Malumunuz kalfalık dönemiyle birlikte bir süreçte başlamıştı. İlkinin adına Ergenekon, denildi. Yüzlerce avukat, bilim adamı, asker, siyasetçi, yazar, çizer ne varsa topladılar. Neden? Hükümeti devirmek istiyorlarmış artı yıllardır aranan derin devlet, bunlarmış. Sonra ikinci operasyon geldi. Bu sefer hedefte odu vardı. Görev başında ve emekli olmuş yüzlerce asker tutuklandı. Ordu'nun mahremine (kozmik odaya) girildi. Günlerce bilgi ve belgeler incelendi. (akıbetleri meçhul). Yargılamalar yıllarca sürdü. Tartışmalarda. Hükümetin başı Erdoğan, "ben bu davanın savcısıyım" diyerek, taraf oldu. Haliyle peşindekilerde. Arınç, Türkiye bağırsaklarını temizliyor, diye yorumladı süreci. Diğer vekil ve yandaş medya ise "asılacaksa asalım, yakılacaksa yakalım" duruşu sergiliyorlardı. Gün geldi, şimdi "paralel" dedikleri, kankalarıyla menfaat çatışmasına girdiler. Her ortamda zekâ, bilgi, uyanıklık pozları veren, iddiasında bulunan Erdoğan ve ekibi paralel yapıyla olan 10 yıllık dost ve işbirliklerini "yanılmışız, aldanmışız, safmışız, tanımıyorduk" sözlerine sığdırıp, rafa kaldırmak istediler ama olmadı. İç ve dış politikada hükümetin iyice yıpranması artı yaklaşan seçimler için iktidara ses getirici olaylar lazımdı. O ses AYM'den geldi. Dün AYM'yi en ağır tabirlerle suçlayan hükümet şimdi AYM kararlarının babası gibi başladı konuşmaya. Dünün savcısı Erdoğan bugün diyor ki, "bu arkadaşları biz çıkardık? Ha bunu söylerken teşekkür filanda beklemiyoruz?" (yaşasın demokrasinin kralı!) Kısaca Erdoğan ve hükümeti Ergenekon ve Balyozcuların himmetine sığındı. Yani "kumpas" şemsiyesi açıldı. Ergenekon ve Bolyozcular bu şemsiye altına toplamaya çalışılıyor. Yeni bir kumpas içinde kumpasla karşı karşıyayız? Düşünün bir kere! Mehmet Barlas, İlker Başbuğ'la içerde görüşüyor. Ertesi gün mahkeme karar veriyor. Sonraki gün Başbuğ dışarıda... İçerdeyken her gün mesajlarını işittiğimiz Başbuğ'u gören, duyan var mı? Bir iki gündür haber alıyoruz ki, cemaate savaş açmış!!! Şimdi diğer tutuklu komutanlarda bırakıldı. Hanefi Avcı'da dışarıda. Ve cemaatten hesap soracaklar, diye haberler yapılıyor. Yani AKP "in" cemaat "out" oldu. Peki, böyle mi olmalıydı? Bu sorunun cevabı dağa, taşa, medyaya hatta meclis arşivlerine bile kayıtlı. "Diyoruz ki, bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz" diyen Erdoğan, Zaman gazetesinin 25. Yıl dönüm pastasını kesmiş ve aynı gurubun televizyonun kuruluş yıldönümünde şu konuşmayı yapmıştı; "Samanyolu Televizyonu'nun başarılı yayıncılık anlayışını bundan sonra da kesintisiz biçimde sürdüreceğine yürekten inanıyor; ilkeli, ahlaklı, dürüst yayıncılık anlayışıyla demokrasimize katkılarının devamını diliyorum".Bülent Arınç; "O muhteşem insana? Şükranlarımı sunuyorum. Rabbim hayırlı ve uzun ömürler versin"Egemen Bağış "Vatan hasreti çeken zatın önünde saygıyla eğiliyorum". Bu aşk itirafları bir değil, binlerce. Hatta bu muhabbete Yüce Meclisimiz bile şahit olmuş, tutanaklarına kaydettirmiştir. CHP Mersin milletvekili İsa Gök, gazeteci Ahmet Şık'ın tutuklanması üzerine 24 Mart 2011 günü, TBMM'de bir konuşma yapmış ve "Fethullah Gülen, emniyet teşkilatından istihbarata, KOM'a her yere giriyor ve bir gazeteci, emniyetteki Fethullahçı yapılanmayı deşifre ediyor. Zekeriya Öz, o kitabı toplatıyor. Belki de bundan sonra yargı içindeki Gülen çetesinin deşifresi olacaktı, birilerine batacaktı; batmadan, adamı batırdılar, Ahmet Şık cezaevinde'' demişti. Bu konuşmayı şimdi Adalet bakanı, o dönem ise AKP Grup Başkanvekili olan Bekir Bozdağ şöyle yanıtlamıştı. (Gülen'i) "Seversiniz, sevmezsiniz ama değerli bir insandır, bilge bir insandır, bu ülkenin millî ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmet yapıyor?? Hakkında herhangi bir savcının iddiası, mahkûmiyet kararı olmayan birini, "çete" diye itham ederseniz ona karşı büyük bir haksızlık yaparsınız? Temiz insanları "çete" diye suçlamak kabul edilemez". (AKP sıraları alkıştan inliyor) Şimdi! (karşılık olarak) Kardeşini en ağır ithamlarla suçlayanlara, hakaret edenlere, inlerine inenler, ocaklarına ateş salanlara ne denir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025