Bir provokasyon ve Prof. Dr. Baş'ın sabrı

Bazı meşhur(!) basın organlarının, "İmamın keçisi çalındı" haberini "İmam keçi çaldı" şeklinde değiştirdiklerini duymuştuk, bu iftira haberlerinin bir benzerini de bugünlerde yaşıyoruz.  Meltem TV'de geçtiğimiz Cumartesi akşamı canlı yayınlanan Ekoanaliz programında cereyan eden hadise bazı art niyetli basın ve medya organlarında öyle bir gündem edildi ki, şaşırmamak elde değil.Hadiseye bizzat şahit olan birisi olarak "bir olay ancak bu kadar saptırılabilir" diyorum.  Türkiye'deki ve dünyadaki yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği, problemlere çözüm yollarının sunulduğu programın şeref konuğu Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tı.Prof. Dr. Baş tek konuşmacı değildi, kendisinden önce İstanbul Üniversitesi'nden, Cerrahpaşa Tıp fakültesi'nden, Mimar Sinan Üniversitesi'nden, Gaziantep Üniversitesi'nden çok değerli akademisyenler de konuşmalar yaptılar.Her biri birbirinden güzel değerlendirmeler yaptı ve sonra Prof. Dr. Haydar Baş sözlerine başladı. Kendisinden önceki ilim adamları fikri seviyesi yüksek konuşmalar yapınca Prof. Dr. Baş, gerek stüdyodaki seyircileri, gerekse ekran başındaki izleyicileri rahatlatmaya yönelik genel bir konuşma yaptı.Konuşmasının sonuna geldiğinde Vatikan'ın öncülüğüyle başlatılan dinlerarası diyalog faaliyetlerinin bir neticesi olarak Peygamber Efendimizin devre dışı bırakılmaya çalışıldığından bahsediyordu ve bu faaliyetlerin Türkiye'deki temsilciliğini yapan bir zatın "Muhammed'e iman kemalattandır" ifadesini misal olarak verdi.Altını çizerek ifade edeyim, bu ifade Sayın Baş'a ait değil, Peygamberimizi devre dışı bırakmak isteyenlerin ifadesidir.Programı dinlemek için değil de, baştan beri fırsatını kollayıp tepki göstereyim diye bekleyen bir izleyici -ki her halinden birilerinin doldurduğu belli- bir Müslüman'a asla ifade edilmemesi gereken hakaretlerle Prof. Dr. Baş'a sözlü olarak saldırdı.Dikkatinizi çekerim, program bitme aşamasında, sunucu programı kapatacak ama bir anda biri çıkıyor ve şeref konuğuna ağza gelmedik şeyler söylüyor.  İzleyicinin yaptığı her noktada hukuksuz olmasına rağmen Prof. Dr. Baş büyük bir sabırla izleyicinin ifade ettiklerine cevap vermeye çalışırken, hakaret edenin yanındaki izleyiciler dayanamıyor ve küçük bir arbede yaşanıyor.Başta Prof. Dr. Baş arbedenin son bulması için elinden geleni yapıyor, hatta izleyiciye bir şey olmaması için koruma altına bile alınıyor.Neticede bu saf ve dolduruşa gelmiş olan izleyiciyi provokasyon için Meltem TV Stüdyosuna gönderenler amaçlarına ulaşabilmek için bu izleyiciye zarar verebilirlerdi.Şimdi gelelim bu tür olayları, organize edenlerin safında yer alıp da masum insanları karalamayı kendilerine vazife bilmiş basın ve medya müsveddelerine?Bizim şahit olduğumuz hadiseye göre, Prof. Dr. Haydar Baş, hakarete maruz kalmıştır, ama buna rağmen oldukça geniş gönüllü ve yatıştırıcı bir tavır sergileyerek, ne kadar demokratik bir kişilik olduğunu ispatlamıştır.Basın ve medya bu yönü ele alıp bu örnek lideri takdir etmesi ve diğer siyasilere örnek göstermesi gerekirken, Sayın Baş'ı karalama yoluna gitmişlerdir."Bu provokasyonun arkasında kim var" derseniz bence suçluları bu münferit olayı mal bulmuş mağribi gibi büyüterek manşetlere taşıyanların içinde aramak lazım.Tek bir kalemden çıkmış haber metinlerine bakılırsa meğer onlar bu provokasyonun sonrası için çok önceden hazırlıklarını yapmışlar.