AKP hükümetlerini ayakta tutan en önemli şeylerden biride propaganda tekniklerini iyi analiz edip, uygulamalarıdır. Düşünün bir kere! 3 dönemdir iktidar olan bir hükümetin en tepesindekinden vekiline kadar hepsi ciddi bir sorunla karşılaştıkları zaman ya karşısındakini tehdit yöntemini, ya hedef saptırma yöntemini, ya geçmişi kullanarak kendini aklama yöntemi gibi yöntemleri kullandıklarını görüyoruz.
Ben de iktidarın bu tekniklerinden ilham alarak! Nedir bu propaganda yöntemleri, diye bay google’a bir soru sordum. Verdiği cevap AKP oldu. Anlatayım;
Propaganda oluşturma teknikleri
*Korkuya başvurma; İçerde ne kadar subay, general, gazeteci vs. var. “Hükümete en ufak bir eleştiriye karşın “herkes işine baksın” diyen kim? Ya ansızın tayinler, merkeze çekilmeler, sabaha karşı baskınlar… Haliyle sıradan vatandaş korkmasında ne yapsın!”
*Bir otoriteyi referans göstermek; “Dincilik” kavramının nasıl ortaya çıktığını biliyorsunuz…
*Tren etkisi; Hedef kitleye “herkes bunu yapıyor” diyerek bir hareket tarzını kabul ettirmek.
*Kaçınılmaz zafer; Trene henüz katılmamış olanlar, kesin zafere (!) giden yolda gidenlere katılmaya çağrılır. “Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu örneğinde olduğu gibi. Kemal Kılıçtaroğlu ise trene el sallıyor…”
*Direkt emir; Propagandacı resimler ve kelimeler kullanarak dinleyicilere tam olarak ne yapmaları gerektiğini söyler. “Birileri camileri yakmış, yıkmış, ahır yapmıştı. Şimdi ülkenin her tarafında ezanlar okunuyor vs. gibi…”
*Parıltılı genellemeler; Parıltılı genellemeler bilgi veya akıl yürütme gerektirmeden, kabul edilmesini sağlamak için yüksek değer taşıyan olgular ve inançlarla alakalandırılmış, yoğun, duygusal olarak çekici sözlerdir. “2023’de neler olacak neler! Yeni Osmanlıcılık, barış, özgürlük, onur, vs. gibi duygularla alakalandırılır.”
*Rasyonalizasyon; Muğlâk ve hoş sözler genellikle böyle hareket ve inançları haklı göstermek için kullanılır. “Haçlı seferlerini artık farklı değerlendirmek durumunayız. Bu seferlerle haçlılar ve Müslümanlar kaynaşmıştır, gibi haçlıları aklayan sözlerin sahibini biliyorsunuz…”
*Kasıtlı muğlaklık; Amaç kitleyi gerçekliğini analiz etmeden veya uygulanabilirliğini veya mantıklılığını incelemeden bazı belirsiz sözlerle harekete geçirmektir. “Hem laik hem Müslüman olunmaz” “AB bir Katolik devletler topluluğudur… Biz zaten girmeyeceğiz”
*Nedeni aşırı basitleştirmek; Karmaşık sosyal, politik, ekonomik veya askerî sorunlara popüler genellemelerle cevap vermek. “PKK ile görüştü, diyenler şerefsizdir…”, “Bıçak kemiğe dayandı”, “Sabrımızı kimse denemesin”, “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir ki…”, “Şehitlik en büyük makamdır”
*Sokaktaki adam; Hedef kitlenin güvenini kazanmak için gayri resmi bir havada ve tarzda sunulur. “Gecekondu ziyaretleri, vatandaşın cebinden sigara almalar, ananı da al git, bu davanın (Ergenekon) savcısı benim vs. gibi…”
*Tanıklık; Özellikle bir kişiyi, politikayı, hareketi veya programı desteklemek veya yermek için söylenmiş sözlerden yapılan alıntılardır. “Menderesi asan CHP zihniyetidir. Özal zehirlendi mi? 12 Eylülcüler hesap verecek…”
*Damgalama; Bu teknik propagandanın hedefini nefret edilen veya istenmeyen bir şeyle damgalayarak, onun hakkında bir önyargı oluşmasını sağlamayı içerir. “Bu ülkede Kuran’dan kaçanlar var. Başörtüsünden korkanlar var. Derin devlet var. Derin asker var, vs. gibi…”
*Günah keçisi; Suçu aslında suçlu olmayan bir kişiye veya gruba atmak. “Ah ismet İnönü ah! Sen olmasaydın Erdoğan hangi dala yapışacaktı!”
*Erdem sözleri; Bunlar bir kişi veya konuya başlandığı zaman hedef kitlede olumlu bir imaj sağlayacak sözlerdir. “Halkın sesi olacağız! Paranın, gücün, askerin yanında değil sizin yanınızda olacağız…”
*Sloganlar; Slogan kısa, çarpıcı bir söz veya cümledir. “Hedef 2023” “Büyük Lider” “Adaletin güneşi” vb.
Propagandanın daha birçok teknik ve şekilleri var. Ama en önemlisi bu propagandaları toplumun tümüne ulaştırmak ve toplumu ikna edip, inandırmaktır. İşte bu noktada medyanın önemi önümüze çıkmaktadır.
