'Çırpınırdı Karadeniz, bakıp Türk'ün bayrağına' şeklindeki hepimizin sözlerini bildiği ve de zaman zaman söylediği türküde ifade edilen çırpınan Karadeniz'de şimdi savaş rüzgârları esiyor.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim tırmanıyor.
Son olarak Rusya, Kırım'a yeni bir S-400 bataryası göndereceğini açıkladı. Ayrıca bölgeye bir de savaş gemisi gönderecek Rusya.
Ukrayna'dan ise ateşi körükleyen adımlar geliyor.
Kiev yönetiminin, Ukrayna'da ABD askeri üssü kurulması için Washington yönetimiyle görüşmelere başladığı iddia ediliyor.
Bu iddia doğrulanırsa, Rusya'yı tahrik ederek gerilimin bu noktalara taşınmasının fitilini ABD'nin yaktığı iddiaları güç kazanacak demektir.
Zira başı sıkışan Kiev'in ilk çaldığı kapı Washington oldu.
Rus medyası sayfa sayfa Ukrayna'ya kurulacak ABD üssünü yazdı.
Rus gazetesi İzvestiya'ya göre 'Pyotr Poroşenko Bloğu' milletvekili İvan Vinnik de bu bilgiyi doğruladı ve "Yeni üs, Rusya'nın oluşturduğu tehdit karşısında ülkenin güvenliğini sağlayacak" dedi.
Ancak ABD tarafı temkinli.
ABD Savunma Bakanlığı eski danışmanı Richard Weitz, ABD'nin bölgeye bir üs konuşlandırılmasının, Washington'u Rusya'nın vereceği yanıtlar karşısında savunmasız hale getireceğine söyledi.
Doruğa çıkan gerilimi yatıştırmak için belki de tek girişim Türkiye'den geldi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'yu teflonla arayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan gerilime ilişkin endişelerini dile getirerek, sorunları diplomatik yollarla çözümlemenin önemini vurgu yaptı.
Erdoğan'ın telefondaki sesi Putin ya da Poroşenko'ya ne kadar ikna edici geldi bilemiyorum ancak, Ukrayna ile Rusya arasındaki sorunlar bir telefonda yapılan diplomasi çağrısıyla yatışacak gibi değil.
Azak Denizi'ni Rusya'nın bir iç denizi haline getirme hedefine adım adım yaklaşan Moskova, Kırım'ın ilhakı ile bu denizden Karadeniz'e tek geçiş noktası olan Kerç Boğazı'na da hakim olmuş durumda.
Rusya'nın son yıllardaki bu hamleleri en çok Ukrayna'nın kuyruğunu acıtsa da perde arkasındaki başta ABD ve Avrupa ülkelerinin de canları hayli yanmış durumda.
Dolayısıyla Karadeniz'de büyük bir kapışmanın arifesinde bulunuyoruz ve bu yaşananlar ayak sesleri duyulan kapışmaya kıyasla hiçbir şey mesabesinde.
Dolayısıyla da son yıllarda yaşanan birçok büyük kapışmaların komşusu olan Türkiye'yi Montrö Sözleşmesi'yle Karadeniz'e tek geçiş noktası olan Boğazlar'ın hâkimi olması hasebiyle zor kararlar bekliyor.
Karadeniz'de daha fazla askeri varlık göstermek istetecek ABD ile Rusya arasına bir kez daha sıkıştık, iyi mi…
İşte böylesi günlerde Türkiye için yegâne doğru yol tarafsız kalabilmektir.
Putin ve Poroşenko'yla ilk görüşme bu yönde atılmış bir adım olarak okunabilir ancak devamı da tarafsızlığımıza halel getirmeyecek şekilde olmalı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024