Direkt ortadan dalayım meseleye. Maalesef delikanlılığımızı yitirdik ve yitirmeye devam ediyoruz. Aynı olay. Kahramanları farklı. Birine alkış tutarken, diğerine küfrediyoruz. Diyeceksiniz ki, çok halkça yazıyorsun. Haliyle halk böyle yaptığı için, bizde yazıyoruz.
Artık köyleri yalancılar ve yabancılar yönettiği için doğruyu söyleyeni bu köylerden kovma ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Yeter ki haddi aşmasın, gerisi önemli değil. Nasıl olsa güç benim, devran benim havasındalar.
İlginç günler yaşıyoruz. Toplumun önünde özellikle siyasette önde olan insanlar her gün farklı bir kişilikle milletin karşısına çıkıyor. Atıyorum –A– partisinin başkanı 10 farklı karakter çiziyor. Vatandaş bu 10 karakterden hangisini sevdiyse alıyor, sahipleniyor. Kalan dokuzu dünyanın en kötü işlerini işlese bile sahiplendiği karakter onu tatmin ediyor. Böyle olmadı mı yıllardır. Azıcık mantığımızı kullansaydık, azıcık kim, ne dedi, ne yaptı sorgulamasına girseydik, emin olun, ne Türkiye bu halde olurdu ve ne de siyasiler bu ülkeyi babalarının çiftliği, halkı da koyun sanırdı. Bir iki örnek hatırlayalım. Hem de sıcak örnekler olsun;
* Başbakan bir “Dersim” tartışması başlatmıştı. Özrü peşinden gelmişti. Sonra ne oldu? Kişi başına 15 bin dolar düşen benim ülkemin insanının kafasına bu 15 bin dolar yetmemiş ki, bomba düştü. 35 vatandaş geçinmek için sınırda kaçakçılık yaparken yanlışlıkla bombalandı. Ama Başbakan özür dilemedi.
* Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak damadına ihale verdi, tutuklandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 180 yıl hapsi isteniyor. Ortak noktaları AKP’li olmamaları.
Kayseri Belediye Başkanı hem Cumhurbaşkanı, hem hükümetin güdümünde. Kimse yanaşamıyor. Erciş’te yıkılan evlerin ruhsatını veren başkan vekil olarak Meclis’te. Birde Ordu’nun Korgan Belediye Başkanı var. Aytaç bey damadına ihale verdiği için içerde ama Korgan belediye başkanı kardeşine ihale verdiği için durmadan göreve devam ediyor. Neden? AKP’li de ondan.
Tayyip Erdoğan; Ergenekon süreci için savcılığa soyunuyor. Hiçbir savcı çıkıp; Sen işine bak, biz işimiz neyse onun gereğini yaparız, demiyor. Ama Kemal Kılıçtaroğlu Ümraniye Davası’na bakan hakimlere “Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum” dediği için hakkında dosya açıldı, dokunulmazlığı kalkarsa Silivri’ye gidecek.
Tabi siyasetin birde sefa alemi var.
Batman’ın tanınmış ailelerinden Nasıroğulları’nın düğününe katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kürtçe türküler eşliğinde halay çekti. Bu sırada herhalde birileri karıştırdı ki, Bakan’ın başından aşağı dolarlar saçtılar. Doğuda halk perişan, aç, kaçakçı vs. ama bu bölgede ne hikmetse düğünlerdeki takıları gelinler taşıyamıyor. Yoksa “Maho Ağa” hala yaşıyor mu?
Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’ün şu haberi hak, adalet, kalkınma, kul hakkı, cihat, mücahit vs. söylemleri olanlara kapak olsun.
“…TBMM’nin bin 500’ü İstanbul’da olmak üzere 7 bin 500 personeli bulunuyor. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, bugüne kadar izlenmiş olan personel politikasından alabildiğine rahatsız. Milletvekilleri yeni personel alımı için sürekli bastırıyor, ‘yakınlarını alıyorlar’ denilmesin diye, Ali’nin yakınını Veli, Veli’nin yakınını Ali alıyor.”
Çiçek, “Benim tam 87 danışmanım var. Bunları bulup bir toplantı yapmak, tanımak istedim. Ancak 20’sine ulaşabildik. Diğerlerinin nerede olduğu bile bilinmiyor. Bugüne kadar ne o danışmanlardan bana herhangi bir öneri geldi, ne de ben birisine herhangi bir şey sordum. Artık, onların erimesini bekleyeceğiz ve yeni danışman almayacağız” dedi.
Üç dönemdir ülkeyi aynı zamanda Meclis’i yöneten anlayışın ve son TBMM Başkanı’nın hali buysa gerisini siz düşünün.