Bugün medya denince akla gelen ilk kavram ne? “Yalaka” Neden acaba? Oysa medya denince akla “toplumun sesi” kavramının gelmesi gerekmez miydi?
Ben de iktidarın bu tekniklerinden ilham alarak! Nedir bu propaganda yöntemleri, diye bay google’a bir soru sordum. Verdiği cevap AKP oldu. Anlatayım;
Propaganda oluşturma teknikleri
*Korkuya başvurma; İçerde ne kadar subay, general, gazeteci vs. var. “Hükümete en ufak bir eleştiriye karşın “herkes işine baksın” diyen kim? Ya ansızın tayinler, merkeze çekilmeler, sabaha karşı baskınlar… Haliyle sıradan vatandaş korkmasında ne yapsın!”
*Bir otoriteyi referans göstermek; “Dincilik” kavramının nasıl ortaya çıktığını biliyorsunuz…
*Tren etkisi; Hedef kitleye “herkes bunu yapıyor” diyerek bir hareket tarzını kabul ettirmek.
*Kaçınılmaz zafer; Trene henüz katılmamış olanlar, kesin zafere (!) giden yolda gidenlere katılmaya çağrılır. “Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu örneğinde olduğu gibi. Kemal Kılıçtaroğlu ise trene el sallıyor…”
*Direkt emir; Propagandacı resimler ve kelimeler kullanarak dinleyicilere tam olarak ne yapmaları gerektiğini söyler. “Birileri camileri yakmış, yıkmış, ahır yapmıştı. Şimdi ülkenin her tarafında ezanlar okunuyor vs. gibi…”
*Parıltılı genellemeler; Parıltılı genellemeler bilgi veya akıl yürütme gerektirmeden, kabul edilmesini sağlamak için yüksek değer taşıyan olgular ve inançlarla alakalandırılmış, yoğun, duygusal olarak çekici sözlerdir. “2023’de neler olacak neler! Yeni Osmanlıcılık, barış, özgürlük, onur, vs. gibi duygularla alakalandırılır.”
*Rasyonalizasyon; Muğlâk ve hoş sözler genellikle böyle hareket ve inançları haklı göstermek için kullanılır. “Haçlı seferlerini artık farklı değerlendirmek durumunayız. Bu seferlerle haçlılar ve Müslümanlar kaynaşmıştır, gibi haçlıları aklayan sözlerin sahibini biliyorsunuz…”
*Kasıtlı muğlaklık; Amaç kitleyi gerçekliğini analiz etmeden veya uygulanabilirliğini veya mantıklılığını incelemeden bazı belirsiz sözlerle harekete geçirmektir. “Hem laik hem Müslüman olunmaz” “AB bir Katolik devletler topluluğudur… Biz zaten girmeyeceğiz”
*Nedeni aşırı basitleştirmek; Karmaşık sosyal, politik, ekonomik veya askerî sorunlara popüler genellemelerle cevap vermek. “PKK ile görüştü, diyenler şerefsizdir…”, “Bıçak kemiğe dayandı”, “Sabrımızı kimse denemesin”, “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir ki…”, “Şehitlik en büyük makamdır”
*Sokaktaki adam; Hedef kitlenin güvenini kazanmak için gayri resmi bir havada ve tarzda sunulur. “Gecekondu ziyaretleri, vatandaşın cebinden sigara almalar, ananı da al git, bu davanın (Ergenekon) savcısı benim vs. gibi…”
*Tanıklık; Özellikle bir kişiyi, politikayı, hareketi veya programı desteklemek veya yermek için söylenmiş sözlerden yapılan alıntılardır. “Menderesi asan CHP zihniyetidir. Özal zehirlendi mi? 12 Eylülcüler hesap verecek…”
*Damgalama; Bu teknik propagandanın hedefini nefret edilen veya istenmeyen bir şeyle damgalayarak, onun hakkında bir önyargı oluşmasını sağlamayı içerir. “Bu ülkede Kuran’dan kaçanlar var. Başörtüsünden korkanlar var. Derin devlet var. Derin asker var, vs. gibi…”
*Günah keçisi; Suçu aslında suçlu olmayan bir kişiye veya gruba atmak. “Ah ismet İnönü ah! Sen olmasaydın Erdoğan hangi dala yapışacaktı!”
*Erdem sözleri; Bunlar bir kişi veya konuya başlandığı zaman hedef kitlede olumlu bir imaj sağlayacak sözlerdir. “Halkın sesi olacağız! Paranın, gücün, askerin yanında değil sizin yanınızda olacağız…”
*Sloganlar; Slogan kısa, çarpıcı bir söz veya cümledir. “Hedef 2023” “Büyük Lider” “Adaletin güneşi” vb.
Propagandanın daha birçok teknik ve şekilleri var. Ama en önemlisi bu propagandaları toplumun tümüne ulaştırmak ve toplumu ikna edip, inandırmaktır. İşte bu noktada medyanın önemi önümüze çıkmaktadır.
Bugün medya denince akla gelen ilk kavram ne? “Yalaka” Neden acaba? Oysa medya denince akla “toplumun sesi” kavramının gelmesi gerekmez miydi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025