Papa 2. John Paul, Papalık tarihinde, Papa seçilen ilk Slav kökenli Polonyalı oldu. Bu esrarengiz Polonyalı ilginçtir ki Papa olmadan önce Polonya Komünist Partisi gizli polisi ve CIA tarafından korunuyordu. Ağca tarafından vurulduğunda ise araştırmayı NSA yapmış, iki rakip örgüt CIA ve KGB de ne hikmetse ağız birliği ederek birbirlerini aklamayı yeğlemişlerdi
Papaların seçimi çok önemli bir olaydır. İlkin şunu belirtmek gerekiyor. Papa seçilen şahıs bu "Taht"ta ölünceye kadar kalır, Papalık'tan istifa etmek diye bir olay yoktur.
PAPA SEÇİMİNDE PARMAK OYNATANLAR
Ölen Papa'nın yerine seçilecek olan Kardinal'i, Papalığın Senatosu sayılan Kardinaller Koleji'nin üyeleri belirlerler. Ancak tüm Kardinaller bu seçime katılamazlar. Yaşları genellikle 80 ve daha yukarı olanlar bu zor ve meşakkatli seçime dayanamayacakları gerekçesiyle oy kullanmaya çağrılmazlar. Kardinaller Koleji'nde bazı değişiklerle -örneğin ölüm, hastalık, bunama- 110 ile 120 arasında Kardinal bulunur. 2. John Paul'un seçimine 111 kardinal katılmıştı. Papaların seçimi Sistine Chapel denilen küçük kilisede yapılır. Papanın ölümünden sonra çağrılı olan Kardinaller bu küçük kiliseye alınırlar ve Papayı seçinceye kadar bir daha dış dünyayla görüştürülmezler. Bu seçim bazen günlerce bazen haftalarca hatta aylarca sürer. Ve Papanın seçildiği bu küçük kilisenin bacasından tüttürülen beyaz dumanla dünyaya duyurulur. Dumandan sonra karar değiştirilemez. Kim seçilmişse tüm Katolik aleminin ona itaat etmesi gerekir. Böylece 900 milyon insana sözünü geçirtecek olan bir önder sadece 100 kadar yaşlı insanın verecekleri oylarla seçilmiş olur. Papalar Teslis'de (Trinite) yeralan Kutsal Ruh tarafından İsa'nın Havarileri'nin en büyüğü ve ilk Papa kabul edilen Aziz Peter'in vekili olarak seçilirler. Papa seçiminde oy birliği değil oy çokluğu aranır.Papalık seçimlerinde Vatikan'ın tüm iç dengeleri ve uluslararası siyaset çok önemli bir yer tutar. Gerçi inanca göre Papa'yı Kutsal Ruh seçiyordur ama gerçekte CIA'sından KGB'sine ve MOSSAD'a kadar tüm istihbarat örgütleri de Kutsal Ruh'un seçiminde parmak oynatıyorlardır. Örneğin 2. John Paul adını alarak Papa olan Krakov Kardinali Karol Wojtyla (Voytila) hiç kimsenin favorisi olmadığı halde Papa seçilivermişti. Bu nedenle 2. John Paul'un "Olağanüstü" bir gücü olduğuna inanılmıştı.
