Bir görüşme iki açıklama
Erdoğan ile Obama görüşmesinden sonra Türkiye ve ABD'den birbirine zıt iki farklı açıklama yapıldı. Türkiye görüşmeyi mutabakat varmış gibi lanse ederken, Obama'nın, YPG'yi vurmaması için Türkiye'yi uyardığı anlaşıldı. Durum, Türkiye'nin tüm tepkilerine rağmen ABD tarafının Suriye'de PYD/YPG'den vazgeçmeyeceğini gösteriyor
20.02.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama, 19 Şubat Cuma akşamı bir telefon görüşmesi yaptı. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada görüşmede, Suriye'deki son gelişmeler ve terörle mücadele konularında, ABD-Türkiye iş birliğinin mevcut durumu ve geleceğinin ele alındığı ifade edildi. ABD Başkanı Obama'nın görüşmede 17 Şubat'ta Ankara'da meydana gelen canlı bomba saldırısını ve 18 Şubat'ta Diyarbakır-Bingöl karayolunda askeri konvoyu hedef alan saldırıyı kınayarak, hayatını kaybeden askerler ve sivil vatandaşlar için taziye, yaralılar için de acil şifa dileklerini ilettiği ifade edildi. Cumhurbaşkanlığı makamının açıklamasında ABD Başkanı Obama'nın Suriye rejiminin ve YPG'nin son dönemde Suriye'nin kuzey-batısındaki ilerlemesine ilişkin kaygılarını dile getirdiği, bölgede Türkiye ve ılımlı Suriye muhalefeti ile gerilimlere neden olan, DAEŞ'le ortak mücadele çabalarına da darbe vuran eylemlere derhal son verilmesi çağrısında bulunduğu ifade edildi. Ayrıca ABD Başkanı Obama'nın görüşme sırasında, ABD'nin bir NATO müttefiki olarak, Türkiye'nin ulusal güvenliğini destekleme konusundaki mutlak kararlılığını ifade ederek, Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının altını çizdiği de açıklandı. İki liderin Rusya ve Esad rejimine, ılımlı muhalif güçlere yönelik hava saldırıları gibi provokatif eylemlere derhal son vermeleri çağrısında bulunduğu ve PKK dahil tüm terör örgütlerine karşı iş birliğinin artırılacağı ve DAEŞ'le mücadelenin ortak hedefleri olduğu belirtildi.
İşine geldiği gibi...
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarınca yukarıdaki gibi yansıtılan Erdoğan-Obama görüşmesi, ABD tarafında çok farklı değerlendirildi. Cumhurbaşkanlığı'nın açıklamasında, "Obama'nın Suriye rejiminin ve YPG'nin son dönemde Suriye'nin kuzey-batısındaki ilerlemesine ilişkin kaygılarını dile getirdiği" ibareleri yer alırken ABD'den yapılan açıklamada "Obama, YPG'nin IŞİD'e yönelik mücadeleyi Suriye'de yeni bölgeler ele geçirerek istismar etmemesi gerektiğini vurguladı" denildi.
Beyaz Saray'ın açıklamasında Obama'nın Türkiye'ye YPG'ye yönelik top atışlarını durdurması çağrısı yer alırken, Cumhurbaşkanlığı'nın açıklamasında bu ifadelere yer verilmediği ortaya çıktı.
Obama 'meşru müdafaa' dememiş
Türkiye'den yapılan, "Obama'nın ABD'nin bir NATO müttefiki olarak, Türkiye'nin ulusal güvenliğini destekleme konusundaki mutlak kararlılığını ifade ederek, Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının altını çizdiği" açıklaması da Beyaz Saray'ın açıklamasında yer almadı. ABD tarafının açıklamasında, Türkiye'nin Suriye'ye sınır ötesi operasyon düzenleyebileceği spekülasyonlarına yol açan "Türkiye'nin meşru müdafa hakkına" dair hiçbir atıf yer almadı.
Erdoğan boşa düştü
Erdoğan-Obama görüşmesine ilişkin ilk açıklama Türkiye'den, yani Cumhurbaşkanlığı makamından geldi. Buna rağmen ABD tarafının Erdoğan'ın açıklamasına ters bir açıklama yapması, ABD'nin Türkiye'yi tek başına bıraktığını gözler önüne serdi. Türkiye'nin tüm tepkilerine rağmen ABD tarafı Suriye'de PYD/YPG'den vazgeçmeyeceğini net ortaya koydu. Suriye krizi konusunda bugüne kadar attığı yanlış adımların ağır bedeli ile tarihte hiç yaşanılmamış derin bir yalnızlık arasına sıkışan Türkiye'nin Suriye konusunda takip ettiği dış politika çizgisinde değişiklik artık kaçınılmaz bir hale gelmiş durumda.