Yine aklıma geldi; Gül, Sarkozy’i tam üç gün aradı ama Sarkozy telefona çıkmadı. Neden biliyor musunuz? Korkudan…
Artık köyleri yalancılar ve yabancılar yönettiği için doğruyu söyleyeni bu köylerden kovma ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Yeter ki haddi aşmasın, gerisi önemli değil. Nasıl olsa güç benim, devran benim havasındalar.
İlginç günler yaşıyoruz. Toplumun önünde özellikle siyasette önde olan insanlar her gün farklı bir kişilikle milletin karşısına çıkıyor. Atıyorum –A– partisinin başkanı 10 farklı karakter çiziyor. Vatandaş bu 10 karakterden hangisini sevdiyse alıyor, sahipleniyor. Kalan dokuzu dünyanın en kötü işlerini işlese bile sahiplendiği karakter onu tatmin ediyor. Böyle olmadı mı yıllardır. Azıcık mantığımızı kullansaydık, azıcık kim, ne dedi, ne yaptı sorgulamasına girseydik, emin olun, ne Türkiye bu halde olurdu ve ne de siyasiler bu ülkeyi babalarının çiftliği, halkı da koyun sanırdı. Bir iki örnek hatırlayalım. Hem de sıcak örnekler olsun;
* Başbakan bir “Dersim” tartışması başlatmıştı. Özrü peşinden gelmişti. Sonra ne oldu? Kişi başına 15 bin dolar düşen benim ülkemin insanının kafasına bu 15 bin dolar yetmemiş ki, bomba düştü. 35 vatandaş geçinmek için sınırda kaçakçılık yaparken yanlışlıkla bombalandı. Ama Başbakan özür dilemedi.
* Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak damadına ihale verdi, tutuklandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 180 yıl hapsi isteniyor. Ortak noktaları AKP’li olmamaları.
Kayseri Belediye Başkanı hem Cumhurbaşkanı, hem hükümetin güdümünde. Kimse yanaşamıyor. Erciş’te yıkılan evlerin ruhsatını veren başkan vekil olarak Meclis’te. Birde Ordu’nun Korgan Belediye Başkanı var. Aytaç bey damadına ihale verdiği için içerde ama Korgan belediye başkanı kardeşine ihale verdiği için durmadan göreve devam ediyor. Neden? AKP’li de ondan.
Tayyip Erdoğan; Ergenekon süreci için savcılığa soyunuyor. Hiçbir savcı çıkıp; Sen işine bak, biz işimiz neyse onun gereğini yaparız, demiyor. Ama Kemal Kılıçtaroğlu Ümraniye Davası’na bakan hakimlere “Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum” dediği için hakkında dosya açıldı, dokunulmazlığı kalkarsa Silivri’ye gidecek.
Tabi siyasetin birde sefa alemi var.
Batman’ın tanınmış ailelerinden Nasıroğulları’nın düğününe katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kürtçe türküler eşliğinde halay çekti. Bu sırada herhalde birileri karıştırdı ki, Bakan’ın başından aşağı dolarlar saçtılar. Doğuda halk perişan, aç, kaçakçı vs. ama bu bölgede ne hikmetse düğünlerdeki takıları gelinler taşıyamıyor. Yoksa “Maho Ağa” hala yaşıyor mu?
Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’ün şu haberi hak, adalet, kalkınma, kul hakkı, cihat, mücahit vs. söylemleri olanlara kapak olsun.
“…TBMM’nin bin 500’ü İstanbul’da olmak üzere 7 bin 500 personeli bulunuyor. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, bugüne kadar izlenmiş olan personel politikasından alabildiğine rahatsız. Milletvekilleri yeni personel alımı için sürekli bastırıyor, ‘yakınlarını alıyorlar’ denilmesin diye, Ali’nin yakınını Veli, Veli’nin yakınını Ali alıyor.”
Çiçek, “Benim tam 87 danışmanım var. Bunları bulup bir toplantı yapmak, tanımak istedim. Ancak 20’sine ulaşabildik. Diğerlerinin nerede olduğu bile bilinmiyor. Bugüne kadar ne o danışmanlardan bana herhangi bir öneri geldi, ne de ben birisine herhangi bir şey sordum. Artık, onların erimesini bekleyeceğiz ve yeni danışman almayacağız” dedi.
Üç dönemdir ülkeyi aynı zamanda Meclis’i yöneten anlayışın ve son TBMM Başkanı’nın hali buysa gerisini siz düşünün.
Yine aklıma geldi; Gül, Sarkozy’i tam üç gün aradı ama Sarkozy telefona çıkmadı. Neden biliyor musunuz? Korkudan…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025