3 Kasım seçimlerinde siyasetin temel belirleyicileri olan "IMF", "AB" ve "Muhufazakarlık" kavramlarına karşı "net" bir tutumla Türkiye'nin karşısına çıkan BTP, bu kezde "milli ekonomi modeli" ile sahne alıyor.
Kuruluşunun 2. yıl dönümünde Bağımsız Türkiye Partisi önemli bir vizyon sergiliyor. Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, ülkenin dört bir yanda "milli ekonomi modelini" birer konferansla, 1.5 saat devam eden bir programla halka anlatıyor.
Türkiye'nin sığ, kısır ve bir o kadar da fasit gündemi için, belki fazlaca ciddi, fazlaca tutarlı, fazlaca orjinal gelebilir ama şu kadarını hemen söyleyelim; Prof. Dr. Baş yine Türkiye'nin çok sahici ve çok hayati bir meselesine "iktisadi yatına" yeni bakışlar getiriyor.
"Milli ekonomi modeli" ile Baş, global sistemin oyunlarını deşifre ediyor. Örneğin "senyoraj" kavramını gündeme getirerek analiz ediyor.
Dediği şey şu: "Devletin, paranın "kağıt" değeriyle "nominal" değeri arasındaki fark anlama gelen senyoraj hakkını kullanması gerekir. Bu, bir ülkenin sıfır faizle borçlanması anlamına gelir. Ancak ne hikmetse senyoraj hakkını kendileri için kullanan "dünyanın patronları" zayıf ülkelere bu hakkı yasaklıyorlar."
Tabii bu temel tesbitin ardından gelen cümlelerde bir o kadar önemli;
"Çünkü dünyanın efendileri, paranın kendilerinden yüksek faizlerle alınmasını istiyorlar. Bir başka ifadeyle kurdukları "para imparatorluğu" tıkırında gitsin istiyorlar."
Sonuç Türkiye açısından tam bir felaket!
Son açıklanan rakamlara göre, tam 260 Milyar $ iç ve dış borcumuz var. Yani "kişi başına düşen milli gelirimizden" daha çok "kişi başına düşen borcumuz" var.
Fark neredeyse 1000$'ı buluyor, toplamda ise doğan her vatandaşın 3600$ borcu var. Üstelik her şeyinizi satıp savursakta fayda etmiyor, geriye yine 1000$ borç kalıyor.
Türkiye için rakamlarla konuşmanın anlamı tam bir felaket!
Son 50 yıldır borçlanmaya alıştırılmış ve ivmesi gittikçe artan bir trafik sözkonusu.
Medyanın iyimser rüzgarlar estirdiği AKP 2003 iktidarının ilk 7 ayında borçlandığı miktar da tam 42 milyar $'ı buluyor.
Toparlarsak; ortaya çıkan, söylemek istediğimiz şey şu; Türkiye'nin sorunları yapısal, gerçekten yapısal sorunlar.
Birikmiş sorunları geciktirerek problemi çözemiyorsunuz. Bir kaç yıl kazanmak, aslında halının altına biriktirilen pisliği daha da çok artırıyor.
İşte BTP Genel Başkanı böyle bir zamanda ekonomi için bir orjinal bir paketle ortaya çıkıyor.
Yeni tanımlar, yeni kavramlar, ekonomik değerler arasında yeni ilişkiler ve yepyeni bir tez...
Baş'ın kendi ifadesiyle "Türkçe" anlatılan bir dille herkesin anlayacağı, herkesin kavrayabileceği bir model..
Şunu galiba hiç unutmamak gerekiyor.
Sorunların olduğu yerde çözümlerde var. Krizler varsa, çözümlerde yola çıkmış demektir.
Baş'ın konferasında işte bu duyguyu yaşıyorsunuz.
Bir sey daha yaşıyorsunuz.
"Yaşadığımız sorunlar global ölçekte sorunlar. Dolayısıyla çözümlerinde "çök büyük" olması gerekiyor.
Milli ekenomik modeli dinlerken bunuda hissediyorsunuz. Ayrıca şu da var.
Sorunların çözüm adresi "Batı" olamaz. Çünkü sorunun adresi, "Batı"nın bizatihi kendisi. Dolayısıyla çarede bu topraklardan çıkacak.
Modelde gördüğümüz zenginlik ve müjdeler en çokta bu noktada alkış topluyor.
Burun bükülen Anadolu; medeniyetlerin kırılma noktasında birkez daha diriliyor, Anadolu "işbaşa düşmüş" anlayışıyla yine ayağa kalkıyor!
Baş çareyi sırtlamış, atına binmiş ve şimdi bir kere daha yollarda...
Belliki sonuna kadar kervanı götürecek, kararlı, azimli ve de çözümlü, donanımlı...
İstanbul Radison Otel'deyapılan program sonra bir işadamı'nın "Milli Ekonomik Modele" ilişkin değerlendirmesiyle noktalayalım.
"Harikaydı, her şeyle düşünülmüş, birisi olduğunda denkelmin diğer ayaklarında ne olur hepsi değerlendirilmiş, işin içine matematik girmiş, psikoloji girmiş ve ortaya bu model çıkmış, heyecanlanmamak mümkün değil."
İş adamına bir şey ekleyelim...
