‘Ben sıddıyku’l-ekberim’
Resûlullah’ın kendisini kardeş edinmesi lütfuna mazhar olan Hz. Ali, sevincinden ağlamaya başladı ve “Ben Allah’ın kuluyum, Resûlullah’ın kardeşiyim, sıddıyku’l-ekberim, fâruku’l-a’zamım” dedi
12.12.2024 11:05:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Medine'ye hicretlerinden sonra, Ensar ile Muhacir arasındaki yakınlığı pekiştirmek, sevgiyi güçlendirmek için, kardeşlik kurmayı tensip ettiler.
Resûlullah (s.a.a) inanç temeline dayanan bu kardeşliği, sahabe arasında düzenlemiş fakat Hz. Ali (a.s) kimseye kardeş edilmemişti. "Yâ Resûlallah, ashabını birbirine kardeş ettin, beni ise yalnız bıraktın" diyen Hz. Ali'ye, Hz. Resûl (s.a.a), "Sen Musa'ya Harun ne menziledeyse, Bana o menziledesin; ancak Benden sonra peygamber yok; sen dünyada da Benim kardeşimsin, ahirette de" buyurdular. (Müsned, Kenzü'l-Ummâl, Siyer-i Halebî, İstîâb, Tirmizi, Müstedrik, er Riyâdun-Nadıra, Savâık vs.).
Bu lütfa mazhar olan Hz. Ali, sevincinden ağlamaya başladı ve "Ben Allah'ın kuluyum, Resûlullah'ın kardeşiyim, sıddıyku'l-ekberim, fâruku'l- a'zam'ım" buyururlar.
Medine'ye hicretten sonra, hicretin ikinci yılı Ramazan ayında vuku bulan ve Ebû Cehil ile diğer müşrik ulularının ölümleriyle sonuçlanan Bedir savaşında Hz. Ali, Müslümanlığı koruyanların başındaydı. Müşrikler, bin kişi kadardı, iki yüz tanesi atlıydı. Müslümanlarsa üç yüz on üç kişiden ibaretti, orduda seksen deve ve bir at vardı.
Müşriklerden, o zamanın âdetince savaştan önce meydana girip savaş erlerini kızıştıran ilk kişi, Rabia oğlu Utbe'ydi. Onunla beraber kardeşi Şeybe ve oğlu Velid de kendisiyle beraber çıkmıştı. Müslümanlardan mübariz istediler. Karşılarına Ensar'dan üç kişi çıktı. Onlara, "Dönün, sizinle işimiz yok, ya Muhammed, bize kavmimizden eşit erler gönder diye bağırdılar.
Hz. Peygamber, "Ey Hâşimoğulları, kalkın Peygamberinizi gerçek olarak gönderen Allah hakkı için savaşın" buyurdu.
Abdülmuttalib oğlu Hamza, Ebû Tâlib oğlu Ali ve Abdülmuttalib oğlu Hâris'in oğlu Ubeyde kalktılar, meydana girdiler.
Utbe, "kimlersiniz" diye sordu. Mübarizler, kendilerini bildirdiler, "Tamam" dedi, "Siz, bizim eşitlerimizsiniz."
Hz. Hamza Utbe'yle savaştı ve onu öldürdü. İçlerinde, yaş bakımından en küçük olan Hz. Ali, Velid'le savaştı ve onu katletti. En ihtiyarları olan Ubeyde, Şeybe'yle karşılaştı, onu yaraladı fakat Şeybe de, onu ayağından mecruh etti. Hz. Hamza ve Hz. Ali Şeybe'ye hücum edip öldürdüler. Ubeyde'yi alıp Hz. Peygamber'in huzuruna getirdiler.
Ubeyde, "Yâ Resûlallah, ben şehit miyim?" diye sordu, evet cevabını aldı. Ubeyde'yi Medine'ye götürürlerken Safrâ denen yerde vefat etti.
