Dünkü yazımda kuş gribine yakalanan medya - iktidar manzarasını deşifre etmeye çalışmış, bu paniğin arka planında yatan ABD ve AB planlarına dikkat çekmiştim.Bugün ise bu 'salgının' hangi yöntemle ülkemizde yayılmaya çalışıldığını irdelemek istiyorum.2003 yılında Çin'i sarsan SARS virüsünü hatırlayanınız var mı?ABD'nin 11 Eylül saldırısının ardından Afganistan'a yani Çin'in burnunun dibine çöreklendiği günlerde uyanan ve ABD'ye karşı homurdanan Çin'i paniklendirmek için gizli zatürre olarak nitelenen SARS virüsü ile Çin meşgul edilmişti.Van'daki kuş gribine yakalanan hastalara da ilk zatürre teşhisi konuluyor bilmem hatırlamaya gerek var mı?Dünya Çin'deki SARS'la sarsılırken Rus bilimadamları SARS biyolojik silah olabilir iddiası ile ortaya çıkmışlardı.Moskova'daki salgın hastalık merkezi başkanı Nikolas Filatov " sars virüsü insanlarca laboratuvar da üretilmiş olabilir" demişti. Rus bilim adamı Sergei Kalesinkov ise SARS virüsünün kabakulak ve kızılcık hastalıklarından oluşan bir kokteyl olduğunu iddia ederek,"böyle bir virüsün doğadan kendiliğinden oluşmasına imkan yok" tespitinde bulunarak iddiayı güçlendirmisti.ABD tarafından Çin'e yayılan bu mikrop sayesinde Çin ekonomisi ve siyaseti sallanmıştı.Ve Çin ABD'nin işgallerine karşı aktif muhalefetten vazgeçirilmişti.Peki bunun kuş gribi ile ne alakası var? Olmaz olur mu?Çin'e SARS'la verilmek istenen mesaj, Türkiye'ye de kuş gribi ile verilmek isteniyor.SARS'la Irak savaşına karşı küresel potansiyel rakip güçlerin bağışıklık ve direnç gücü elinden alındı.Kuş gribi ile de İran işgaline Türkiye razı edilmek isteniyor. Gördüğümüz gibi Türkiye'yi sarsmak için öyle güçleri SARS virüsü şırınga etmeye gerek yok.Birkaç göçmen kuşa, bir iki kümese enjekte edeceğiniz kuş gribi Batı menşei hemen her salgın hastalığının taşıyıcısı medya ve pamuk ipliği ile Batı başkentlerine bağlı iktidar ve bağımlı piyasa sayesinde Türkiye allak bullak edilebiliyor.Eğer AB medyası istediğine ulaştığı için çark etmeyip de Türkiye'de hükümet tedbirleri alamıyor, bizimle işbirliği yapmıyor deseydi kriz derinleşmeyecek miydi?Çıkacak kriz Anayasa kitapçığı fırlatmaya benzer miydi. 40 Milyar dolarlık serseri paranın göçmen kuşlar gibi uçup gitmesi halinde "yalancı cennet" korkunç bir cehenneme dönmez miydi?Her geçen gün ABD- AB- IMF kıskacına alınan Türkiye ve her olayda bir adım daha ahtapotun kollarına tutunan iktidar sayesinde daha ne kriz imkanları var bu memlekette.Kimileri komplo teorisi diyerek bu gerçekleri perdelemek isteyecektir.Onlara sorun bakalım bir zamanlar şarbon mikrobu hikayesini yayan bu medya değil miydi?Üç beş terörist şarbon mikrobu ile tüm dünyayı yok edebilir masalları komple teorisi olmuyor değil mi?Ama dünyanın kanını emen küresel devletlerin- şirketlerin istihbarat ve ordularına bilimsel teknolojik imkanlarına sahip bu güçlerin icraatlarını didiklemek komple teorisi mi oluyor?Geriyi bırak pratiğe bak komployu gör, tedbirini al vesselam.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014