Allah-u Teala hem Müslümanları ve hem de Müslümanlara yöneticilik yapan kral, başkan, başbakan vs. adı ne ise kendileri ile yüzleştiriyor.
Geçmişte İslam coğrafyasını bin bir oyunlarla, Müslümanları birbirine düşürerek sömürge ve manda haline getiren haçlı ve Siyonist zihniyetler artık bu gayretlerinin neticesini almak istiyor.
Ve son koz olarak Fas’tan Afganistan’a kadar uzanan bir “BOP” projesi ortaya koydular. Ne hazindir ki! İslam coğrafyasından birçok devlet ve lideri bu plana hizmet ettiği gibi kendi topraklarını işgal eden bu haçlı zihniyete Müslümanlarda hayranlıkla baktı ve kurtuluşu onların safında aradı.
Son İsrail saldırıları ve katledilen Müslümanlar ile belki de Allah-u Teala, bizlere imanımızla ile yüzleşmek için son bir şans vermiştir.
Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da vs. yaşanan işgallerde, bırakın sessiz kalmayı haçlı safında duran İslam devletleri ve liderleri, İsrail’in dünyanın gözü önünde Filistinli Müslüman kardeşlerimizi katletmesi karşısında elleri ayaklarına karışmış, ne yapacaklarını bilemeyecek hale gelmişlerdir.
Başbakan Erdoğan da aynı telaş içinde yine hitabet sanatına sarılmış, esip gürlemekte. BM’den NATO’ya suçlamalar, çağrılar yapmakta. Sonuç çıkar mı? Çıkmaz. Çünkü “onlar birbirlerinin dostudur”.
Ben de bir İmam-Hatip mezunu olarak aşağıda bir hitabet hazırladım. Olur ya! İmam-Hatip mezunu olan Başbakanımız etkilenir ve haçlılara karşı İslam coğrafyasının savunuculuğunu üstlenir, diye…
“Bir dakika, bir dakika! Bak Barack! Bak Netanyahu! Akıllı olun. Bu coğrafyayı, ayak bastığınızda katlettiğiniz Kızılderililere ait topraklar sanmayın.
Bu toprakları Vietnam, Kore sanmayın. Bu coğrafyada yaşayanları da mazlum Vietnamlılar, Koreliler, Kızılderililer, Zenciler sanmayın. Akıllı olun.
Gerçi sizler, insan öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Damarlarınızda, medeniyetinizde, topraklarınızda kendi kanınız değil masum insanların ve halkların kanları vardır. Sizler insanları öldürmekten zevk alan kan emicilersiniz…
Bizler, İslam ile şereflenmiş, tek olan Allah’a ve O’nun son elçisi Muhammed Mustafa’ya (sav) inanmış insanlarız.
Bir hata ettik. Allah-u Teala’nın açık emri ve tehdidine rağmen sizleri “kadim dost” ilan ettik. Topraklarımızı, zenginliklerimizi sizlere açtık. Ülkemize, sizi koruyup, kollayacak silah sistemleri kurdurduk.
Ama bitti her şey. Yanıldık ve yanılgımızı çok geç anladık. Komutanlarıma emir verdim. Şuan Türkiye’deki NATO üstlerinin kontrolü şanlı Türk Ordusunun elinde. Bütün ekonomik ve siyasi anlaşmaları iptal ettik. Çünkü bizler zalimle bir olamayız. Beraber olamayız. Bir arada olamayız. Geçte olsa bunu anladık...
Artık açıktır ki, İslam coğrafyasında ve Ortadoğu’da ne İsrail ile ve ne de haçlı AB ve ABD ile barış olmaz, barış sağlanamaz.
Çünkü sizler ve atalarınız, insanlık tarihinin yüz karalarıdır. Amerika kıtasında yaptığınız soykırımlar, haçlı seferleri ile milyonlarca insanın katledilmesi karakterinizin tecellisidir. Dünya savaşlarında sizin kanlı elleriniz vardır. Sizler kendi peygamberlerini katledecek kadar alçak insanlar topluluğusunuz.
Geçmişiniz kara ve lekelidir. Haliyle geleceğinizde kara ve lekeli olacaktır ve sizler buna çoktan layık olduğunuzu akıttığınız kanlarla ispat ettiniz.
Dünyanın dört bir tarafında ve Ortadoğu’da bu kadar insan, sizlerin emri ile öldürülürken, kalkıp insanlıktan, meşru müdafaadan vs. bahsedemezsiniz.
Geçmişte aldansak ta, artık akıttığınız bu Müslüman kanına tahammülümüz kalmamıştır. İslam coğrafyasının, yani bizlerin yüz yıllardır sessizliği hem Yahudileri ve hem de Hıristiyanları şımartmıştır. Bu şımarıklık kendilerini dünyanın efendileri olarak görmelerine sebep olmuştur. Ama artık yolun sonuna gelinmiştir.
Tarih sayfaları sizin katlettiğiniz milyonlarca çocuk, yaşlı, kadın, genç vs. insan isimleri ile insanlık dramları ile dolmuştur. Artı medeniyetiniz ve politikalarınız insanlığı esir almış vaziyettedir. Ama her şeyin bir sonu vardır. Sizin de sonunuz gelmiştir. Batıl zaten kaybetmeye mahkûmdur ve kaybettiniz.
Artık İslam coğrafyasında size yer yok. Bu coğrafyadan ne petrol ve ne de diğer yer altı ve yerüstü zenginliklerden zırnık alamazsınız. Bizler bu coğrafyayı, bu zenginlikleri bedelini fazlası ile ödeyerek aldık. Eğer bu bedeli ödemeye razı ve hazırsanız, buyurun! Savaşsa savaş, kansa kan, cansa can. Biz varız. Ya siz?..