Bu savaşta müşriklerden yetmiş kişi öldürülmüş, yetmiş kişi kadar da esir edilmişti. Müşriklerin otuz beşini, bir rivayete göre otuz altısını Hz. Ali öldürmüştü, Ümeyyeoğlu As oğlu Said'in oğlu As, Adiyy oğlu Tuayme, Huveyeld oğlu Nevfel, Ebû Süfyan oğlu Hanzale, Hz. Ali tarafından öldürülenlerdendi.
Resûlullah (s.a.a) inanç temeline dayanan bu kardeşliği, sahabe arasında düzenlemiş fakat Hz. Ali (a.s) kimseye kardeş edilmemişti. "Yâ Resûlallah, ashabını birbirine kardeş ettin, beni ise yalnız bıraktın" diyen Hz. Ali'ye, Hz. Resûl (s.a.a), "Sen Musa'ya Harun ne menziledeyse, Bana o menziledesin; ancak Benden sonra peygamber yok; sen dünyada da Benim kardeşimsin, ahirette de" buyurdular. (Müsned, Kenzü'l-Ummâl, Siyer-i Halebî, İstîâb, Tirmizi, Müstedrik, er Riyâdun-Nadıra, Savâık vs.).
Bu lütfa mazhar olan Hz. Ali, sevincinden ağlamaya başladı ve "Ben Allah'ın kuluyum, Resûlullah'ın kardeşiyim, sıddıyku'l-ekberim, fâruku'l- a'zam'ım" buyururlar.
Medine'ye hicretten sonra, hicretin ikinci yılı Ramazan ayında vuku bulan ve Ebû Cehil ile diğer müşrik ulularının ölümleriyle sonuçlanan Bedir savaşında Hz. Ali, Müslümanlığı koruyanların başındaydı. Müşrikler, bin kişi kadardı, iki yüz tanesi atlıydı. Müslümanlarsa üç yüz on üç kişiden ibaretti, orduda seksen deve ve bir at vardı.
Müşriklerden, o zamanın âdetince savaştan önce meydana girip savaş erlerini kızıştıran ilk kişi, Rabia oğlu Utbe'ydi. Onunla beraber kardeşi Şeybe ve oğlu Velid de kendisiyle beraber çıkmıştı. Müslümanlardan mübariz istediler. Karşılarına Ensar'dan üç kişi çıktı. Onlara, "Dönün, sizinle işimiz yok, ya Muhammed, bize kavmimizden eşit erler gönder diye bağırdılar.
Hz. Peygamber, "Ey Hâşimoğulları, kalkın Peygamberinizi gerçek olarak gönderen Allah hakkı için savaşın" buyurdu.
Abdülmuttalib oğlu Hamza, Ebû Tâlib oğlu Ali ve Abdülmuttalib oğlu Hâris'in oğlu Ubeyde kalktılar, meydana girdiler.
Utbe, "kimlersiniz" diye sordu. Mübarizler, kendilerini bildirdiler, "Tamam" dedi, "Siz, bizim eşitlerimizsiniz."
Hz. Hamza Utbe'yle savaştı ve onu öldürdü. İçlerinde, yaş bakımından en küçük olan Hz. Ali, Velid'le savaştı ve onu katletti. En ihtiyarları olan Ubeyde, Şeybe'yle karşılaştı, onu yaraladı fakat Şeybe de, onu ayağından mecruh etti. Hz. Hamza ve Hz. Ali Şeybe'ye hücum edip öldürdüler. Ubeyde'yi alıp Hz. Peygamber'in huzuruna getirdiler.
Ubeyde, "Yâ Resûlallah, ben şehit miyim?" diye sordu, evet cevabını aldı. Ubeyde'yi Medine'ye götürürlerken Safrâ denen yerde vefat etti.
Bu savaşta müşriklerden yetmiş kişi öldürülmüş, yetmiş kişi kadar da esir edilmişti. Müşriklerin otuz beşini, bir rivayete göre otuz altısını Hz. Ali öldürmüştü, Ümeyyeoğlu As oğlu Said'in oğlu As, Adiyy oğlu Tuayme, Huveyeld oğlu Nevfel, Ebû Süfyan oğlu Hanzale, Hz. Ali tarafından öldürülenlerdendi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.