Başbakan'ın övünmesi yersiz?

Başbakan Erdoğan, "Biz paranın ayarıyla oynamadık, oynamayacağız ve bu ülkede karşılıksız para basma dönemini bizim iktidarımız ortadan kaldırmıştır" dedi.Bu sözleri Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu'nun 18. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada söyledi.Türkiye gerçekten AKP döneminde paranın ayarıyla oynamadı mı?Gerçekten karşılıksız para basmaktan vazgeçtik mi?Bence hayır?Türkiye'nin paranın ayarıyla oynama lüksü yok çünkü Türk parasının ayarıyla oynama iradesini Merkez Bankasını bağımsız hale getirdiğimiz gün kaybettik. Bu tarihten sonra merkez bankamız Türk milletinden bağımsız fakat küresel ekonominin tefeci aktörlerine bağımlı hale getirilmiş oldu.Bundan dolayıdır ki Türk parasının ayarıyla oynamıyoruz diyen Başbakan Erdoğan çok haklıdır.Haklıdır, çünkü bizim paramızın direksiyonunda IMF, ABD ve Türkiye'ye para satan spekülatörler oturmaktadır.Karşılıksız para basma meselesine gelince Türkiye AKP hükümeti döneminde Türk milletinin alınteri karşılığında para basmak yerine borç olarak alınan yabancı paralara karşılık Türk parası basmaktadır.Sayın Başbakan'ın övündüğü şey işte budur.Ekonomiden sorumlu Bakan Ali Babacan da açıklamıştı. Babacan, yurt dışından aldığımız borç parayı kasamıza koyup, buna karşılık Türk parası basıp piyasaya sürdüğümüzü itiraf etmişti.Merkez Bankası'nın kasasına koyduğumuz dolara ve euroya karşılık Türk parası basılması övünç kaynağıdır hükümet için.Oysa Türkiye'nin bu yaptığı ekonomi için intihar demektir. Neden intihar olduğunu Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın sözleriyle açıklayalım;"Sürekli borç alıyoruz ve borçtan da asla kurtulamıyoruz. Niye? Para basabilmek için mutlaka Hazineye döviz koyman lazım. Bunun için de borç alman lazım. Alıyorsun onun karşılığında paranı basıyorsun. Bu para senin paran olmuyor. Cebindeki para doların ya da euronun tercümesi oluyor. Evet, görünüşte Türk lirası ama Hazineye koyduğun dövizin karşılığı olduğu için aslında senin paran değil. İki türlü zarara giriyorsun. Birincisi o borcun karşılığında ürettiğini bedavaya veriyorsun. Bu yetmedi bir de o borcun faizini ödüyorsun."İşte Sayın Başbakan milletin cebine Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'tercüme para' dediği parayı koymakla övünüyor. Oysa ortada aslında övünülecek değil, ağlanacak bir durum var.Devletin kasasına faizle borç alıp doları yığacaksın, sonra da bunlara mukabil kendi paranı basacaksın. Hem de kasandaki doların faizini ödeyip IMF'yi zengin edeceksin. Sonra da çıkıp övüneceksin.Bu sizce de acı değil mi?