ESRARENGİZ BİR PAPA
Karol Jozef Wojtyla, 18 Mayıs 1920'de Güney Polonya'daki Wadovice kentinde doğmuştu. Doğduğu gün Polonya, Sovyet ordularına karşı son ikiyüz yıl içindeki ilk zaferini kazanmıştı. Karol üç aylıkken Polonya ordusu bu kez de sayıca çok üstün olan Sovyet ordusunu Varşova'nın varoşlarındaki Vistül nehri önünde durdurmuş ve geri püskürtmüştü. Polonya'da bu zafere "Vistül Mucizesi" denilmişti. Ve bu mucizeyi de Meryem Ana'nın yaptığına inanılmıştı. Resmi ilteratürde bu zafer 1683'de Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın Viyana kapılarından püskürtülmesinden sonra dindar Katoliklerin Hıristiyanlığın düşmanı güçlere karşı kazandıkları ikinci büyük zafer olarak değerlendirilmektedir.Karol'un babası subay, annesi ev kadınıydı. Annesini sekiz yaşındayken, kızkardeşini doğumundan sonra, erkek kardeşini de onbir yaşındayken kaybetmişti. Babası öldüğü zaman Karol 21 yaşındaydı. Şu anda ailesinden hiç kimse yaşamamaktadır. Gençliği zorluklar, yoksulluk ve acılarla geçmiştir. Karol, Papa seçildikten sonra Hıristiyan aleminde ilk kez selefi Papa tarafından biraraya getirilmiş olan John Paul adını aldı.
Bu çok anlamlı bir olaydı. Çünkü Aziz John'a ve onun yazdığı İncil bölümüne (Gospel) ağırlık tanıyanlarla, Aziz Paul'a ağırlık tanıyanlar hiç bir zaman tam ve mutlak bir uyum içinde olmamışlardır. Neredeyse iki kutup, iki ayrı anlayışı temsil eder John ve Paul. Dolayısıyla bunları biraraya getirmek ve bu iki Aziz adına davranmak çok zor bir görevdir. Papalık tarihinde sadece altı Papa, Paul adını kullanmışken 23 Papa John adını yeğlemişti. (Bunlardan 22. John hiç sevilmediği için atlanır). Bu iki akımın en ilginç tarafı, Paul ne denli gerçekciyse, John'un da o denli gizemli olmasıdır. John Paul adını alan Karol da böyle oldu. Gizemli ve esrarengiz bilgilere, sırlara çok düşkün bir Papa oldu Karol Wojtyla. Her gün yedi saatini duaya ayırdı. Mayıs 1981'de Mehmet Ali Ağca tarafından vurulunca bunu da kendisine iletilmiş ilahi bir sır, esrarengiz bir olay olarak yorumladı. 13 Mayıs'da yapılan suikasti gerçekleştiren Türk'ün adının 13 harften oluşması ve bu sayının Hıristiyan ezoterizmindeki (batini, gizli bilimler) önemini yorumlayarak bu suikastle Meryem Ana'nın kendisine bir sır ilettiğini söyledi ve suikastı bir "Armağan" olarak değerlendirdi. Papa, suikastten bir ay sonra Kardinaller Koleji için yaptığı açıklamada bu olaydan sonra Meryem Ana'nın, Portekiz'deki ünlü Kutsal Fatıma aracılığıyla kendisini koruduğunu ve kendisine bir sır tevdi ettiğini açıkladı.
PAPA VE GİZLİ ÖRGÜTLER
Karol, tiyatro eserleri yazmış, şarkıcılık ve aktörlük yaparak geçimini sağlamıştı. Aynı zamanda şairdi. Komünist Polonya'da din görevlisi olduğu halde yazıları Batı basınında yayınlanmıştı. Bunda da iki gizli örgüt rol oynamışlardı. Polonya Komünist Partisi'nin gizli polisi ile CIA... Papa, ilginçtir ki bu iki örgüt tarafından da korunmuş ve dolaylı olarak desteklenmişti. Onun en tutarlı biografisini yazan Tad Szulc, bu hususlara dikkat çekmeden edememişti.Gerçekten de şimdi Ağca olayını değerlendirirken düşünüyorum da 25 Kasım 1979'da Kartal-Maltepe Cezaevinden kaçan / kaçırılan Ağca ertesi gün Milliyet gazetesine bir mektup gönderip Papa'yı da öldüreceğini öne sürmüştü. Ağca'nın bu tehdidinin yayınlanmasından tam üç gün sonra Karol Wojtyla, 2. John Paul olarak Türkiye'yi ziyaret etti ve İzmir'deki Meryem Ana evine giderek Hacı oldu. Papa Türkiye'ye gelmeden bir başka İslam ülkesine, Pakistan'a gitmişti. 