Bir komisyon olmalı... Bu komisyonda milleti ve devleti meydana getiren olmazsa olmazların birer temsilcisi olmalı. Yani halktan, bürokrasiden, üniversiteden, hukuk ve siyasetten, ilim, fikir ve sanat dünyasından, siyasi, askeri ve sivil toplum örgütlerinden ilgili ve yetkili uzmanlar olmalı... Eğitimciler, sosyologlar, psikologlar mutlaka olmalı... Hatta çocuklar, gençler, yaşlılar, ailelerden birer temsilci olmalı...
Ve, tabi medya mensupları, patronları, yazarları, programcıları, muhabirleri aynı komsiyonun bağımsız üyeleri olmalı...
Ondan sonra Türkiye'yi ve dünyayı idare etmeyi, yönlendirmeyi bir tarafa bırakarak, ekonomi ve siyasetteki tıkanıklıkları, kilitlenmeleri de şimdilik yok sayarak şu basın dünyasını masaya yatırsa ve sadece bir günlük gazete ve televizyon yayınlarını hukuk, ahlak, sağlık ve eğitim açısından bir değerlendirmeye tabi tutsa... Diye zaman zaman hayal eder dururum.
Evet bu bir hayal... Öyle bir hayal ki... Hayatın kendisi kadar gerçek ama bir serap gibi de ulaşılmaz...
Bu bir kızgınlık, bir tavır, bir taraf, bir önyargı değil... Maalesef bilhassa bizim ülkemizin onulmaz gerçeği...
Temel hak ve hürriyetlerin, din ve vicdan hürriyetinin, basın özgürlüğünün en çok tartışıldığı konuşulduğu, yazılıp çizildiği ülkelerin başında Türkiye'de yer almaktadır.
Gel gör ki bütün bunların yanlış ve maksatlı anlaşıldığı, istismar edildiği, baskı unsuru olarak kullanıldığı ve hep kaybedenin de devlet ve milletin olduğu ülkelerin de başında yine Türkiye gelmektedir.
Şahısların, müesseselerin ve ortak değerleri, milli, manevi ve tarihi gerçeklerin böylesine altüst edildiği bir başka ülke bulmak gerçekten güç ve belki de imkansızdır.
Her gün her an yaşadığımız örneklere 24 Ağustos Cuma tarihli Takvim gazetesi eğitimi hedef alarak bir yenisini ilave etti.
Kurulduğu andan bugüne kadar eğitim ve öğretimdeki başarıları ile halkımızın büyük ilgisine mazhar olan Meltem Kolejleri üniversite başarılarıyla da kısa zamanda erişilmez bir şöhrete ulaşmıştır.
Takvim gazetesinin hangi maksat ve niyetle, hangi menfaat ve işbirliği ile olduğu bilinmeyen bir yaklaşımla Meltem Kolejleri'nin kapatıldığı iftirasını ortaya atmasını anlamak mümkün değildir.
Halbuki bir yetkiliye sorma zahmetinde olabilirlerdi hem böyle bir yanlışa, iftiraya başvurmuş olmayacaklardı, hem de Meltem Kolejleri'nin Türk Milli Eğitimine başarılı hizmetlerini bizzat müfettiş raporlarından girme ve öğrenme fırsatını elde edeceklerdir.
Milyonlarca gencin üniversite kapılarında ümitsiz beklemelirine karşılık % 100'e varan başarıları ile Meltem Kolejeri bütün imkanlarını seferber ederek yeni binalarda hizmetlerine devam etmektedirler.
Bu vesile ile Takvim gazetesinin, Meltem Kolejleri hukuk servisi tarafından tekzip edildiği ve tazminat davası açıldığını halkımızın bilgilerine arz ediyoruz.
Ve, tabi medya mensupları, patronları, yazarları, programcıları, muhabirleri aynı komsiyonun bağımsız üyeleri olmalı...
Ondan sonra Türkiye'yi ve dünyayı idare etmeyi, yönlendirmeyi bir tarafa bırakarak, ekonomi ve siyasetteki tıkanıklıkları, kilitlenmeleri de şimdilik yok sayarak şu basın dünyasını masaya yatırsa ve sadece bir günlük gazete ve televizyon yayınlarını hukuk, ahlak, sağlık ve eğitim açısından bir değerlendirmeye tabi tutsa... Diye zaman zaman hayal eder dururum.
Evet bu bir hayal... Öyle bir hayal ki... Hayatın kendisi kadar gerçek ama bir serap gibi de ulaşılmaz...
Bu bir kızgınlık, bir tavır, bir taraf, bir önyargı değil... Maalesef bilhassa bizim ülkemizin onulmaz gerçeği...
Temel hak ve hürriyetlerin, din ve vicdan hürriyetinin, basın özgürlüğünün en çok tartışıldığı konuşulduğu, yazılıp çizildiği ülkelerin başında Türkiye'de yer almaktadır.
Gel gör ki bütün bunların yanlış ve maksatlı anlaşıldığı, istismar edildiği, baskı unsuru olarak kullanıldığı ve hep kaybedenin de devlet ve milletin olduğu ülkelerin de başında yine Türkiye gelmektedir.
Şahısların, müesseselerin ve ortak değerleri, milli, manevi ve tarihi gerçeklerin böylesine altüst edildiği bir başka ülke bulmak gerçekten güç ve belki de imkansızdır.
Her gün her an yaşadığımız örneklere 24 Ağustos Cuma tarihli Takvim gazetesi eğitimi hedef alarak bir yenisini ilave etti.
Kurulduğu andan bugüne kadar eğitim ve öğretimdeki başarıları ile halkımızın büyük ilgisine mazhar olan Meltem Kolejleri üniversite başarılarıyla da kısa zamanda erişilmez bir şöhrete ulaşmıştır.
Takvim gazetesinin hangi maksat ve niyetle, hangi menfaat ve işbirliği ile olduğu bilinmeyen bir yaklaşımla Meltem Kolejleri'nin kapatıldığı iftirasını ortaya atmasını anlamak mümkün değildir.
Halbuki bir yetkiliye sorma zahmetinde olabilirlerdi hem böyle bir yanlışa, iftiraya başvurmuş olmayacaklardı, hem de Meltem Kolejleri'nin Türk Milli Eğitimine başarılı hizmetlerini bizzat müfettiş raporlarından girme ve öğrenme fırsatını elde edeceklerdir.
Milyonlarca gencin üniversite kapılarında ümitsiz beklemelirine karşılık % 100'e varan başarıları ile Meltem Kolejeri bütün imkanlarını seferber ederek yeni binalarda hizmetlerine devam etmektedirler.
Bu vesile ile Takvim gazetesinin, Meltem Kolejleri hukuk servisi tarafından tekzip edildiği ve tazminat davası açıldığını halkımızın bilgilerine arz ediyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010