Şu anda dünyanın en stratejik sahası tarım ve hayvancılıktır. Ülkemiz bu konuda geçmişte kendi kendine yeterken şimdi neredeyse bütün gıda maddelerini dışarıdan alır hale gelmiştir. Bu ithal kafayla gidilirse ülkenin tamamen bağımlı hale gelmesi mukadder.
Yıllardan beri Anadolu köylerini arşınlayan birisi olarak bir hakkı teslim etmek zorundayız sevgili okurlar.
Ülkedeki bütün olumsuzlukları -özelde tarım genelde ekonomi- düzene koyacak, yeniden topyekûn kalkınmamızı sağlayacak olan tek adres BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş ve O’nun kadrosudur.
Türk tarımını ayağa kaldırmak adına, BTP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Akbal çözüm adına bakınız neler söylüyor:
“Bilindiği üzere bir malın üretilmesi için dört ana unsur vardır.
a- Hammadde: Tarım ve hayvancılık için hammadde mera ve tarla, tohum, gübre vs.dir.
Bunlar memleketimizde fazlasıyla mevcuttur. Mera ve tarla yoksa yem ve ham madde yok demektir. Oysa memleketimizde 21,7 milyon hektar mera alanı, 17,5 milyon hektar ekilebilir tarla mevcuttur.
b- Emek: Bu meralarda hayvancılık yapacak, ziraat yapacak emekçiye ihtiyaç vardır. Bu da memleketimizde fazlasıyla mevcuttur. Genç bir nüfusumuz var Elhamdülillah.
c- Üretim Araçları: Bu da alet, edevat ve bilgi birikimidir. Türkiye alet edevat bakımından dünyanın en zengin ülkesidir. Benim memleketim Konya’da hayvan çiftlikleri ile ilgili her türlü malzeme, ziraat ile ilgili her türlü ekipman üretilmekte ve bu ürünler bütün dünyaya buradan ihraç edilmektedir. Bilgiye gelince memleketimiz tarihin en eski medeniyetinin beşiğidir. Binlerce yıldır bu topraklarda hayvancılık ve ziraat yapılmıştır ve eşsiz bir bilgi birikimi vardır. Elhamdülillah yeni üretim teknolojileri de geliştirebilmekteyiz. Yukarıda saydığımız bu üç madde ülkemizde fazlasıyla mevcuttur.
d- Finansman: Yani para, yukarıda sayılan üç maddenin devreye girmesi için zaruri olan unsur. Bu unsur temsili bir değerdir. İşte oynanan oyun burada da devreye giriyor.
İşte şu anki yöneticiler bu finansman meselesini çözemedikleri için başkalarının oyuncağı olmuşlardır. Kendi paralarını basmamışlar ve finansmanı dışarıdan faizle beraber borçlanarak bulmaya çalışarak üretilen malları dışarıya aktarmışlar ve faizle beraber çok yüksek maliyetle üretim yapmak zorunda kaldıkları için hayvancılıkla uğraşanlar ziraatla uğraşanlar pahalı üretip ucuz satmak zorunda kaldıkları için bu işleri yapmaktan vazgeçmişlerdir.”
BTP iktidarında üretilen mala alım ve fiyat garantisi verecektir. Dolayısıyla çiftçi ve köylü en az maliyeti kadar kâr edecek ve o ancak üretmeyi düşünecektir. Çiftçi ve köylüye akaryakıt desteği, gübre ve ilaç desteği, damızlık hayvan desteği ve tohum desteği verilecektir.
Şimdi şu sorulabilir. Bunlar veremiyor da BTP nasıl verecek?
Onlar veremez çünkü üretim için gerekli finansmanı ve ürün bedellerini ödemek için dışarıdan borç alarak bunu karşılıyorlar. Dolayısıyla bu borcu ödemek için de vergileri artırıyorlar. Bu da iki türlü oluyor. Birincisi, dolaysız vergileri artırmak, ikincisi de, alıp satılan mallara tüketim vergisi adı altında vergi koyarak fiyatları yükseltmek ki buna da dolaylı vergi diyoruz. Kendisinde para olmayan üretimi nasıl destekleyecek? Yapamaz ve de yapamıyorlar. Oysa BTP devletin senyoraj hakkını devreye koyarak para basma hakkını kullanıp kâğıt ve boyadan başka maliyeti olmayan finansmanı sağlıyor. Köylüsü çiftçisi de bu parayla üretim yaparak basılan bu paranın karşılığında üretimini yapıyor. Böylece sürdürülebilir bir sistem kurulmuş oluyor. Kurtuluş işte buradadır. Yani kurtuluş BTP’dedir. Kafası dışarıdan şarjlı yöneticilerimiz kendilerine başkaları tarafından öğretilen şu soruyu soruyorlar: “İyi ama eğer para basarsak enflasyon olmaz mı?” Dedim ya bunlar bu işleri bilmezler. Neden dışarıdan para gelince enflasyon olmuyor da biz kendi paramızı devreye koyunca enflasyon olsun ki? Eğer para, karşılığında mal bulursa enflasyon olmaz. Bunlar sizin emekleriniz karşılığında ürettiğiniz malları iktidarları uğruna söz verdikleri patronlarına aktarabilmek için oynadıkları bir oyundur. Şimdi gelin bu oyunları BTP’yi iktidara getirerek bozalım. Var mısınız? ”
Yıllardan beri Anadolu köylerini arşınlayan birisi olarak bir hakkı teslim etmek zorundayız sevgili okurlar.