Şok üstüne şok
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama görüşmesiyle eş zamanlı olarak ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan hem 'Beni sözcülerle muhatap etmeyin' diyen Erdoğan'a hem de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na cevap niteliğinde açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Ben aylar önce yaptığım görüşmede söylemiştim, bizim bu görüşmemizden sonra üç uçak dolusu silah geldi, yarısı DAEŞ'e, yarısı biliyorsunuz YPG'ye gitti. Bütün o silahlar oradaki siviller için patladı, o insanların ölümüne neden oldu"şeklindeki sözlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Toner, "Erdoğan, YPG'nin, ABD'nin sağladığı silahları sivillere karşı kullandığını söyledi. Bu doğru bir açıklama mı?" şeklindeki bir soruya,"Hayır" cevabını verdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun "ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin YPG'nin güvenilmez olduğunu söylemesinden memnun olduk" şeklindeki söylemine karşılık ise Toner, "YPG'ye güveniyoruz" açıklamasını yaptı. Toner, YPG'ye bugüne kadar yaptıkları desteğin bundan sonra da süreceğini sözlerine ekledi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama, 19 Şubat Cuma akşamı bir telefon görüşmesi yaptı. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada görüşmede, Suriye'deki son gelişmeler ve terörle mücadele konularında, ABD-Türkiye iş birliğinin mevcut durumu ve geleceğinin ele alındığı ifade edildi. ABD Başkanı Obama'nın görüşmede 17 Şubat'ta Ankara'da meydana gelen canlı bomba saldırısını ve 18 Şubat'ta Diyarbakır-Bingöl karayolunda askeri konvoyu hedef alan saldırıyı kınayarak, hayatını kaybeden askerler ve sivil vatandaşlar için taziye, yaralılar için de acil şifa dileklerini ilettiği ifade edildi. Cumhurbaşkanlığı makamının açıklamasında ABD Başkanı Obama'nın Suriye rejiminin ve YPG'nin son dönemde Suriye'nin kuzey-batısındaki ilerlemesine ilişkin kaygılarını dile getirdiği, bölgede Türkiye ve ılımlı Suriye muhalefeti ile gerilimlere neden olan, DAEŞ'le ortak mücadele çabalarına da darbe vuran eylemlere derhal son verilmesi çağrısında bulunduğu ifade edildi. Ayrıca ABD Başkanı Obama'nın görüşme sırasında, ABD'nin bir NATO müttefiki olarak, Türkiye'nin ulusal güvenliğini destekleme konusundaki mutlak kararlılığını ifade ederek, Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının altını çizdiği de açıklandı. İki liderin Rusya ve Esad rejimine, ılımlı muhalif güçlere yönelik hava saldırıları gibi provokatif eylemlere derhal son vermeleri çağrısında bulunduğu ve PKK dahil tüm terör örgütlerine karşı iş birliğinin artırılacağı ve DAEŞ'le mücadelenin ortak hedefleri olduğu belirtildi.
İşine geldiği gibi...
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarınca yukarıdaki gibi yansıtılan Erdoğan-Obama görüşmesi, ABD tarafında çok farklı değerlendirildi. Cumhurbaşkanlığı'nın açıklamasında, "Obama'nın Suriye rejiminin ve YPG'nin son dönemde Suriye'nin kuzey-batısındaki ilerlemesine ilişkin kaygılarını dile getirdiği" ibareleri yer alırken ABD'den yapılan açıklamada "Obama, YPG'nin IŞİD'e yönelik mücadeleyi Suriye'de yeni bölgeler ele geçirerek istismar etmemesi gerektiğini vurguladı" denildi.
Beyaz Saray'ın açıklamasında Obama'nın Türkiye'ye YPG'ye yönelik top atışlarını durdurması çağrısı yer alırken, Cumhurbaşkanlığı'nın açıklamasında bu ifadelere yer verilmediği ortaya çıktı.
Obama 'meşru müdafaa' dememiş
Türkiye'den yapılan, "Obama'nın ABD'nin bir NATO müttefiki olarak, Türkiye'nin ulusal güvenliğini destekleme konusundaki mutlak kararlılığını ifade ederek, Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının altını çizdiği" açıklaması da Beyaz Saray'ın açıklamasında yer almadı. ABD tarafının açıklamasında, Türkiye'nin Suriye'ye sınır ötesi operasyon düzenleyebileceği spekülasyonlarına yol açan "Türkiye'nin meşru müdafa hakkına" dair hiçbir atıf yer almadı.
Erdoğan boşa düştü
Erdoğan-Obama görüşmesine ilişkin ilk açıklama Türkiye'den, yani Cumhurbaşkanlığı makamından geldi. Buna rağmen ABD tarafının Erdoğan'ın açıklamasına ters bir açıklama yapması, ABD'nin Türkiye'yi tek başına bıraktığını gözler önüne serdi. Türkiye'nin tüm tepkilerine rağmen ABD tarafı Suriye'de PYD/YPG'den vazgeçmeyeceğini net ortaya koydu. Suriye krizi konusunda bugüne kadar attığı yanlış adımların ağır bedeli ile tarihte hiç yaşanılmamış derin bir yalnızlık arasına sıkışan Türkiye'nin Suriye konusunda takip ettiği dış politika çizgisinde değişiklik artık kaçınılmaz bir hale gelmiş durumda.
Şok üstüne şok
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama görüşmesiyle eş zamanlı olarak ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan hem 'Beni sözcülerle muhatap etmeyin' diyen Erdoğan'a hem de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na cevap niteliğinde açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Ben aylar önce yaptığım görüşmede söylemiştim, bizim bu görüşmemizden sonra üç uçak dolusu silah geldi, yarısı DAEŞ'e, yarısı biliyorsunuz YPG'ye gitti. Bütün o silahlar oradaki siviller için patladı, o insanların ölümüne neden oldu"şeklindeki sözlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Toner, "Erdoğan, YPG'nin, ABD'nin sağladığı silahları sivillere karşı kullandığını söyledi. Bu doğru bir açıklama mı?" şeklindeki bir soruya,"Hayır" cevabını verdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun "ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin YPG'nin güvenilmez olduğunu söylemesinden memnun olduk" şeklindeki söylemine karşılık ise Toner, "YPG'ye güveniyoruz" açıklamasını yaptı. Toner, YPG'ye bugüne kadar yaptıkları desteğin bundan sonra da süreceğini sözlerine ekledi
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.