Vicdan sahibi herkese sesleniyorum! 5 dakikalığına tarihleri geri alın. Aldınız mı? Tarih 25 Mart 1995 olsun. Haber bülteni izliyorsunuz ve haberlerde Batı Şeria'nın El Halil kentinde İsrail askerlerinin vurarak etkisiz hale getirdiği bir Filistinlinin yaşadığını anlayınca askerlerden biri yaklaşıp, "bu terörist canlı, bu köpek" diyerek başından bir daha vurup daha sonra diğer askerlerle sohbete devam ettiği görüntüleri izlemiş olun.
Bu haberin ardından büyük ihtimalle o günkü iktidar ve siyasi partilerin tepkileri gelirdi ekrana. Çiller alçaklık, olarak tariflendirir, İsrail'i uyarıyoruz, derdi. Mesut Yılmaz'da aynı cümleleri kullanırdı.
Ecevit, Erdal İnönü, Murat Karayalçın'da insanlık dışı bir olay olarak tariflendirir ve kınarlardı.
Amma!
Erbakan, Arınç, Gül, Erdoğan öyle kınayarak filan bırakmazlardı. Ayetler okurlardı, hadisler sıralarlardı. Ülkemiz iktidarını zulme sessiz kalmakla itham eder, bu sessizliği ortaklık olarak anlatır ve İslam Coğrafyasına huzurun ancak kendileriyle geleceğinin okudukları ayet ve hadislerin altına eklerlerdi.
Şimdi zaman tünelinden çıkalım ve günümüze gelelim. Ülkemizin başında tam 14 yıldır dünün ayet, hadis okuyarak siyaset yapanları var. Hatta bu siyasiler bir ara Gazze billboardlarında afişlerini bile astırmışlardı. Ama Filistin'de kan, vahşet bir idiyse bin oldu.
İslam Coğrafyasında son 14 yılda yaşanan vahşet ve Müslüman katli kadar bir vahşetin tarihin başka bir döneminde yaşadığını ben okumadım. Irak, Afganistan, Libya, Mısır, Yemen, Suriye, Filistin başta olmak üzere bu coğrafyada 6 milyondan fazla Müslüman son 14 yılda katledildi.
Evet, ne oldu bu siyasi anlayışa? Dün okunan ayetler ve hadisi şerifler güncelliğini koruyor, kıyamete kadar da koruyacak.
Cevap ver, çekinme. Bırak şu nu, bu nu! Sen, kendinden kaçıyorsun, kendi gerçeğinle yüzleşmekten kaçıyorsun, dimi! Çünkü bu siyasi mantığın bedava veya az bir dünyalık karşılığı sözcülüğünü yıllardır medyada, cami kürsülerinde, kahvelerde, sokaklarda sen yaptın.
"Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslüman'ın öldürülmesine yardım ederse; kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına "Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur" diye yazılmış olarak getirilir" (İbn Mâce, Diyât 1) Hadisi Şerifi de çok iyi biliyorsun. Çünkü kapı kapı okumuştun. Belli etmesen de korkuyorsun. Kork, kork.
Sen, söyleyemesen de ben, sana söyleyeyim, 'dost oldunuz. Hem Yahudilerle, hem de Hıristiyanlarla.' Birinci ağızdan itiraf edildi, "biz, dostuz' diye.
Ortadoğu yanıyor, Müslüman Müslüman'a kindar olmuş ama ne hikmetse konu İsrail ve ABD, AB olunca bu kindarların ağzından 'barış, sevgi, hoşgörü, dostluk' vs. kavramları dökülüyor.
Dün Gazze billboardlarında yer alan Erdoğan geçen hafta ABD'ye gitti. İlk iş olarak Yahudiler buluşmak oldu. Dünyadaki Yahudi düşmanlığının önüne geçilecek atımlar atılması gerekli, dedi.
Filistin'de ve İslam Coğrafyasında katledilen Müslümanlar. ABD ve AB ülkelerinde her türlü tacize, hakarete uğrayan Müslümanlar. Kutsal değerleri en aşağılık hakaretlere uğrayan Müslümanlar ama konu dünyadaki Yahudi düşmanlığı.
