Çin'in diplomatik başarısı meyvelerini veriyor
Çin’in Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin en önemli başarısı olan İran ve Suudi Arabistan arasındaki barış meyvelerini vermeye devam ediyor. İki ülke ortak tatbikat kararı alırken, Pekin yönetiminin rolü dikkat çekici bulunuyor.
24.10.2024 22:22:00 / Güncelleme: 24.10.2024 22:26:32
AHMET TURAN YİĞİT
AHMET TURAN YİĞİT
İran, Suudi Arabistan'la ilk ortak askeri tatbikatı gerçekleştirmeyi planladıklarını bildirdi. İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Şehram İrani, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Suudi Arabistan, Kızıldeniz'de ortak tatbikatlar düzenlememizi istedi. Koordinasyon devam ediyor, her iki ülkeden heyetler tatbikatın nasıl yürütüleceğine ilişkin gerekli istişarelerde bulunacak" dedi.
Bir zamanlar uzlaşmaz ihtilaflara sahip olduğu iddia edilen İran ve Suudi Arabistan arasında ortak tatbikata giden süreçte Çin'in rolü dikkat çekiyor. Zira Suudi Arabistan ve İran arasındaki normalleşme çabaları Mart 2021'e kadar uzanıyor. Umman'ın da rol aldığı görüşmelerin beşinci ve son turu 23 Nisan 2022'de Irak'ın başkenti Bağdat'ta yapılmıştı. İki ülkenin istihbarat ve güvenlik birimlerinden yetkililerin katıldığı görüşmelerin ardından temasların dışişleri seviyesine çıkması beklenirken, Irak'ta başbakanlık değişimi süreci yavaşlattı. Zira eski başbakan Mustafa el Kazımi'nin yerine göreve gelen Muhammed es Şiya Sudani'nin müzakere süreçlerine gereken ilgiyi göstermediği düşünülüyor.
İran'ı 9 Aralık 2022'de ülkeyi ziyaret eden Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping'den arabuluculuk ricasında bulundu. Şi'nin 2016 ve 2018'in ardından üçüncü kez ziyaret ettiği Suudi Arabistan'da yaptığı konuşma bu girişimin isabetli olma ihtimalini artırıyor. Zira Şi Cinping, Riyad'da ilki düzenlenen Çin-Arap Devletleri Zirvesi sırasında bölge aktörlerini Pekin yönetiminin ilan ettiği Küresel Güvenlik İnisiyatifi'ne katılmaya çağırmış ve yeni bir güvenlik mimarisinin hangi esaslara dayanması gerektiğini detaylandırmıştı. Şi'nin Suudi Arabistan ziyaretinin ardından Şubat 2023'te eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Çin'i ziyaret etmesi, Riyad ve Tahran hattındaki sürecin olgunlaşmasını beraberinde getirdi.
Riyad ve Tahran'ı buluşturan mecburiyetler
İran ve Suudi Arabistan 2021 yılının ortalarından bu yana aldıkları inisiyatif ve yaptıkları açıklamalar ile barış iradesine sahip olduklarını gösteriyor. Bu iki ülkeyi barış aramaya iten nedenler ise her iki ülkenin içinde bulunduğu durum ve önceliklerle yakından ilgili.
Suudi Arabistan'ın dış politikada makas değiştirmesinin ilk ve en önemli nedeni ABD ile kurduğu ilişkide saklı. Biden yönetimi ile yıldızı barışmayan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ABD'deki olası iktidar değişimlerinden de umutlu olması için pek fazla nedeni yok. Nitekim gerek Demokratlar gerekse Cumhuriyetçiler döneminde hazırlanan Ulusal Güvelik Belgeleri'nde Washington'ın öncelik olarak Asya-Pasifik'e yoğunlaşacağı kayıt altına alındı. ABD'nin Afganistan'dan ayrılma deneyiminden ya da Yemen'de Husilere karşı Suudi kuvvetlerine verdiği desteği kesmesinden de anlaşılacağı üzere Riyad'ın karşısında tatmin edici güvenlik garantisi verebilecek bir muhatap bulunmuyor. ABD'ye ek olarak Yemen sahasında Birleşik Arap Emirlikleri'nin koalisyondan çekildiğini duyurması, pilotlara eğitim vermesi istenen Mısır'ın kayıtsızlığı ve misyonun diğer üyesi Sudan'ın iç kargaşaya hapsolması da Riyad için yeni bir güvenlik paradigması kurma ihtiyacını kuvvetlendirdi.
Suudi Arabistan'ın açmak istediği yeni sayfa ülkenin ekonomik yönelimi ile de uyumlu. Riyad yönetimi Vizyon 2030 olarak adlandırılan yeni model uyarınca petrole bağımlılıktan çıkarak sürdürebilir bir ekonomi, ticaret, teknoloji ve turizm üssü haline gelmeyi planlıyor. Veliaht Prens Selman'ın 'merkez ülke' hayalini Husilerin 2019 yılında yaptığı gibi dron saldırılarının gölgesinde kuramayacağı elbette açıktı.
Suudi Arabistan ve İran'ı barışa şans vermeye zorlayan jeopolitik manzara 10 Mart 2023'ten sonra yerini somut işbirliği taahhütlerine bıraktı. Taraflar atılan imzaların ardından büyükelçilikleri açma kararı alırken, 2001 tarihli güvenlik işbirliği anlaşmasına döneceklerinin altını çizdiler. İran Ağustos ayında Suudi Arabistan büyükelçiliğini açarken, Suudi Arabistan ise 2016'da askıya aldığı diplomatik çalışmalarını Ağustos itibarıyla sürdürmeye başladı. Eylül 2023'te ise her iki ülkenin büyükelçileri görev yerlerinde hazır bulunuyordu.
Suudi Arabistan ve İran normalleşmesi atılacak adımlar kadar yapılmayacaklar listesini de içeriyordu. Her ne kadar resmi anlaşma metninde yer almasa da çok sayıda kaynak tarafların birbirlerinin içişlerine karışmayacakları ve muhalifleri desteklemekten kaçınma konusunda mutabık olduğunu dile getirmekte. Basında yer alan haberlere göre Riyad yönetimi İran'dan Husiler üzerindeki etkisini kullanmasını isterken, Tahran ise Suudilerin fonladığı muhalif Iran International kanalına ve Ceyş'ül Adl örgütüne desteğin kesilmesini kırmızı çizgi olarak belirledi. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Hüseyin Bagheri ve Suudi Arabistan Savunma Bakanı Halid bin Salman el Suud görüşmesinde bu konuların gündeme geldiği düşünülüyor.