Hz. Peygamber "Size iki emanet bırakıyorum. Biri Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim, diğeri Ehl-i Beyt'imdir" buyurmuştur. Ehl-i Beyt'in örnek davranışları ve faziletleri sayfalarca anlatmakla bitmez.
Biz yazımızda örnek davranışlarından ikisini anlatmakla iktifa edelim:
İmam Ali Efendimiz haneyi şeriflerine teşrif edip Fatıma anamızı iştahsız ve halsiz bir şekilde görünce; "Ya Fatıma! Dünya tatlılarından gönlün ne istiyor?" diye sorar.
Fatıma ana: "Ya Ali, nar istiyorum" buyurur.
İmam Ali Efendimizin yanında hiç para yoktur. Uzun uzun düşünür ve sonra kalkıp çarşıya gider. Biraz borç para bulur ve onunla bir nar satın alır. Eve giderken yol kenarına bırakılmış bir ihtiyar hasta görür. Hz. Ali o ihtiyara yaklaşıp:
"Gönlün ne istiyor?" diye sual buyurur.
O da: "Ya Ali! Beş gündür buraya atılmış duruyorum. İnsanlar geçip giderler. Kimse bana iltifat etmez. Benim canım nar istiyor" der.
İmam Ali Efendimiz Hz. Fatıma'nın durumunu da düşünerek tereddütsüz bir şekilde narı ihtiyara verir ve ihtiyar şifa bulur.
İmam Ali, Fatıma'dan hayâ ederek selam verir ve eve girer. Hz. Fatıma, Hz. Ali'yi görünce O'nu ayakta karşılar ve narın hadisesini öğrenince:
"Ya Ali! Sen üzülme; Allah ü Teâlâ'nın izzet ve celaline yemin ederim ki sen o ihtiyara o narı verdiğinde gönlümde, nara karşı olan iştah gitti" der. Hz. Ali O'nun bu sözleri ile ferahlar. O anda bir kimse gelip Hz. Fatıma'nın kapısını çalar. Ali kimsin diye sual buyurduklarında:
"Aç kapıyı ben Selman-ı Farisi'yim" diye ses gelir. Hz. Ali kalkıp kapıyı açar ve Hz. Selman içeri girer. Elinde üzeri mendille örtülü bir tabak vardır. O tabağı Hz. Ali'nin önüne koyar. Hz. Ali "Bunu kim gönderdi?" der.
Hz. Selman: "Bunu Allah Teâlâ Resûlullah'a gönderdi. Nebi Aleyhisselam da zatı şerifinize gönderdi" buyurdu. Hz. Ali tabağın örtüsünü açtı. Baktı ki, tabakta 9 tane nar var. İmam Ali buyurdular ki:
"Yâ Selman! Bu getirdiğin bana olsa 10 olurdu. Çünkü Hakk Teâlâ: "Kim bir iyilik ile gelirse onun için 10 misli vardır" buyuruyor. Bu ise ona uymuyor. Selman (r.a) tebessüm ederek, sakladığı bir narı da çıkarıp tabağa koydu. Ve: "Yâ Ali! Allah'a yemin ederim ki bu narlar 10 tane idi. Fakat ben seni tecrübe için bir tanesini saklamıştım" buyurdu.
Bir başka hadise de şöyledir: Hz. Ali, hurma bahçesinde akşama kadar çalışmış, akşam da devesinin üzerine bir çuval hurma yükleyerek evin yolunu tutmuştu. Devenin yuları da kölesi Kamber'in elindeydi. Hz. Ali de önde gidiyordu. Medine'nin içine girdiklerinde yoksulun birinin 'Allah rızası için' diyerek sızlandığını duydular.
Hz. Ali, 'Kamber bu adam ne istiyor' diye buyurdu. Kamber, 'hurma istiyor efendim' dedi. Hz. Ali, 'ver öyleyse' buyurdu. Kamber, 'hurma çuvalda' dedi. Hz. Ali, 'çuvalla ver öyleyse' dedi. Kamber, 'çuval devenin üstünde' dediğinde ise Hz. Ali Efendimiz, 'öyleyse deveyle birlikte ver' buyurdular. Kamber der ki, 'devenin ipi de benim elimde demekten korktum. Çünkü beni de deveyle birlikte yoksula vermekten hiç tereddüt etmeyebilirdi.'
Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin...
- Vergi, ceza, zam / 17.09.2024
- Üniversite mezunu işçiler / 29.07.2024
- Kurbandan maksat / 14.06.2024
- Herkes, şehrül-emin olabilir mi? / 16.01.2024
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023
- Onlar hakikate inanmazlar / 19.07.2023