Ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne ve anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini değiştirmeye yönelik hareketler Türkiye Cumhuriyeti Devleti için tehdit unsurudur.Enteresandır, bizim varlık sebebimiz olan bu değerler üzerinde ciddi manada yanlış adımlar atılmasına rağmen kendinden tepki beklenen hiçbir kurumdan ses çıkmamaktadır. Yalnızca bu hükümet döneminde değil, 83 yıllık Cumhuriyet tarihinde Atatürk'ün ölümünü takip eden süreçte başlayan batı taklidi ve ancak Batı ile var olabiliriz kompleksi bizi bu noktaya taşımıştır. Bu öyle bir haldir ki, gelinen noktada Türkiye doğrularını ve yanlışlarını ve hatta tehdit unsurlarını dahi yabancı güçlerden aldığı akılla belirler olmuştur. Bağımsız bir ülke düşünün ki, meclisinden çıkan yasalar, İstiklal savaşını verdiği düşman kuvvetlerinin emirleriyle şekillensin veya ülkesini parçalayarak bir bölgesinde ayrı bir devleti kurmanın planlarını yapan illegal güçlere karşı sırf müttefikine ters düşmemek için sessiz kalsın. Veya kıyamete kadar ki neslini bakacak zengin yer altı kaynaklarını işletmek yerine uluslar arası para kuruluşlarından borç alarak geçinmeye uğraşsın, borç içinde yaşasın. Düşünebiliyor musunuz? Bu icraatlar öyle bir kılıfa sokulmuştur ki, atılan hiçbir yanlış adım göze batmamakta, hatta tehdit unsurları bile "öyle olması lazım" teslimiyeti ile karşılanmaktadır. Denilenleri yaparsak AB ye gireceğiz, teslimiyeti ile kaybetmek üzere olduğumuz ilk vatan parçamız Kıbrıs olacaktır. Bugün İstanbul'a vize ile girilmesi gerekir diyenler var. Suriçi İstanbul, Güneydoğu, Pontus bölgesi vs? Etnik temele dayalı parçalama senaryoları biz " aman AB kızmasın" derken bir bir hayata geçiriliyor.Tüm bunlara değer mi?Sınır ötesi operasyon için aylardır ABD den izin bekleyen Türkiye'ye neden bu sıcak ortamda izin verilmiştir hiç düşündünüz mü? Gerçekleşmesi muhtemel operasyon, kaynayan kazan Ortadoğu'da bir Türk - Kürt savaşını başlatacaktır. Eğer ABD'yi dinlemeye devam edersek İran da yakın gelecekte Türkiye'nin savaşacağı komşusu olacaktır. Oynanan oyunları iyi görmemiz gerekir. ABD'yi müttefik, AB'yi ulaşılması zorunlu hayalimiz kabul etmeye devam edersek, kaybettiklerimiz sadece tehdit unsurlarına karşı bakış açımız olmayacaktır. Çok yakında menfaatlerinden bahsedeceğimiz bir Türkiye kalmayabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012