Geçmişte İslam coğrafyasını bin bir oyunlarla, Müslümanları birbirine düşürerek sömürge ve manda haline getiren haçlı ve Siyonist zihniyetler artık bu gayretlerinin neticesini almak istiyor.
Ve son koz olarak Fas’tan Afganistan’a kadar uzanan bir “BOP” projesi ortaya koydular. Ne hazindir ki! İslam coğrafyasından birçok devlet ve lideri bu plana hizmet ettiği gibi kendi topraklarını işgal eden bu haçlı zihniyete Müslümanlarda hayranlıkla baktı ve kurtuluşu onların safında aradı.
Son İsrail saldırıları ve katledilen Müslümanlar ile belki de Allah-u Teala, bizlere imanımızla ile yüzleşmek için son bir şans vermiştir.
Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da vs. yaşanan işgallerde, bırakın sessiz kalmayı haçlı safında duran İslam devletleri ve liderleri, İsrail’in dünyanın gözü önünde Filistinli Müslüman kardeşlerimizi katletmesi karşısında elleri ayaklarına karışmış, ne yapacaklarını bilemeyecek hale gelmişlerdir.
Başbakan Erdoğan da aynı telaş içinde yine hitabet sanatına sarılmış, esip gürlemekte. BM’den NATO’ya suçlamalar, çağrılar yapmakta. Sonuç çıkar mı? Çıkmaz. Çünkü “onlar birbirlerinin dostudur”.
Ben de bir İmam-Hatip mezunu olarak aşağıda bir hitabet hazırladım. Olur ya! İmam-Hatip mezunu olan Başbakanımız etkilenir ve haçlılara karşı İslam coğrafyasının savunuculuğunu üstlenir, diye…
“Bir dakika, bir dakika! Bak Barack! Bak Netanyahu! Akıllı olun. Bu coğrafyayı, ayak bastığınızda katlettiğiniz Kızılderililere ait topraklar sanmayın.
Bu toprakları Vietnam, Kore sanmayın. Bu coğrafyada yaşayanları da mazlum Vietnamlılar, Koreliler, Kızılderililer, Zenciler sanmayın. Akıllı olun.
Gerçi sizler, insan öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Damarlarınızda, medeniyetinizde, topraklarınızda kendi kanınız değil masum insanların ve halkların kanları vardır. Sizler insanları öldürmekten zevk alan kan emicilersiniz…
Bizler, İslam ile şereflenmiş, tek olan Allah’a ve O’nun son elçisi Muhammed Mustafa’ya (sav) inanmış insanlarız.
Bir hata ettik. Allah-u Teala’nın açık emri ve tehdidine rağmen sizleri “kadim dost” ilan ettik. Topraklarımızı, zenginliklerimizi sizlere açtık. Ülkemize, sizi koruyup, kollayacak silah sistemleri kurdurduk.
Ama bitti her şey. Yanıldık ve yanılgımızı çok geç anladık. Komutanlarıma emir verdim. Şuan Türkiye’deki NATO üstlerinin kontrolü şanlı Türk Ordusunun elinde. Bütün ekonomik ve siyasi anlaşmaları iptal ettik. Çünkü bizler zalimle bir olamayız. Beraber olamayız. Bir arada olamayız. Geçte olsa bunu anladık...
Artık açıktır ki, İslam coğrafyasında ve Ortadoğu’da ne İsrail ile ve ne de haçlı AB ve ABD ile barış olmaz, barış sağlanamaz.
Çünkü sizler ve atalarınız, insanlık tarihinin yüz karalarıdır. Amerika kıtasında yaptığınız soykırımlar, haçlı seferleri ile milyonlarca insanın katledilmesi karakterinizin tecellisidir. Dünya savaşlarında sizin kanlı elleriniz vardır. Sizler kendi peygamberlerini katledecek kadar alçak insanlar topluluğusunuz.
Geçmişiniz kara ve lekelidir. Haliyle geleceğinizde kara ve lekeli olacaktır ve sizler buna çoktan layık olduğunuzu akıttığınız kanlarla ispat ettiniz.
Dünyanın dört bir tarafında ve Ortadoğu’da bu kadar insan, sizlerin emri ile öldürülürken, kalkıp insanlıktan, meşru müdafaadan vs. bahsedemezsiniz.
Geçmişte aldansak ta, artık akıttığınız bu Müslüman kanına tahammülümüz kalmamıştır. İslam coğrafyasının, yani bizlerin yüz yıllardır sessizliği hem Yahudileri ve hem de Hıristiyanları şımartmıştır. Bu şımarıklık kendilerini dünyanın efendileri olarak görmelerine sebep olmuştur. Ama artık yolun sonuna gelinmiştir.
Tarih sayfaları sizin katlettiğiniz milyonlarca çocuk, yaşlı, kadın, genç vs. insan isimleri ile insanlık dramları ile dolmuştur. Artı medeniyetiniz ve politikalarınız insanlığı esir almış vaziyettedir. Ama her şeyin bir sonu vardır. Sizin de sonunuz gelmiştir. Batıl zaten kaybetmeye mahkûmdur ve kaybettiniz.
Artık İslam coğrafyasında size yer yok. Bu coğrafyadan ne petrol ve ne de diğer yer altı ve yerüstü zenginliklerden zırnık alamazsınız. Bizler bu coğrafyayı, bu zenginlikleri bedelini fazlası ile ödeyerek aldık. Eğer bu bedeli ödemeye razı ve hazırsanız, buyurun! Savaşsa savaş, kansa kan, cansa can. Biz varız. Ya siz?..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025