Yıl 1950. FETÖ'nün fikir babası Said Nursi, ölümünden 10 yıl önce dönemin Papasına bir mektup gönderir. Hristiyanlarla ittifak önerisini papaya sunar.
Yıl 1965. Said Nursi'nin Papa'ya gönderdiği mektup papalıkta yeni bir projenin de önünü açar. Papalık, hedefi belirler. Birinci bin yılda Avrupa'yı, ikinci bin yılda Amerika'yı Hristiyanlaştırdık. Üçüncü bin yılda da Asya'yı Hristiyanlaştıracağız diyerek Vatikan devletinin planına açıklar.
Said Nursi'nin mektubunda bahsettiği ittifak fikrinden hareketle Dinlerarası Diyalog projesi başlatılır. Bundan sonra misyonerlik faaliyeti artık Dinlerarası Diyalog'la yürütülecektir.
Yıl 1998. Birinci mektuptan 48 yıl sonra FETÖ, dönemin Papasına bir mektup yazar. FETÖ, yazdığı mektubunda o kadar heyecanlıdır ki postada gecikmesine tahammül edemeyip mektubu Papa'ya kendi eliyle teslim eder. Üstadının projesini hızlandıralım dercesine bir dizi öneriler sunar. Bu uğurda Papalığın "parçası, ayağı, kulu vs." olmaya hazır olduğunu ne gerekiyorsa yapacağını, emredin diyerek söz verir. Bu ziyaretten bir hafta önce Prof. Dr. Haydar Baş, ona ilmi bir mektup yazarak FETÖ'yü Papa'nın emellerine alet olacak kadar tehlikeli bir süreçten kurtarmaya çalışır. Zira mesele artık dini ve milli bütünlük meselesidir ve zararı Türk milletine dokunacaktır. Ama dinlenmediği gibi yıllarca süren hukuki sahalara da yansıyan mücadeleye girer. İlmi olarak darmadağın olur ancak "her istediği verilen" nitelikteki siyasi destek onu daha da büyütür.
Bu tarihlerde Papa'ya bir mektup da terörist başı Öcalan gönderir. Öcalan da Papa'ya yazdığı mektupta Suriye rejimini şikayet eder. Rejimin Kürdistan için engel görür ve Papa'dan amaçları için destek ister.
Yıl 2001. Prof. Dr. Haydar Baş, Sayın Erdoğan ile Boğaz'da bir kahvaltıda bir araya gelir. Prof. Baş; Türkiye'de Dinlerarası Diyalog tehlikesinin dini ve milli bütünlüğümüze nasıl zarar verdiği, bunun aslında bir misyonerlik faaliyeti olarak Türk gençlerinin Hıristiyanlaştırma projesi olduğu, dış destekli bu faaliyetlerin dini ve milli bütünlüğümüze tehdit oluşturduğu saatlerce yapılan sohbette Sayın Erdoğan'a anlatılır. Buna cevap olarak en önemli icraatın ne olduğunu yazının ikinci bölümünde anlatalım.
Yıl 1965. Said Nursi'nin Papa'ya gönderdiği mektup papalıkta yeni bir projenin de önünü açar. Papalık, hedefi belirler. Birinci bin yılda Avrupa'yı, ikinci bin yılda Amerika'yı Hristiyanlaştırdık. Üçüncü bin yılda da Asya'yı Hristiyanlaştıracağız diyerek Vatikan devletinin planına açıklar.
Said Nursi'nin mektubunda bahsettiği ittifak fikrinden hareketle Dinlerarası Diyalog projesi başlatılır. Bundan sonra misyonerlik faaliyeti artık Dinlerarası Diyalog'la yürütülecektir.
Yıl 1998. Birinci mektuptan 48 yıl sonra FETÖ, dönemin Papasına bir mektup yazar. FETÖ, yazdığı mektubunda o kadar heyecanlıdır ki postada gecikmesine tahammül edemeyip mektubu Papa'ya kendi eliyle teslim eder. Üstadının projesini hızlandıralım dercesine bir dizi öneriler sunar. Bu uğurda Papalığın "parçası, ayağı, kulu vs." olmaya hazır olduğunu ne gerekiyorsa yapacağını, emredin diyerek söz verir. Bu ziyaretten bir hafta önce Prof. Dr. Haydar Baş, ona ilmi bir mektup yazarak FETÖ'yü Papa'nın emellerine alet olacak kadar tehlikeli bir süreçten kurtarmaya çalışır. Zira mesele artık dini ve milli bütünlük meselesidir ve zararı Türk milletine dokunacaktır. Ama dinlenmediği gibi yıllarca süren hukuki sahalara da yansıyan mücadeleye girer. İlmi olarak darmadağın olur ancak "her istediği verilen" nitelikteki siyasi destek onu daha da büyütür.
Bu tarihlerde Papa'ya bir mektup da terörist başı Öcalan gönderir. Öcalan da Papa'ya yazdığı mektupta Suriye rejimini şikayet eder. Rejimin Kürdistan için engel görür ve Papa'dan amaçları için destek ister.
Yıl 2001. Prof. Dr. Haydar Baş, Sayın Erdoğan ile Boğaz'da bir kahvaltıda bir araya gelir. Prof. Baş; Türkiye'de Dinlerarası Diyalog tehlikesinin dini ve milli bütünlüğümüze nasıl zarar verdiği, bunun aslında bir misyonerlik faaliyeti olarak Türk gençlerinin Hıristiyanlaştırma projesi olduğu, dış destekli bu faaliyetlerin dini ve milli bütünlüğümüze tehdit oluşturduğu saatlerce yapılan sohbette Sayın Erdoğan'a anlatılır. Buna cevap olarak en önemli icraatın ne olduğunu yazının ikinci bölümünde anlatalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021