16 Şubat 1982'de Karaçi'de konuşma yapacağı stadyuma gelirken yolda polis arabasını durdurmuş ve yavaşlatmıştı. İşte bu yavaşlatılmış yolculuk Papa'nın hayatını kurtarmıştı. Çünkü tam konuşacağı kürsünün önünde bir el bombası patlamış ve kürsüyü koruyan şahıs ölmüştü. Ağca, işte bu suikastten sonra Papa'ya suikast düzenleyen ikinci Müslümandı.Ağca olayının kanımca en ilginç tarafı, KGB ve CIA ile Amerika'nın en gizli güvenlik ve istihbarat örgütü NSA'nın (Ulusal Güvenlik Örgütü) arasındaki gizli yazışmalardadır. Bunlardan KGB'yi bağlayanların bir kısmı açıklanmıştır. Çok ilginçtir ki Papa suikastini araştırma görevini CIA değil, NSA yürütmüştür. Ama olayda KGB'nin hiç bir suçunun olmadığnı dünyaya CIA duyurmuştur ve bünyesindeki görevli gazetecilerle bu kanıyı pekiştirmiştir.
Öte yandan olayda CIA'nın hiç bir dahli olmadığını da bizzat KGB açıklamıştı. Kısacası bu iki rakip örgüt ne hikmetse bu konuda ağız birliği ederek birbirlerini aklamayı yeğlemişlerdi.Karol, gençliğinde Bernardine tarikati tarafından yetiştirilmişti. Meryem Ana'ya olan aşırı bağlılıklarıyla tanınan bu tarikat üyeleri mucizeleri de çok önemserler. Nitekim bir önceki 1. John Paul garip bir şekilde sadece 33 gün Papalık yaptıktan sonra ölüverince Karol, haberi aldığında yanında bulunan birine, "Tanrı esrarengiz yollar açıyor. Yakında Meryem bana yol gösterecektir" demişti. Bu sözlerinden bir kaç hafta sonra Karol, 16 Kasım 1978'de saat tam 5:17'de Papa seçilmişti. Seçilmesinden üç yıl kadar sonra 13 Mayıs 1981'de saat tam 5:17'de Ağca tarafından vurulmuştu.Karol Wojtyla, Papalık tarihinde, Papa seçilen ilk Slav kökenli Polonyalıydı. Tam 455 yıl sonra Papa seçilen Karol, 1870'den sonra Vatikan'dan ayrılmak istemeyen Papaların tersine dünyayı dolaşarak Papalık rekoru kırmıştı. 2. John Paul'un bir ilginç özeliği de kendi döneminde, hiç bir dönemde olmadığı kadar şahsı Azizlik mertebesine yükseltmiş olmasıydı. Katolik alemindeki 10.000'den fazla Aziz yetmezmiş gibi Karol, 180 kişiyi daha Azizliğe giden yola çıkarmış ya da Aziz yapmıştı. Listesinde daha 2000 kadar isim vardı. Son olarak da 23.John'u Aziz yaptı.Gençlere ve çocuklara düşkün olan 2. John Paul, onlarla şakalaştığı ve dans ettiği için kendisine "Kutsal Ruh'un John Travoltası" denilmişti. Meryem'i ve İsa'yı durmaksızın andığı için de "John Paul Superstar" lakabı takılmıştı. Ama en ilginç takıyı İran'ı yorumlayınca kazanmıştı. İran'da İslam'ın geri gelişini "Müslümanlar Allah'a geri döndüler. Darısı Avrupa'nın başına" şeklinde yorumlayınca solcu basın kendisine hemen bir ad bulmakta gecikmedi: Ayetullah Wojtyla!