Evet, bir tarafta Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenler ve neticesinde savaş, terör ve akan Müslüman kanı diğer tarafta "biz (Müslümanlar) ancak ve ancak kardeşiz. Müslüman öldürmek kafir işidir. Kurtuluş Ehl-i Beyt gemisine binmekle mümkündür" diyen emperyalizme hayır, diyen, kapitalizmi yıkan Haydar Baş ve kadrosu. Seçim senin! Kan mı, kurtuluş mu?
Bu haberin ardından büyük ihtimalle o günkü iktidar ve siyasi partilerin tepkileri gelirdi ekrana. Çiller alçaklık, olarak tariflendirir, İsrail'i uyarıyoruz, derdi. Mesut Yılmaz'da aynı cümleleri kullanırdı.
Ecevit, Erdal İnönü, Murat Karayalçın'da insanlık dışı bir olay olarak tariflendirir ve kınarlardı.
Amma!
Erbakan, Arınç, Gül, Erdoğan öyle kınayarak filan bırakmazlardı. Ayetler okurlardı, hadisler sıralarlardı. Ülkemiz iktidarını zulme sessiz kalmakla itham eder, bu sessizliği ortaklık olarak anlatır ve İslam Coğrafyasına huzurun ancak kendileriyle geleceğinin okudukları ayet ve hadislerin altına eklerlerdi.
Şimdi zaman tünelinden çıkalım ve günümüze gelelim. Ülkemizin başında tam 14 yıldır dünün ayet, hadis okuyarak siyaset yapanları var. Hatta bu siyasiler bir ara Gazze billboardlarında afişlerini bile astırmışlardı. Ama Filistin'de kan, vahşet bir idiyse bin oldu.
İslam Coğrafyasında son 14 yılda yaşanan vahşet ve Müslüman katli kadar bir vahşetin tarihin başka bir döneminde yaşadığını ben okumadım. Irak, Afganistan, Libya, Mısır, Yemen, Suriye, Filistin başta olmak üzere bu coğrafyada 6 milyondan fazla Müslüman son 14 yılda katledildi.
Evet, ne oldu bu siyasi anlayışa? Dün okunan ayetler ve hadisi şerifler güncelliğini koruyor, kıyamete kadar da koruyacak.
Cevap ver, çekinme. Bırak şu nu, bu nu! Sen, kendinden kaçıyorsun, kendi gerçeğinle yüzleşmekten kaçıyorsun, dimi! Çünkü bu siyasi mantığın bedava veya az bir dünyalık karşılığı sözcülüğünü yıllardır medyada, cami kürsülerinde, kahvelerde, sokaklarda sen yaptın.
"Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslüman'ın öldürülmesine yardım ederse; kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına "Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur" diye yazılmış olarak getirilir" (İbn Mâce, Diyât 1) Hadisi Şerifi de çok iyi biliyorsun. Çünkü kapı kapı okumuştun. Belli etmesen de korkuyorsun. Kork, kork.
Sen, söyleyemesen de ben, sana söyleyeyim, 'dost oldunuz. Hem Yahudilerle, hem de Hıristiyanlarla.' Birinci ağızdan itiraf edildi, "biz, dostuz' diye.
Ortadoğu yanıyor, Müslüman Müslüman'a kindar olmuş ama ne hikmetse konu İsrail ve ABD, AB olunca bu kindarların ağzından 'barış, sevgi, hoşgörü, dostluk' vs. kavramları dökülüyor.
Dün Gazze billboardlarında yer alan Erdoğan geçen hafta ABD'ye gitti. İlk iş olarak Yahudiler buluşmak oldu. Dünyadaki Yahudi düşmanlığının önüne geçilecek atımlar atılması gerekli, dedi.
Filistin'de ve İslam Coğrafyasında katledilen Müslümanlar. ABD ve AB ülkelerinde her türlü tacize, hakarete uğrayan Müslümanlar. Kutsal değerleri en aşağılık hakaretlere uğrayan Müslümanlar ama konu dünyadaki Yahudi düşmanlığı.
Evet, bir tarafta Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenler ve neticesinde savaş, terör ve akan Müslüman kanı diğer tarafta "biz (Müslümanlar) ancak ve ancak kardeşiz. Müslüman öldürmek kafir işidir. Kurtuluş Ehl-i Beyt gemisine binmekle mümkündür" diyen emperyalizme hayır, diyen, kapitalizmi yıkan Haydar Baş ve kadrosu. Seçim senin! Kan mı, kurtuluş mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025