Ülkedeki bütün olumsuzlukları -özelde tarım genelde ekonomi- düzene koyacak, yeniden topyekûn kalkınmamızı sağlayacak olan tek adres BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş ve O’nun kadrosudur.
Türk tarımını ayağa kaldırmak adına, BTP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Akbal çözüm adına bakınız neler söylüyor:
“Bilindiği üzere bir malın üretilmesi için dört ana unsur vardır.
a- Hammadde: Tarım ve hayvancılık için hammadde mera ve tarla, tohum, gübre vs.dir.
Bunlar memleketimizde fazlasıyla mevcuttur. Mera ve tarla yoksa yem ve ham madde yok demektir. Oysa memleketimizde 21,7 milyon hektar mera alanı, 17,5 milyon hektar ekilebilir tarla mevcuttur.
b- Emek: Bu meralarda hayvancılık yapacak, ziraat yapacak emekçiye ihtiyaç vardır. Bu da memleketimizde fazlasıyla mevcuttur. Genç bir nüfusumuz var Elhamdülillah.
c- Üretim Araçları: Bu da alet, edevat ve bilgi birikimidir. Türkiye alet edevat bakımından dünyanın en zengin ülkesidir. Benim memleketim Konya’da hayvan çiftlikleri ile ilgili her türlü malzeme, ziraat ile ilgili her türlü ekipman üretilmekte ve bu ürünler bütün dünyaya buradan ihraç edilmektedir. Bilgiye gelince memleketimiz tarihin en eski medeniyetinin beşiğidir. Binlerce yıldır bu topraklarda hayvancılık ve ziraat yapılmıştır ve eşsiz bir bilgi birikimi vardır. Elhamdülillah yeni üretim teknolojileri de geliştirebilmekteyiz. Yukarıda saydığımız bu üç madde ülkemizde fazlasıyla mevcuttur.
d- Finansman: Yani para, yukarıda sayılan üç maddenin devreye girmesi için zaruri olan unsur. Bu unsur temsili bir değerdir. İşte oynanan oyun burada da devreye giriyor.
İşte şu anki yöneticiler bu finansman meselesini çözemedikleri için başkalarının oyuncağı olmuşlardır. Kendi paralarını basmamışlar ve finansmanı dışarıdan faizle beraber borçlanarak bulmaya çalışarak üretilen malları dışarıya aktarmışlar ve faizle beraber çok yüksek maliyetle üretim yapmak zorunda kaldıkları için hayvancılıkla uğraşanlar ziraatla uğraşanlar pahalı üretip ucuz satmak zorunda kaldıkları için bu işleri yapmaktan vazgeçmişlerdir.”
BTP iktidarında üretilen mala alım ve fiyat garantisi verecektir. Dolayısıyla çiftçi ve köylü en az maliyeti kadar kâr edecek ve o ancak üretmeyi düşünecektir. Çiftçi ve köylüye akaryakıt desteği, gübre ve ilaç desteği, damızlık hayvan desteği ve tohum desteği verilecektir.
Şimdi şu sorulabilir. Bunlar veremiyor da BTP nasıl verecek?
Onlar veremez çünkü üretim için gerekli finansmanı ve ürün bedellerini ödemek için dışarıdan borç alarak bunu karşılıyorlar. Dolayısıyla bu borcu ödemek için de vergileri artırıyorlar. Bu da iki türlü oluyor. Birincisi, dolaysız vergileri artırmak, ikincisi de, alıp satılan mallara tüketim vergisi adı altında vergi koyarak fiyatları yükseltmek ki buna da dolaylı vergi diyoruz. Kendisinde para olmayan üretimi nasıl destekleyecek? Yapamaz ve de yapamıyorlar. Oysa BTP devletin senyoraj hakkını devreye koyarak para basma hakkını kullanıp kâğıt ve boyadan başka maliyeti olmayan finansmanı sağlıyor. Köylüsü çiftçisi de bu parayla üretim yaparak basılan bu paranın karşılığında üretimini yapıyor. Böylece sürdürülebilir bir sistem kurulmuş oluyor. Kurtuluş işte buradadır. Yani kurtuluş BTP’dedir. Kafası dışarıdan şarjlı yöneticilerimiz kendilerine başkaları tarafından öğretilen şu soruyu soruyorlar: “İyi ama eğer para basarsak enflasyon olmaz mı?” Dedim ya bunlar bu işleri bilmezler. Neden dışarıdan para gelince enflasyon olmuyor da biz kendi paramızı devreye koyunca enflasyon olsun ki? Eğer para, karşılığında mal bulursa enflasyon olmaz. Bunlar sizin emekleriniz karşılığında ürettiğiniz malları iktidarları uğruna söz verdikleri patronlarına aktarabilmek için oynadıkları bir oyundur. Şimdi gelin bu oyunları BTP’yi iktidara getirerek bozalım. Var mısınız? ”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025