Bugün Rusya'nın barış duruşu tüm ülkelerin ve de halkların dikkatini çekmektedir.Suriye konusunda askeri bir operasyonun önünü kesen, böyle bir işgal operasyonuyla Irak, Afganistan ve Libya örneğinde olduğu gibi milyonlarca masum sivilin ölümünü engelleyen Rusya, ABD halkının bile gözdesi oldu. Bu sebepten dolayı, Rusya Devlet Başkanı Putin ABD basını tarafından "Dünya lideri" olarak ilan edildi.Rusya, Ukrayna krizinde de aynı barışçıl tavrını devam ettirdi ve hala devam ediyor.Sovyetler Birliği döneminde bu kriz olsaydı emin olun ki Rusya hiçbir hukuk tanımadan bir taraftan girer, diğer taraftan çıkardı.Ama bugün böyle bir hukuk dışı tavır ortaya koymuyor. Kırım ve Sivastopol'da tercihi bu bölgelerin halkına bıraktı, hiçbir müdahalede bulunmadı. Bu özerk bölgelerin önce bağımsız olmaları ardından da Rusya'ya katılmaları tamamen uluslar arası hukuka uygun oldu.Rusya, gerek Suriye konusunda gerekse Ukrayna meselesinde tarafları Cenevre'de bir masa etrafında toplayan ve bunda ısrarlı olan, toplantıdan sonra da alınan kararları harfiyen uygulayan ülke oldu.ABD ise, her iki zirveden sonra gerek üst düzey yaptığı ziyaretlerle gerekse kışkırtmalarıyla toplantı kararlarını delen ülke konumunda oldu.Bu gerçeği bugün tüm dünya ülkeleri görmektedir.ABD'nin bir dönem en yakın müttefikleri olan Almanya ve Fransa'nın dahi yaptırımlar konusunda Rusya'nın yanında yer alma sinyalleri bunu göstermektedir.Rusya, eski Sovyetler tavrından çok farklı bir şekilde bugün başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm ülkelere barış mesajları vermektedir.Rusya'nın bu yaklaşımı sadece dış ülkelerle mi ilgilidir? Elbette ki hayır?Rusya içinde barındırdığı milyonlarca Müslüman'ın da haklarını gözeten çok ciddi adımlar atmıştır ve atmaktadır.Hakları sınırlayan, dediğim dedik mantığına sahip olan Rusya gitmiş, yerine Müslümanlara ibadet özgürlüğü veren, Ortodokslar hangi haklara sahipse aynı hakları Müslümanlara veren, Ruslar hangi haklara sahipse Tatarlara aynı hakları veren, halklarına eşit mesafede olan bir Rusya gelmiştir.Çeçenistan'da, hiçbir dönemde yapılmayan cami bu dönemde yapılmıştır, ayrıca Başkent Moskova'ya dünyanın en büyük camilerinden biri inşa edilmektedir.Putin, Müslüman halkın kanaat önderlerini sık sık toplayıp ihtiyaçlarını sormaktadır ve devlet eliyle onların bu ihtiyaçlarını gidermeye çalışmaktadır.Tabi, batılı unsurlar bu yeni Rusya vizyonundan rahatsız olmuşlar ve bu gidişatı durdurmak için İslam görünümlü bir takım provokatif eylemler gerçekleştirmişlerdir.Hedef Arap Baharı benzeri bir işgal ve ayrışım projesini 50 milyon Müslüman nüfusa sahip Rusya'ya da taşımaktır. Ama Putin bu oyunu da bozmuş ve bu terör eylemlerinde Müslümanların parmağının olamayacağını açıkça belirtmiştir.Gelişmeler bu yöndeyken, muhafazakar görünümlü Türk siyasetinin duruşu oldukça gariptir. Rusya'nın insanlık adına kazanılması mı daha iyidir, yoksa kaybedilmesi mi?Bugün Rusya'nın bu hem kendi halkına hem de diğer ülkelere olan barışçıl tutumu takdire şayan bir konu iken, aynı zamanda bu Türkiye'nin ve Türk milletin de menfaatine iken, Türkiye'nin devlet televizyonlarında eski Rusya'nın yaptığı yanlışların sürekli gündemde tutulması şaşılacak bir konudur.Rahatsızlığın sebebi nedir? Bizim muhafazakarlar, Rusya'nın bugün Müslümanları himaye etmesinden neden rahatsızlar? Rusya'nın barışçıl duruşunu neden istemiyorlar, hazmedemiyorlar? Buna birçok neden sayabiliriz.Rusya'yı bugün bu barışçıl noktaya taşıyan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Duma toplantısı sonrası hazırlayıp sunduğu Sosyal Barış Projesi'dir. Rusya bunu Duma'da ilan etmiştir, gizlememektedir. Anlaşılan o ki, siyasilerimiz Sayın Baş'ın bu başarısını kıskanmaktadırlar. Çünkü kendilerinde böyle bir kabiliyetin zerresi yok.Daha genel neden ise, barışçıl bir Rusya bizim taşeron siyasilerin akıl hocası ABD'yi ve AB'yi rahatsız etmektedir. Türkiye'nin ve Türk milletinin batıdan yönünü doğu bloğuna yeni ifadesiyle MEM Bloğuna çevirmesi ihtimali onları korkutmaktadır.Ama eninde sonunda korktukları başlarına gelecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025