CİZVİTLERİN GAZABINA KARŞI OPUS DEI
Wojtyla çok yönlü karizmatik bir Papa oldu. Vatikan'da kendisinde korkuyla "Kara Papa" diye söz edilen Cizvitler'in başı Peter Arrupe ile mücalelesinde OPUS DEI'ye sığındı. Alman araştırmacı Adelbert Krims' in yazdığına göre 87 ülkede 73.745 üyesi olan bu gizli örgüt Papayı Cizvitlerin gazabından korudu.Wojtyla, dansı müziği, tiyatroyu, edebiyatı seven bir filozoftu. Gençliğinde piyeslerde rol almıştı. Ve her genç gibi "Aşık" olmuştu. Papa'nın gençliğinde aşık olduğu kadın halen büyükanne olarak Polonya'da yaşamaktadır. Sadece üç fotoğrafını görebildiğim bu kadın anlaşılan Papa'nın hayatındaki tek büyük aşk olmuştur. Gençliğinde bir hayli yakışıklı olan Papa, doğrusu 1945'lerde tanıdığı bu hanımı hiç unutmamışa benzemektedir. En azından şiirlerinden öyle anlaşılıyor. Aralarında neler geçtiğini bir onlar bir de muhtemelen Vatikan'ın duvarlarında bulunan dinleme kulakları bilmektedir.20. Yüzyılın, 23. John'dan sonra en tartışmalı Papası sayılan 2. John Paul'dan sonra kimin bu Taht'a geçeceği son üç yıldır tartışılmaktadır. Tam beş kez suikastten kurtulan, sayısız ameliyat atlatan ve bir keresinde, iki yıl önce vücudundaki bütün kan değiştirilerek son anda ölümden döndürülen bu esrarengiz Polonyalı'dan sonra Vatikan'ı ve Hıristiyanlığı nelerin beklediğine ilerki yazılarda değineceğim.
Papaların seçimi çok önemli bir olaydır. İlkin şunu belirtmek gerekiyor. Papa seçilen şahıs bu "Taht"ta ölünceye kadar kalır, Papalık'tan istifa etmek diye bir olay yoktur.
PAPA SEÇİMİNDE PARMAK OYNATANLAR
Ölen Papa'nın yerine seçilecek olan Kardinal'i, Papalığın Senatosu sayılan Kardinaller Koleji'nin üyeleri belirlerler. Ancak tüm Kardinaller bu seçime katılamazlar. Yaşları genellikle 80 ve daha yukarı olanlar bu zor ve meşakkatli seçime dayanamayacakları gerekçesiyle oy kullanmaya çağrılmazlar. Kardinaller Koleji'nde bazı değişiklerle -örneğin ölüm, hastalık, bunama- 110 ile 120 arasında Kardinal bulunur. 2. John Paul'un seçimine 111 kardinal katılmıştı. Papaların seçimi Sistine Chapel denilen küçük kilisede yapılır. Papanın ölümünden sonra çağrılı olan Kardinaller bu küçük kiliseye alınırlar ve Papayı seçinceye kadar bir daha dış dünyayla görüştürülmezler. Bu seçim bazen günlerce bazen haftalarca hatta aylarca sürer. Ve Papanın seçildiği bu küçük kilisenin bacasından tüttürülen beyaz dumanla dünyaya duyurulur. Dumandan sonra karar değiştirilemez. Kim seçilmişse tüm Katolik aleminin ona itaat etmesi gerekir. Böylece 900 milyon insana sözünü geçirtecek olan bir önder sadece 100 kadar yaşlı insanın verecekleri oylarla seçilmiş olur. Papalar Teslis'de (Trinite) yeralan Kutsal Ruh tarafından İsa'nın Havarileri'nin en büyüğü ve ilk Papa kabul edilen Aziz Peter'in vekili olarak seçilirler. Papa seçiminde oy birliği değil oy çokluğu aranır.Papalık seçimlerinde Vatikan'ın tüm iç dengeleri ve uluslararası siyaset çok önemli bir yer tutar. Gerçi inanca göre Papa'yı Kutsal Ruh seçiyordur ama gerçekte CIA'sından KGB'sine ve MOSSAD'a kadar tüm istihbarat örgütleri de Kutsal Ruh'un seçiminde parmak oynatıyorlardır. Örneğin 2. John Paul adını alarak Papa olan Krakov Kardinali Karol Wojtyla (Voytila) hiç kimsenin favorisi olmadığı halde Papa seçilivermişti. Bu nedenle 2. John Paul'un "Olağanüstü" bir gücü olduğuna inanılmıştı.
