Prof. Dr. Haydar Baş, 6 Ocak tarihli yazısında şöyle diyordu; "Suudi Arabistan'ın, Şii bir din âlimini öldürmesi ile alevlenen Şii-Sünni kamplaşması mezhep kavgasının ötesinde neticelere gebe bir hadise?"
İtikadı ve ameli konularda bir olan bu iki dünyanın arasında "imamet" mevzuu dışında bir ayrımın söz konusu olmadığını da vurgulayan Sayın Baş, oynanmak isteyen oyunu şöyle tariflendiriyor; "Bu tablo bizce, BOP'un ve Arap Baharı'nın şekil değiştirmiş halidir."
Türkiye dahil 22 İslam ülkesinin sınırlarının değiştirileceği BOP şekil değiştirdi. Neden?
Hatırlarsanız! Kral Selman, göreve gelir gelmez ilk ziyaretini 3 Eylül 2015'te ABD'ye yaptı. Salman, Obama'ya; "Dünya barışı için birlikte çalışmak istiyoruz. Bölgemiz, halkların refahı için gerekli olan istikrara kavuşmalı? Başarmak için de sizinle işbirliğine istekliyiz" dedi.
Zaten ABD'nin isteği de "dünya barışı" idi (!). Salman döner dönmez Yemen'de katliamları başlattı. Şiileri katlediyordu. Ama ABD'deki hesap Yemen'de tutmadı. Ülkemiz medyası vermese de Suud yenildi, yeniliyor. Gemileri, uçakları, helikopterleri ardı ardına batırılıyor, düşürülüyor, imha ediliyor. Yüzlerce askerini kaybetti. Yani Suud krallığı, Yemen'e karşı başlattığı devlet terörünü kaybediyor.
Kuzey'de ise ülkemiz iktidarı ve Cumhurbaşkanı istediği neticelere varamıyor. Güneydoğu'da gayri resmi bir savaş var. Büyükşehirlerde halk tedirgin? Ekonomi çatırdıyor. Dış ilişkilerde yalnız kalmış vaziyette. Erdoğan ve hükümet her gün birbiriyle çelişkili söz ve davranışlarda sergiliyorlar.
BOP sahiplerini de korku almış vaziyette. Olur ya! Türk Milleti, 'bu gidiş nereye, bu icraatlar kimin için, bizim ne işimiz var Ortadoğu bataklığında' gibi soruları sorarlarsa verilecek cevap yok.
Haliyle BOP tehlikeye girmiş vaziyette. 6 milyondan fazla Müslüman'ın katledilmesine, yüz binlerce Müslüman kadının ırzına geçilmesine, milyonlarca Müslüman'ın yurtlarından çıkarılmasına rağmen BOP hedefine ulaşamadı.
Neden, sorusunda öne çıkan şıklardan birisi de, Rusya'nın, emperyalistler ve Müslüman kılıklı iş birlikçilerinin bu paylaşım savaşına dur, demesi. Esad'ın dik duruşu, İran'ın teslim olmayışı ve Çin'in arka planda, "ben, Rusya'dan yanayım" duruşunu gösterebiliriz.
ABD ve İsrail, BOP'u tamamlamak için yeni bir hamle daha doğrusu İslam Dünyasına "altın vuruşu" yapma adımını attılar. Nedir bu altın vuruş? Mezhep çatışması.
Ve düğmeye basıldı. Tekfirci Suud hanedanı, Şii din alimini katletti. Haliyle tepkiler geldi ve Sayın Baş'ın ifade ettiği gibi "ABD müttefiki olarak bilinen devletler de Şii İran ile ilişkileri kesmeye başladı."
Suud'un ardından, Bahreyn, B.A. Emirlikleri ve Katar ilişkilerini askıya aldılar. Neden?
Libya'da, Irak'ta, Mısır'da, Suriye'de "demokrasi, insan hakları" havariliğine soyunan AKP hükümetleri ve Sayın Erdoğan'ın, tekfirci Suud hükümetine ve Arabistan'daki İslam ve insanlık dışı kanun ve uygulamalara bugüne kadar ses çıkarmadılar.
Son olaylarda sonra sesleri çıktı. İran'daki, Suud elçiliğinin yakılmasına tepki gösteren hükümet, Şii din aliminin katledilmesine değinmedi bile.
Ülkemizi yöneten iradenin hangi safta olduğunu anlamamak cahillik olur. BOP eş başkanlığı malum. "Kadim dostun, stratejik ortağın, müttefikin" adı belli. Ülkemiz adeta ABD ve NATO üssü olmuş durumda. İsrail dost ilan edildi.
Şimdi ABD Genelkurmay Başkanı, Ankara'ya geldi. 23 Ocak'ta da ABD Başkan Yardımcısı Biden gelecek.
Şöyle bir yuvarlatırsak! Erdoğan, Arabistan'a gidiyor. Gelişinde Suud kralı, Şii din âlimini katlediyor. Ankara, İran'ı uyarıyor. ABD'nin üst düzey yetkilileri ülkemize koşuyor.
