'Çit baskı sanatı' ev kadınlarının elinde hayat buluyor
Elazığ'da yaşayan usta öğretici Özlem Takuçin, Halk Eğitim Merkezinde açılan kursla unutulmaya yüz tutmuş 'Çit baskı sanatını' kursiyerlere öğretip sanatın gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor
11.02.2022 10:22:00
Elazığ'da yaşayan usta öğretici Özlem Takuçin, Halk Eğitim Merkezinde açılan kursla unutulmaya yüz tutmuş 'Çit baskı sanatını' kursiyerlere öğretip sanatın gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor.
Çin'den dünyaya yayılan ve Harput yöresinde de 150 yıllık bir geçmişe sahip olan çit baskı sanatını görerek merak salan Özlem Takuçin, Kültür ve Turizim Bakanlığının valilik bünyesinde açmış olduğu çit baskı kursuna katıldı.
2015 yılında katıldığı kursu başarı ile tamamlayan Takuçin, daha sonra bu alanda usta öğretici oldu. Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan kursla ev kadınlarıyla birlikte bu sanatı yaşatmaya çalışan Takuçin, elinde bulunan 150'ye yakın kalıpla Harput arşivini oluşturmak istediğini kaydetti.
Bu sanatı yaşatmaya çalıştığını aktaran Elazığ Halk Eğitim Merkezi bünyesinde usta öğretici olan Özlem Takuçin, "Çit baskı sanatı eskiden Harput'a yapılan bir sanattı. Annelerimizin başlarına öttüğü o yazmalara eskiden çit denilirdi.
O yazmaların üstüne yapılan baskıların adına verilen isim çit baskı sanatıdır. Biz bu baskıları tekrar armut ağacına çiziyoruz. Çizdikten sonra oyma bıçakları yardımıyla oyup kalıbı çıkarıyoruz. Hazırlanan kalıplar kök boyalara batırılıp pamuklu bezlere aktarıyoruz. Bu sanat çok çok eskiden Harput'a yapılan bir sanatmış. Bizim elimizde şu an Harput'a ait 150' ye yakın kalıbımız var. Biz Harput arşivi yapmak istiyoruz. Bu konuda da yetkililerden destek bekliyorum' dedi.
Öğrencilerle sanatı yaşatmaya çalıştığını ifade eden Takuçin, "İmkan buldukça bir şeyler ortaya çıkarıyoruz. Eskiyi yeniye çeviriyoruz. Eski örtüleri köylerden bulup onun üzerindeki kalıpları tekrar çiziyoruz. Kesinlikle özeliğini bozmadan hatası kırığı varsa tamir dahi edilmeden tekrar çiziyoruz. Çizilen kalıpları oyup tekrar işleyerek eskiyi yaşatmaya çalışıyoruz. Ben bu sanata 2015 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının valilik bünyesinde açmış olduğu çit baskı kursuna katılarak öğrendim.
Öğretmenimiz Nuray Sanaş Bulanıklı'nın yardımıyla çit baskı kurslarından belgelerimi aldım. Daha sonra usta öğretici belgesini alarak Halk Eğitim Merkezinde bu sanatı yaşatmaya çalıyorum. Şu an Kastamonu'nun kendine has kalıbı var, Tokat'ın kendine has kalıbı var. Biz biliyoruz ki bu kalıplarda Elazığlı ustaların yapmış olduğu kalıplar. Biz de bunları ustalarımıza saygıdan dolayı patentini alıp Elazığ'a tescillemek istiyoruz' diye konuştu.
4 yıldır Halk Eğitim Merkezindeki kurslara katıldığını dile getiren kursiyerlerden Nazime Kunt, "Çit baskı kursunu merak etiğim için başladım. Ama bağımlılık yaptı. Boş zamanlarımda güzel bir terapi oluyor. Evde yalnız olan bayanlara tavsiye ediyorum. Kursumuz eğlenceli geçiyor. Aile bütçesine katkı oluyor. Ben çocuklarımı otururken çok katkısı olmuştu. Sağ olsun hocamız da pazarlayabileceğimiz ürünleri yaptırıyor bize" şeklinde konuştu.İHA
Çin'den dünyaya yayılan ve Harput yöresinde de 150 yıllık bir geçmişe sahip olan çit baskı sanatını görerek merak salan Özlem Takuçin, Kültür ve Turizim Bakanlığının valilik bünyesinde açmış olduğu çit baskı kursuna katıldı.
2015 yılında katıldığı kursu başarı ile tamamlayan Takuçin, daha sonra bu alanda usta öğretici oldu. Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan kursla ev kadınlarıyla birlikte bu sanatı yaşatmaya çalışan Takuçin, elinde bulunan 150'ye yakın kalıpla Harput arşivini oluşturmak istediğini kaydetti.
Bu sanatı yaşatmaya çalıştığını aktaran Elazığ Halk Eğitim Merkezi bünyesinde usta öğretici olan Özlem Takuçin, "Çit baskı sanatı eskiden Harput'a yapılan bir sanattı. Annelerimizin başlarına öttüğü o yazmalara eskiden çit denilirdi.
O yazmaların üstüne yapılan baskıların adına verilen isim çit baskı sanatıdır. Biz bu baskıları tekrar armut ağacına çiziyoruz. Çizdikten sonra oyma bıçakları yardımıyla oyup kalıbı çıkarıyoruz. Hazırlanan kalıplar kök boyalara batırılıp pamuklu bezlere aktarıyoruz. Bu sanat çok çok eskiden Harput'a yapılan bir sanatmış. Bizim elimizde şu an Harput'a ait 150' ye yakın kalıbımız var. Biz Harput arşivi yapmak istiyoruz. Bu konuda da yetkililerden destek bekliyorum' dedi.
Eskiyi yeniye çeviriyoruz
Öğrencilerle sanatı yaşatmaya çalıştığını ifade eden Takuçin, "İmkan buldukça bir şeyler ortaya çıkarıyoruz. Eskiyi yeniye çeviriyoruz. Eski örtüleri köylerden bulup onun üzerindeki kalıpları tekrar çiziyoruz. Kesinlikle özeliğini bozmadan hatası kırığı varsa tamir dahi edilmeden tekrar çiziyoruz. Çizilen kalıpları oyup tekrar işleyerek eskiyi yaşatmaya çalışıyoruz. Ben bu sanata 2015 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının valilik bünyesinde açmış olduğu çit baskı kursuna katılarak öğrendim.
Öğretmenimiz Nuray Sanaş Bulanıklı'nın yardımıyla çit baskı kurslarından belgelerimi aldım. Daha sonra usta öğretici belgesini alarak Halk Eğitim Merkezinde bu sanatı yaşatmaya çalıyorum. Şu an Kastamonu'nun kendine has kalıbı var, Tokat'ın kendine has kalıbı var. Biz biliyoruz ki bu kalıplarda Elazığlı ustaların yapmış olduğu kalıplar. Biz de bunları ustalarımıza saygıdan dolayı patentini alıp Elazığ'a tescillemek istiyoruz' diye konuştu.
4 yıldır Halk Eğitim Merkezindeki kurslara katıldığını dile getiren kursiyerlerden Nazime Kunt, "Çit baskı kursunu merak etiğim için başladım. Ama bağımlılık yaptı. Boş zamanlarımda güzel bir terapi oluyor. Evde yalnız olan bayanlara tavsiye ediyorum. Kursumuz eğlenceli geçiyor. Aile bütçesine katkı oluyor. Ben çocuklarımı otururken çok katkısı olmuştu. Sağ olsun hocamız da pazarlayabileceğimiz ürünleri yaptırıyor bize" şeklinde konuştu.İHA