ESRARENGİZ BİR PAPA
Karol Jozef Wojtyla, 18 Mayıs 1920'de Güney Polonya'daki Wadovice kentinde doğmuştu. Doğduğu gün Polonya, Sovyet ordularına karşı son ikiyüz yıl içindeki ilk zaferini kazanmıştı. Karol üç aylıkken Polonya ordusu bu kez de sayıca çok üstün olan Sovyet ordusunu Varşova'nın varoşlarındaki Vistül nehri önünde durdurmuş ve geri püskürtmüştü. Polonya'da bu zafere "Vistül Mucizesi" denilmişti. Ve bu mucizeyi de Meryem Ana'nın yaptığına inanılmıştı. Resmi ilteratürde bu zafer 1683'de Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın Viyana kapılarından püskürtülmesinden sonra dindar Katoliklerin Hıristiyanlığın düşmanı güçlere karşı kazandıkları ikinci büyük zafer olarak değerlendirilmektedir.Karol'un babası subay, annesi ev kadınıydı. Annesini sekiz yaşındayken, kızkardeşini doğumundan sonra, erkek kardeşini de onbir yaşındayken kaybetmişti. Babası öldüğü zaman Karol 21 yaşındaydı. Şu anda ailesinden hiç kimse yaşamamaktadır. Gençliği zorluklar, yoksulluk ve acılarla geçmiştir. Karol, Papa seçildikten sonra Hıristiyan aleminde ilk kez selefi Papa tarafından biraraya getirilmiş olan John Paul adını aldı.
Bu çok anlamlı bir olaydı. Çünkü Aziz John'a ve onun yazdığı İncil bölümüne (Gospel) ağırlık tanıyanlarla, Aziz Paul'a ağırlık tanıyanlar hiç bir zaman tam ve mutlak bir uyum içinde olmamışlardır. Neredeyse iki kutup, iki ayrı anlayışı temsil eder John ve Paul. Dolayısıyla bunları biraraya getirmek ve bu iki Aziz adına davranmak çok zor bir görevdir. Papalık tarihinde sadece altı Papa, Paul adını kullanmışken 23 Papa John adını yeğlemişti. (Bunlardan 22. John hiç sevilmediği için atlanır). Bu iki akımın en ilginç tarafı, Paul ne denli gerçekciyse, John'un da o denli gizemli olmasıdır. John Paul adını alan Karol da böyle oldu. Gizemli ve esrarengiz bilgilere, sırlara çok düşkün bir Papa oldu Karol Wojtyla. Her gün yedi saatini duaya ayırdı. Mayıs 1981'de Mehmet Ali Ağca tarafından vurulunca bunu da kendisine iletilmiş ilahi bir sır, esrarengiz bir olay olarak yorumladı. 13 Mayıs'da yapılan suikasti gerçekleştiren Türk'ün adının 13 harften oluşması ve bu sayının Hıristiyan ezoterizmindeki (batini, gizli bilimler) önemini yorumlayarak bu suikastle Meryem Ana'nın kendisine bir sır ilettiğini söyledi ve suikastı bir "Armağan" olarak değerlendirdi. Papa, suikastten bir ay sonra Kardinaller Koleji için yaptığı açıklamada bu olaydan sonra Meryem Ana'nın, Portekiz'deki ünlü Kutsal Fatıma aracılığıyla kendisini koruduğunu ve kendisine bir sır tevdi ettiğini açıkladı.