Neden?
Bu ateş Sünniyim, diyeni de yakar Şiiyim, diyeni de. Kazanan kafirler ve münafıklar olur.
İtikadı ve ameli konularda bir olan bu iki dünyanın arasında "imamet" mevzuu dışında bir ayrımın söz konusu olmadığını da vurgulayan Sayın Baş, oynanmak isteyen oyunu şöyle tariflendiriyor; "Bu tablo bizce, BOP'un ve Arap Baharı'nın şekil değiştirmiş halidir."
Türkiye dahil 22 İslam ülkesinin sınırlarının değiştirileceği BOP şekil değiştirdi. Neden?
Hatırlarsanız! Kral Selman, göreve gelir gelmez ilk ziyaretini 3 Eylül 2015'te ABD'ye yaptı. Salman, Obama'ya; "Dünya barışı için birlikte çalışmak istiyoruz. Bölgemiz, halkların refahı için gerekli olan istikrara kavuşmalı? Başarmak için de sizinle işbirliğine istekliyiz" dedi.
Zaten ABD'nin isteği de "dünya barışı" idi (!). Salman döner dönmez Yemen'de katliamları başlattı. Şiileri katlediyordu. Ama ABD'deki hesap Yemen'de tutmadı. Ülkemiz medyası vermese de Suud yenildi, yeniliyor. Gemileri, uçakları, helikopterleri ardı ardına batırılıyor, düşürülüyor, imha ediliyor. Yüzlerce askerini kaybetti. Yani Suud krallığı, Yemen'e karşı başlattığı devlet terörünü kaybediyor.
Kuzey'de ise ülkemiz iktidarı ve Cumhurbaşkanı istediği neticelere varamıyor. Güneydoğu'da gayri resmi bir savaş var. Büyükşehirlerde halk tedirgin? Ekonomi çatırdıyor. Dış ilişkilerde yalnız kalmış vaziyette. Erdoğan ve hükümet her gün birbiriyle çelişkili söz ve davranışlarda sergiliyorlar.
BOP sahiplerini de korku almış vaziyette. Olur ya! Türk Milleti, 'bu gidiş nereye, bu icraatlar kimin için, bizim ne işimiz var Ortadoğu bataklığında' gibi soruları sorarlarsa verilecek cevap yok.
Haliyle BOP tehlikeye girmiş vaziyette. 6 milyondan fazla Müslüman'ın katledilmesine, yüz binlerce Müslüman kadının ırzına geçilmesine, milyonlarca Müslüman'ın yurtlarından çıkarılmasına rağmen BOP hedefine ulaşamadı.
Neden, sorusunda öne çıkan şıklardan birisi de, Rusya'nın, emperyalistler ve Müslüman kılıklı iş birlikçilerinin bu paylaşım savaşına dur, demesi. Esad'ın dik duruşu, İran'ın teslim olmayışı ve Çin'in arka planda, "ben, Rusya'dan yanayım" duruşunu gösterebiliriz.
ABD ve İsrail, BOP'u tamamlamak için yeni bir hamle daha doğrusu İslam Dünyasına "altın vuruşu" yapma adımını attılar. Nedir bu altın vuruş? Mezhep çatışması.
Ve düğmeye basıldı. Tekfirci Suud hanedanı, Şii din alimini katletti. Haliyle tepkiler geldi ve Sayın Baş'ın ifade ettiği gibi "ABD müttefiki olarak bilinen devletler de Şii İran ile ilişkileri kesmeye başladı."
Suud'un ardından, Bahreyn, B.A. Emirlikleri ve Katar ilişkilerini askıya aldılar. Neden?
Libya'da, Irak'ta, Mısır'da, Suriye'de "demokrasi, insan hakları" havariliğine soyunan AKP hükümetleri ve Sayın Erdoğan'ın, tekfirci Suud hükümetine ve Arabistan'daki İslam ve insanlık dışı kanun ve uygulamalara bugüne kadar ses çıkarmadılar.
Son olaylarda sonra sesleri çıktı. İran'daki, Suud elçiliğinin yakılmasına tepki gösteren hükümet, Şii din aliminin katledilmesine değinmedi bile.
Ülkemizi yöneten iradenin hangi safta olduğunu anlamamak cahillik olur. BOP eş başkanlığı malum. "Kadim dostun, stratejik ortağın, müttefikin" adı belli. Ülkemiz adeta ABD ve NATO üssü olmuş durumda. İsrail dost ilan edildi.
Şimdi ABD Genelkurmay Başkanı, Ankara'ya geldi. 23 Ocak'ta da ABD Başkan Yardımcısı Biden gelecek.
Şöyle bir yuvarlatırsak! Erdoğan, Arabistan'a gidiyor. Gelişinde Suud kralı, Şii din âlimini katlediyor. Ankara, İran'ı uyarıyor. ABD'nin üst düzey yetkilileri ülkemize koşuyor.
Neden?
Bu ateş Sünniyim, diyeni de yakar Şiiyim, diyeni de. Kazanan kafirler ve münafıklar olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025