Matematik, sosyoloji, psikoloji herşey tamam ama bir şey daha var, o denklemin içine dahil olan;
"İman..."
Kuruluşunun 2. yıl dönümünde Bağımsız Türkiye Partisi önemli bir vizyon sergiliyor. Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, ülkenin dört bir yanda "milli ekonomi modelini" birer konferansla, 1.5 saat devam eden bir programla halka anlatıyor.
Türkiye'nin sığ, kısır ve bir o kadar da fasit gündemi için, belki fazlaca ciddi, fazlaca tutarlı, fazlaca orjinal gelebilir ama şu kadarını hemen söyleyelim; Prof. Dr. Baş yine Türkiye'nin çok sahici ve çok hayati bir meselesine "iktisadi yatına" yeni bakışlar getiriyor.
"Milli ekonomi modeli" ile Baş, global sistemin oyunlarını deşifre ediyor. Örneğin "senyoraj" kavramını gündeme getirerek analiz ediyor.
Dediği şey şu: "Devletin, paranın "kağıt" değeriyle "nominal" değeri arasındaki fark anlama gelen senyoraj hakkını kullanması gerekir. Bu, bir ülkenin sıfır faizle borçlanması anlamına gelir. Ancak ne hikmetse senyoraj hakkını kendileri için kullanan "dünyanın patronları" zayıf ülkelere bu hakkı yasaklıyorlar."
Tabii bu temel tesbitin ardından gelen cümlelerde bir o kadar önemli;
"Çünkü dünyanın efendileri, paranın kendilerinden yüksek faizlerle alınmasını istiyorlar. Bir başka ifadeyle kurdukları "para imparatorluğu" tıkırında gitsin istiyorlar."
Sonuç Türkiye açısından tam bir felaket!
Son açıklanan rakamlara göre, tam 260 Milyar $ iç ve dış borcumuz var. Yani "kişi başına düşen milli gelirimizden" daha çok "kişi başına düşen borcumuz" var.
Fark neredeyse 1000$'ı buluyor, toplamda ise doğan her vatandaşın 3600$ borcu var. Üstelik her şeyinizi satıp savursakta fayda etmiyor, geriye yine 1000$ borç kalıyor.
Türkiye için rakamlarla konuşmanın anlamı tam bir felaket!
Son 50 yıldır borçlanmaya alıştırılmış ve ivmesi gittikçe artan bir trafik sözkonusu.
Medyanın iyimser rüzgarlar estirdiği AKP 2003 iktidarının ilk 7 ayında borçlandığı miktar da tam 42 milyar $'ı buluyor.
Toparlarsak; ortaya çıkan, söylemek istediğimiz şey şu; Türkiye'nin sorunları yapısal, gerçekten yapısal sorunlar.
Birikmiş sorunları geciktirerek problemi çözemiyorsunuz. Bir kaç yıl kazanmak, aslında halının altına biriktirilen pisliği daha da çok artırıyor.
İşte BTP Genel Başkanı böyle bir zamanda ekonomi için bir orjinal bir paketle ortaya çıkıyor.
Yeni tanımlar, yeni kavramlar, ekonomik değerler arasında yeni ilişkiler ve yepyeni bir tez...
Baş'ın kendi ifadesiyle "Türkçe" anlatılan bir dille herkesin anlayacağı, herkesin kavrayabileceği bir model..
Şunu galiba hiç unutmamak gerekiyor.
Sorunların olduğu yerde çözümlerde var. Krizler varsa, çözümlerde yola çıkmış demektir.
Baş'ın konferasında işte bu duyguyu yaşıyorsunuz.
Bir sey daha yaşıyorsunuz.
"Yaşadığımız sorunlar global ölçekte sorunlar. Dolayısıyla çözümlerinde "çök büyük" olması gerekiyor.
Milli ekenomik modeli dinlerken bunuda hissediyorsunuz. Ayrıca şu da var.
Sorunların çözüm adresi "Batı" olamaz. Çünkü sorunun adresi, "Batı"nın bizatihi kendisi. Dolayısıyla çarede bu topraklardan çıkacak.
Modelde gördüğümüz zenginlik ve müjdeler en çokta bu noktada alkış topluyor.
Burun bükülen Anadolu; medeniyetlerin kırılma noktasında birkez daha diriliyor, Anadolu "işbaşa düşmüş" anlayışıyla yine ayağa kalkıyor!
Baş çareyi sırtlamış, atına binmiş ve şimdi bir kere daha yollarda...
Belliki sonuna kadar kervanı götürecek, kararlı, azimli ve de çözümlü, donanımlı...
İstanbul Radison Otel'deyapılan program sonra bir işadamı'nın "Milli Ekonomik Modele" ilişkin değerlendirmesiyle noktalayalım.
"Harikaydı, her şeyle düşünülmüş, birisi olduğunda denkelmin diğer ayaklarında ne olur hepsi değerlendirilmiş, işin içine matematik girmiş, psikoloji girmiş ve ortaya bu model çıkmış, heyecanlanmamak mümkün değil."
İş adamına bir şey ekleyelim...
Matematik, sosyoloji, psikoloji herşey tamam ama bir şey daha var, o denklemin içine dahil olan;
"İman..."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021