PAPA VE GİZLİ ÖRGÜTLER
Karol, tiyatro eserleri yazmış, şarkıcılık ve aktörlük yaparak geçimini sağlamıştı. Aynı zamanda şairdi. Komünist Polonya'da din görevlisi olduğu halde yazıları Batı basınında yayınlanmıştı. Bunda da iki gizli örgüt rol oynamışlardı. Polonya Komünist Partisi'nin gizli polisi ile CIA... Papa, ilginçtir ki bu iki örgüt tarafından da korunmuş ve dolaylı olarak desteklenmişti. Onun en tutarlı biografisini yazan Tad Szulc, bu hususlara dikkat çekmeden edememişti.Gerçekten de şimdi Ağca olayını değerlendirirken düşünüyorum da 25 Kasım 1979'da Kartal-Maltepe Cezaevinden kaçan / kaçırılan Ağca ertesi gün Milliyet gazetesine bir mektup gönderip Papa'yı da öldüreceğini öne sürmüştü. Ağca'nın bu tehdidinin yayınlanmasından tam üç gün sonra Karol Wojtyla, 2. John Paul olarak Türkiye'yi ziyaret etti ve İzmir'deki Meryem Ana evine giderek Hacı oldu. Papa Türkiye'ye gelmeden bir başka İslam ülkesine, Pakistan'a gitmişti. 16 Şubat 1982'de Karaçi'de konuşma yapacağı stadyuma gelirken yolda polis arabasını durdurmuş ve yavaşlatmıştı. İşte bu yavaşlatılmış yolculuk Papa'nın hayatını kurtarmıştı. Çünkü tam konuşacağı kürsünün önünde bir el bombası patlamış ve kürsüyü koruyan şahıs ölmüştü. Ağca, işte bu suikastten sonra Papa'ya suikast düzenleyen ikinci Müslümandı.Ağca olayının kanımca en ilginç tarafı, KGB ve CIA ile Amerika'nın en gizli güvenlik ve istihbarat örgütü NSA'nın (Ulusal Güvenlik Örgütü) arasındaki gizli yazışmalardadır. Bunlardan KGB'yi bağlayanların bir kısmı açıklanmıştır. Çok ilginçtir ki Papa suikastini araştırma görevini CIA değil, NSA yürütmüştür. Ama olayda KGB'nin hiç bir suçunun olmadığnı dünyaya CIA duyurmuştur ve bünyesindeki görevli gazetecilerle bu kanıyı pekiştirmiştir.
Öte yandan olayda CIA'nın hiç bir dahli olmadığını da bizzat KGB açıklamıştı. Kısacası bu iki rakip örgüt ne hikmetse bu konuda ağız birliği ederek birbirlerini aklamayı yeğlemişlerdi.Karol, gençliğinde Bernardine tarikati tarafından yetiştirilmişti. Meryem Ana'ya olan aşırı bağlılıklarıyla tanınan bu tarikat üyeleri mucizeleri de çok önemserler. Nitekim bir önceki 1. John Paul garip bir şekilde sadece 33 gün Papalık yaptıktan sonra ölüverince Karol, haberi aldığında yanında bulunan birine, "Tanrı esrarengiz yollar açıyor. Yakında Meryem bana yol gösterecektir" demişti. Bu sözlerinden bir kaç hafta sonra Karol, 16 Kasım 1978'de saat tam 5:17'de Papa seçilmişti. Seçilmesinden üç yıl kadar sonra 13 Mayıs 1981'de saat tam 5:17'de Ağca tarafından vurulmuştu.Karol Wojtyla, Papalık tarihinde, Papa seçilen ilk Slav kökenli Polonyalıydı. Tam 455 yıl sonra Papa seçilen Karol, 1870'den sonra Vatikan'dan ayrılmak istemeyen Papaların tersine dünyayı dolaşarak Papalık rekoru kırmıştı. 2. John Paul'un bir ilginç özeliği de kendi döneminde, hiç bir dönemde olmadığı kadar şahsı Azizlik mertebesine yükseltmiş olmasıydı. Katolik alemindeki 10.000'den fazla Aziz yetmezmiş gibi Karol, 180 kişiyi daha Azizliğe giden yola çıkarmış ya da Aziz yapmıştı. Listesinde daha 2000 kadar isim vardı. Son olarak da 23.John'u Aziz yaptı.Gençlere ve çocuklara düşkün olan 2. John Paul, onlarla şakalaştığı ve dans ettiği için kendisine "Kutsal Ruh'un John Travoltası" denilmişti. Meryem'i ve İsa'yı durmaksızın andığı için de "John Paul Superstar" lakabı takılmıştı. Ama en ilginç takıyı İran'ı yorumlayınca kazanmıştı. İran'da İslam'ın geri gelişini "Müslümanlar Allah'a geri döndüler. Darısı Avrupa'nın başına" şeklinde yorumlayınca solcu basın kendisine hemen bir ad bulmakta gecikmedi: Ayetullah Wojtyla!
