Şarkılarda 'Bodrum Bodrum' diye anılan Türkiye turizminin gözbebeği ilçelerimizden Bodrum'u sel vurdu.
Önce 19 Kasım'da sonra da 29 Kasım'da peş peşe iki sel kâbusu yaşadı bu şirin ilçe.
Bodrum'da son yaşanan sel felaketinde sokaklar göle döndü, araçlar sel sularıyla sürüklendi, ev ve iş yerleri yağmur sularına teslim oldu.
Asfaltlar patladı.
Elektrik direkleri devrildi.
Su şebekeler büyük hasar gördü.
Çok sayıda tekne battı.
Çamurlu suyun denize döküldüğü Kumbahçe sahilinde ve limanda, deniz suyunun rengi kahverengiye döndü.
Bodrum merkez, Gümbet, Konacık ve Bitez selden en çok etkilenen noktalar oldu.
100' yakın araç selden hasar gördü.
Onlarca ev ve işyeri sular altında kaldı.
Bütün bunlar sadece 3 saatlik bir yağmurda yaşandı.
Sel tüm dünyadan turist çeken bu ilçemizi tam bir savaş alanına çevirdi.
Bir gün önce de Edirne benzer bir durumu yaşadı.
Caddelerin sokakların suyla kaplandığı kentte, sele kapılan bir vatandaş da ne yazık ki hayatını kaybetti.
Bodrum'da sel haberlerinde duyduğum bir sokağın ismi özellikle dikkatimi çekti.
'Yokuşbaşı Dere sokak.'
Bu sokak sel sularının en şiddetli anafor oluşturduğu bölgeydi. Sel suları burada bulunan araçları alıp, adeta üst üste yığdı.
Rize de Ağustos ayı başında büyük bir sel felaketi yaşamıştı.
Selde görüntüleri basına yansıyan dere yatağındaki 7 katlı binayı hatırladınız mı?
Bu bina imar barışından yararlanacak mı tartışmaları dahi yapıldı, ancak neyse ki sonra bu bina yıkıldı.
Önce Rize'de, şimdi de Bodrum ve Edirne'de yaşananlar şehircilik konusunda ne kadar beceriksiz olunduğunun binlerce örneğinden sadece üçü.
Dere yatağına konut yaparsanız, üstüne üstlük buranın adını da 'dere Sokak' koyarsanız, tabiat böyle öcünü alacaktır.
Şimdi selden etkilenen ilçelerde yaralar sarılıyor. Elbette yapılmalı.
Ancak çarpık çarpık yapılaşmayla doğanın bağrında açtığımız yaraları kapatmadan yani köklü bir zihniyet değişikliğini başarmadan, doğanın bize vereceği zararların ve açacağı yaralarının önüne geçmek mümkün değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024