Çok eskiden beri aşina olduğumuz İsrail karşıtlığının sözde bir eylem olduğunu ancak iş ticarete ve siyasete gelince değiştiğini gördük.
İlkokul yıllarıma rastlayan dönemden bu yana (60 yıldır) camilerin önünde Cuma namazı çıkışlarında İsrail bayrağı yakılır, büyük büyük İsrail'i telin mitingleri düzenlenirdi. Özellikle milli görüş geleneğinin miting meydanlarında "Yaşasın Filistin" "kahrolsun İsrail-kahrolsun Amerika" sesleri meydanları çınlatırdı. Amerika büyük şeytan olarak tanımlanırdı.
Arada bir içecek-yiyecek listeleri, temizlik maddeleri, giyim kuşam adları yayınlanır. Vatandaşımıza İsrail'i boykot etmek için bunları almamaları tembihlenirdi.
Gün oldu harman oldu devir değişti. Bu fikri savunanlar iktidar oldular. Cami çıkışlarında bayrak yakmak kahrolsun İsrail ya da şeytan Amerika söylemleri rafa kalktı. İddia şudur; "şimdi bizim isteklerimizi iktidar yerine getirecek onun için eyleme söyleme gerek kalmadı"
Hele bir de "one münit" tiyatrosu sahnelenince İsrail'e kafa tutacak kadar güçlendiğimizi dünya liderliğinin bizim elimize geçtiği mazlumların umudu olduğumuzu dillendirmeye başladılar.
Yapabildikleri yaptılar, yapamadıklarına "şu engel bu engel bir şans daha bir defa daha diye diye önlerindeki bütün engelleri kaldırdılar. İşin sonunda tek adam rejimine geçildi.
İktidar, sanal âlemde yandaş medya havuzunda büyütüldü büyütülmesine de İsrail de büyüdü. Arşivlerde İsrail'in en büyük kazanımları AKP sayesinde elde ettiği hakkında video kayıtları mevcuttur. Hem de Numan Kurtulmuş'un kendi sesinden video bile mevcuttur. (AKP'li olmadan önce)
BOP kapsamında rol alan AKP iktidarı ve lideri Arap Baharı projesinde en aktif rolleri üslenip Ortadoğu'da İsrail ve ABD karşıtı liderler birer birer tasviye edildi. İç savaşlara destekler verildi. Göçler organize dildi. Ortadoğu İnsansızlaştırılarak İsrail'e hareket alanı sağlandı.
Gelinen durumda İsrail dünyaya kök söktürecek bize bile kafa tutacak hale geldi. Böylece Ortadoğu kan gölüne döndü Filistin milleti en büyük katliamlara maruz kalarak soyu kırılmaktadır.
Duyarlı vatandaşlar İsrail boykotlarıyla içtikleri yedikleri şeylerden vaz geçerken baştaki büyükler asla menfaat ve ticaretlerinden vazgeçmediler.
İşçiler boykotta, patronlar ticaretlerinde, devlet eliyle ithalat ihracat hız kesmeden devam etmekte dikkat çekmesin diye mallar Türkiye'den direk ticaret yerine paravan şirketlerle önce başka ülkeye sonra İsrail'e gitmeye devam etmektedir.
Size fıkra gibi bir gerçekten yaşanmış bir olaydan bahsedeyim:
Dindar bir işverenin fabrikasında çalışan bir işçi İsrail'e ihracat yapan patronuna gider aralarında şu konuşma geçer:
İşçi patronuna: "İsrail'e karşı boykot yapıyoruz falan içeceklerini içmiyoruz. İsrail malı bir şey almıyoruz. Siz de İsrail karşıtı birisiniz bunu çok iyi biliyoruz. Ancak görüyorum ki İsrail'e mal ihraç etmeye devam ediyoruz. Bu nasıl şeydir?"
Patron işçisine: "Oğlum o başka bu başka. İsrail' karşı boykotun en alasını yapacağız. Onlardan mal almayacağız. Ama biz onlara mal satacağız. Hem bizim hem sizin ekmek kapımız burası aç mı kalalım? Sen boykota devam et ama başka şeylere de karışma"
Yazılacak çok şey var ama bu kadarıyla yetinelim. Bu sebeple makalemizin başlığını "Boykot bahane ticaret şahane" koyduk. Umarım tefekkür edersiniz.
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025