CİZVİTLERİN GAZABINA KARŞI OPUS DEI
Wojtyla çok yönlü karizmatik bir Papa oldu. Vatikan'da kendisinde korkuyla "Kara Papa" diye söz edilen Cizvitler'in başı Peter Arrupe ile mücalelesinde OPUS DEI'ye sığındı. Alman araştırmacı Adelbert Krims' in yazdığına göre 87 ülkede 73.745 üyesi olan bu gizli örgüt Papayı Cizvitlerin gazabından korudu.Wojtyla, dansı müziği, tiyatroyu, edebiyatı seven bir filozoftu. Gençliğinde piyeslerde rol almıştı. Ve her genç gibi "Aşık" olmuştu. Papa'nın gençliğinde aşık olduğu kadın halen büyükanne olarak Polonya'da yaşamaktadır. Sadece üç fotoğrafını görebildiğim bu kadın anlaşılan Papa'nın hayatındaki tek büyük aşk olmuştur. Gençliğinde bir hayli yakışıklı olan Papa, doğrusu 1945'lerde tanıdığı bu hanımı hiç unutmamışa benzemektedir. En azından şiirlerinden öyle anlaşılıyor. Aralarında neler geçtiğini bir onlar bir de muhtemelen Vatikan'ın duvarlarında bulunan dinleme kulakları bilmektedir.20. Yüzyılın, 23. John'dan sonra en tartışmalı Papası sayılan 2. John Paul'dan sonra kimin bu Taht'a geçeceği son üç yıldır tartışılmaktadır. Tam beş kez suikastten kurtulan, sayısız ameliyat atlatan ve bir keresinde, iki yıl önce vücudundaki bütün kan değiştirilerek son anda ölümden döndürülen bu esrarengiz Polonyalı'dan sonra Vatikan'ı ve Hıristiyanlığı nelerin beklediğine ilerki yazılarda değineceğim.
Aytunç Altındal / diğer yazıları
- Bilinmeyen Vatikan - Türk dostu maskeli Papa / 28.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Papalığın kapsama alanları / 27.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Ekümenizm ve İslam dünyası / 26.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - OPUS DEI - Ahtapotun kolları / 25.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Evlilik düşmanı kilise / 24.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Engizisyon devam ediyor / 23.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Vatikan'ın Türkiye'ye bakışı / 22.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Esrarengiz Polonyalı Ağca ve gizli örgütler / 21.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Ateizmin kaynağı Vatikan / 20.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Vatikan'ın gizli ilişkileri / 19.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Papalığın kapsama alanları / 27.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Ekümenizm ve İslam dünyası / 26.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - OPUS DEI - Ahtapotun kolları / 25.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Evlilik düşmanı kilise / 24.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Engizisyon devam ediyor / 23.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Vatikan'ın Türkiye'ye bakışı / 22.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Esrarengiz Polonyalı Ağca ve gizli örgütler / 21.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Ateizmin kaynağı Vatikan / 20.12.2000
- Bilinmeyen Vatikan - Vatikan'ın gizli ilişkileri / 19.12.2000