Yalan yaşıyorsunuz, hayatınızı yalanlarla yanlışlarla donatıp bunlara "doğru" diyenleri, alkış tutanları, baş tacı ediyorsunuz!
Daha vahimi ne biliyor musunuz?
Yalanlarınıza "yalan", yanlışlarınıza "yanlış" diyenleri acımasızca eleştirip âdeta taş yağmuruna tutuyorsunuz.
İflah olmaz bir hastalığa duçar olmuşsunuz ancak farkında değilsiniz.
Sorunca "Müslümanım" diyorsunuz ancak hiçbir ameliniz Müslümanca değil.
Müslümanlığı şekil şemailden ibaret zannediyorsunuz, bazı hareketleri yapınca ve bazı kıyafetleri giyince iman etmiş olacağınızı mı zannediyorsunuz?
Bilmiyor musunuz ki, "Müslümanım" demek sadece bir söz ve iddiadan ibarettir ve iman etmediğiniz müddetçe bu iddia ispatlanmış olmaz ve Cennet'e giremezsiniz?
Sevgi nedir bilmiyorsunuz, İslâm Dini sevgi, muhabbet ve aşk dini iken siz onu kin ve nefret temeline oturtmaya çalışıyorsunuz.
Allah'ın (c.c.) Şûra Suresi 23.Âyeti Kerimede, "De ki (Muhammedim), Ben peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka, hiçbir ücret istemiyorum" emrini neden unuttunuz?
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) "Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız, iman etmedikçe de Cennet'e giremezsiniz" düsturunu neden görmezden geliyorsunuz?
Bırakın ahlâklı yaşamayı ahlâkın ne olduğunu bile bilmiyorsunuz, daha doğrusu bilmezden geliyorsunuz.
Ne kadar büyük günahlar işlediyseniz Allah, dini ayaklar altına alanları başınıza musallat etti ve siz de işinize geldiği için onlara uyup, onların uydurduğu dine tâbi oldunuz.
İnandığınız gibi yaşamayı terk edince, yaşadığınız gibi inanmaya başladınız.
İşinize gelmeyen ayetleri ya inkâr ettiniz veya işinize gelecek şekilde değiştirdiniz ve yorumladınız.
Hatırlamıyorsunuz değil mi?
Hıristiyan ve Yahudiler de aynısını yaptığı için dalâlete düşmüş ve azıp sapmışlardı.
Neden her gün defalarca okuduğunuz Fatiha Sûresinin manasını bilmiyorsunuz veya bilmek istemiyorsunuz?
Neden Hıristiyan ve Yahudileri dost edinip Müslümana düşman olanların peşinden gidiyorsunuz?
Müslümanlık, kâfiri göstermelik tel'in ettikten sonra kâfirin ateşine odun taşıyanlarla beraber olmak mıdır?
Prof. Dr. Haydar Baş'ı çok iyi biliyor ve tanıyorsunuz.
Hatırlayın ne demişti size defalarca kez: "Ben sizden oy istemeye değil, sizi kurtarmaya geldim!"
Size hakkı, doğruyu tavsiye ettiğini, bâtıldan uzaklaştırmaya çalıştığını ve düştüğünüz bataklıktan çekip çıkarmaya çalıştığını çok iyi bildiğiniz halde görmezden geldiniz, yetmedi dalga geçtiniz ve iftira üstüne iftiralar attınız. Hâlbuki O sizden hiçbir şey istemediği gibi size hayalini bile göremeyeceğiniz helalinden tertemiz nimetler vaad etmişti ve bunlardan fazlasını bile verecekti.
Hem dünyanızı hem de âhiretinizi âbâd edecekti.
Ama siz ateşi su diye önünüze koyarak sizi kandıranlara inandınız ve nefsinize tatlı gelen necasetleri tercih ettiniz.
Peki, neden ve ne uğruna?
Yüreğiniz öyle kararmış ki, yüzü nurlu olanları değil katran karası olanları görür ve peşinden gider hale gelmişsiniz.
Eskiden iman mevzubahis olduğunda hepiniz irkilirdiniz, çünkü bilirdiniz ki imandan taviz verilmezdi. Şimdi ise iman, paranın, malın, mülkün, makamın ve topyekûn dünyanın gerisinde kaldı.
Çünkü "Ben Müslümanım" deyince her şeyin bittiğini ve Cennet'in tapusunu aldığınızı zannediyorsunuz.
Yalan mı?
Bu kadar basit mi zannediyorsunuz gerçekten?
Allah size akıl vermişken neden bunu kullanmıyorsunuz?
Bilmiyor musunuz, geçmişte Allah, sizin yaptıklarınızı yapanları defalarca helâk edip yeryüzünden silip atmıştı?
Neden dünyayı bitmeyecek, sonu gelmeyecek bir yer zannediyorsunuz?
Geçici olanı neden ebedî olana tercih ediyorsunuz?
Gelin bir kez olsun hakka, doğruya kulak verin!
Bâtıldan bir kez olsun geri adım atın, bakın göreceksiniz hakkın doğrunun ne kadar güzel olduğunu.
Allah'a ve dostlarına bir adım yaklaşın, onlar size on adım yaklaşacaktır, onlara doğru yürümeye başlayın onlar size doğru koşacaklardır.
Sanmayın ki başka şekilde kurtuluşa erersiniz!
Böyle devam ederseniz zillet içinde yaşar pişmanlıkla dolu bir kalple son nefesinizi verirsiniz.
Gelin, yol yakınken dönün bu yanlışlardan ve bâtıldan!
Aksi takdirde bu soruların cevaplarını ne bu dünyada ne de öbür dünyada verebilirsiniz.
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022