ne kadar da çoktur; ibret alan ise ne kadar da azdır."
"Düşmanlıkta aşırı giden günah işler, ondan geri kalan zulme uğrar, (delilsiz) düşmanlık eden ise takvalı olamaz."
"Ardından iki rekât namaz kılmak ve Allah'tan afiyet (bağışlanma) dilemek fırsatı verilen günah, beni üzmez."
"Elçin, aklının tercümanıdır; mektubun, senin adına en iyi konuşandır."
"Şiddetli belaya uğrayan kimse duaya, beladan amanda olmayan kimseden daha çok muhtaç değildir."
"İnsanlar dünyanın çocuklarıdır; insan annesini sevdiğinden dolayı kınanmaz."
"Fakir, Allah'ın elçisidir; ondan esirgeyen, Allah'tan esirgemiştir; ona veren, Allah'a vermiştir."
"Kıskanç olan, asla zina etmez."
"Ecel, insanı korumaya yeter."
"Çocuğu ölen uyur ama malı çalınan uyumaz."
"Babalar arasındaki sevgi, oğullar arasında yakınlık sebebidir. Akrabalığın dostluğa ihtiyacı, dostluğun akrabalığa ihtiyacından daha fazladır."
"Mü'minlerin zanlarından sakının. Çünkü Allah, hakkı onların dillerinde kılmıştır."
"İnsan, elinde olandan daha çok Allah'ın elinde olana itimat etmedikçe doğru bir imana erişemez."
"Kalplerin yöneliş ve yüz çevirişi vardır; yönelince onu nafilelere yöneltin; yüz çevirince de farzlarla yetinin."
"Kur'an'da sizden öncekilerin haberleri, sizden sonrakilerin haberleri ve aranızdaki şeylerin hükümleri vardır."
"Taşı nereden geldiyse oraya atın; çünkü şerri, ancak şer giderir."
"Ben Mü'minlerin önderiyim, mal da günahkârların önderidir."
(Nehcü'l-Belağa'dan...)
Kendisine zarar verdiği halde düşmanına saldıran birini gördüğünde, Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Sen, arkasındaki birini öldürmek için kendini mızraklayan kimse gibisin."
"Allah bunca insanın hesabını nasıl görmektedir?" diye sorduklarında, Hz. Ali (a.s.), "Onlara rızıklarını verdiği gibi." diye buyurdu. "Onlar Allah'ı görmedikleri halde onların hesabını nasıl görecektir?" diye sorduklarında ise şöyle buyurdu: "Allah'ı görmedikleri halde onlara rızık verdiği gibi."
Enes b. Malik, Gadir-i Hum'da bulunup Resûlullah (s.a.a)'in; "Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım, onu seveni sev; ona düşman olana düşman ol" şeklindeki sözünü duymuş olmasına rağmen, "Ben unutmuşum" demişti. Bunun üzerine Hz. Ali (a.s.), "Yalan söylüyorsan, Allah seni sarığın kapatamayacağı parlak bir beyazlığa (abraş hastalığına) duçar kılsın" buyurdu. Bundan dolayı o da abraş hastalığına yakalandı.
Kâtibi Ubeydullah b. Ebi Rafi'e ise şöyle buyurdu: "Hokkaya yün koy, kaleminin ucunu uzun tut, satırların arasını aç, harflerin arasını sıkılaştır; çünkü bu, yazının güzelliği için daha uygun bir yoldur."
"İbret alınacak şey ne kadar da çoktur; ibret alan ise ne kadar da azdır."
"Düşmanlıkta aşırı giden günah işler, ondan geri kalan zulme uğrar, (delilsiz) düşmanlık eden ise takvalı olamaz."
"Ardından iki rekât namaz kılmak ve Allah'tan afiyet (bağışlanma) dilemek fırsatı verilen günah, beni üzmez."
"Elçin, aklının tercümanıdır; mektubun, senin adına en iyi konuşandır."
"Şiddetli belaya uğrayan kimse duaya, beladan amanda olmayan kimseden daha çok muhtaç değildir."
"İnsanlar dünyanın çocuklarıdır; insan annesini sevdiğinden dolayı kınanmaz."
"Fakir, Allah'ın elçisidir; ondan esirgeyen, Allah'tan esirgemiştir; ona veren, Allah'a vermiştir."
"Kıskanç olan, asla zina etmez."
"Ecel, insanı korumaya yeter."
"Çocuğu ölen uyur ama malı çalınan uyumaz."
"Babalar arasındaki sevgi, oğullar arasında yakınlık sebebidir. Akrabalığın dostluğa ihtiyacı, dostluğun akrabalığa ihtiyacından daha fazladır."
"Mü'minlerin zanlarından sakının. Çünkü Allah, hakkı onların dillerinde kılmıştır."
"İnsan, elinde olandan daha çok Allah'ın elinde olana itimat etmedikçe doğru bir imana erişemez."
"Kalplerin yöneliş ve yüz çevirişi vardır; yönelince onu nafilelere yöneltin; yüz çevirince de farzlarla yetinin."
"Kur'an'da sizden öncekilerin haberleri, sizden sonrakilerin haberleri ve aranızdaki şeylerin hükümleri vardır."
"Taşı nereden geldiyse oraya atın; çünkü şerri, ancak şer giderir."
"Ben Mü'minlerin önderiyim, mal da günahkârların önderidir."
(Nehcü'l-Belağa'dan...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.