İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin Ağrı’da konuşuyor ve diyor ki ‘’Bilmeliyiz, bilmek zorundayız ki bu topraklar bizim için kiralık sebze bahçesi değil, kiralanmış buğday tarlası değil, kiralanmış şeker pancarı tarlası değil, kiralık mera değil. Ya? Kan akıtılmış, can verilmiş, ruh katılmış ve yerin altında bir dünya oluşturulmuş aziz ve kutsal vatan toprağı’’
Bakan Şahin böyle konuştu.
Bu konuşmadan bir kaç gün önce ise hükümet yabancıya toprak satışı için yeni bir hamle yaptı.
TBMM Adalet Komisyonu, Tapu Kanunu ve Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’nı görüştü ve kabul etti.
Yabancı kişilerin edinebilecekleri taşınmazlar ve sınırlı ayni hakların toplam alanı; ilçe yüzölçümünün yüzde 10’una, ülke genelinde ise kişi başına 30 hektara kadar genişletildi.
Bakanlar Kurulu, 30 hektarı iki katına çıkarabilecek.
Mevcut düzenlemede yabancıların ülke genelinde alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü, 2,5 hektarı geçemiyordu.
Bu AKP’nin ilk toprak satışı icraatı değil. 2003 yılında çıkarılan yasayla ilk adım atıldı, satışa vize çıktı. Zaman içinde buna yenileri eklendi. Hatta gün oldu Anaya Mahkemesi ulusal çıkarlara aykırı olduğu gerekçesiyle yasaları iptal etti. Ancak hükümet vazgeçmedi, ilk fırsatta yeni bir satış yasası çıkardı.
Şu anda Türkiye’de yabancıların mülkiyetine geçen taşınmazların toplam büyüklüğü 100 milyon metrekareye dayanmış durumda. Yeni yasa Meclis’ten geçerse bu rakamın birkaç ayda ikiye katlanması bekleniyor.
AKP 10 yıl içinde Cumhuriyet tarihi boyunca satılan toprağın neredeyse 3 katını sattı.
Şimdi Bakan Şahin’e sormak gerek.
Madem bu topraklar aziz ve kutsal (ki elbette öyledir) neden ısrarla yabancıya satış yasası çıkarıyorsunuz?
Keşke bu toprakları kendi ifadenizle kiralık sebze bahçesi olarak görseydiniz de parsel parsel yabancıya satmasaydınız.
Futbola Şike gölgesi düştü
Türk futbolu tarihinin en karmaşık dönemini yaşıyor. Süreç yönetilemedi. Apar topar sistem değiştirildi, Play Of’a geçildi.
Teknik adamlara bile sorulmadan şapkadan çıkarılan sistem daha sonra Süper Final adını aldı. 34 haftalık maratonun ardından 4 büyük takım arasındaki maçlar başladı.
İlk karşılaşmalarla birlikte ortaya çıkan tablo hepimizi ürküttü. Özellikle BJK–GS maçında yaşanan gerginlik Türkiye’nin ardı ardına tansiyonu yüksek maçlara hazır olmadığını ortaya koydu.
Eski sistemde ortalama 2 ayda bir yapılan derbilerde bile büyük olaylar çıkarken şimdi her hafta aynı maçları oynatmak pek akıl karı değil.
Üstelik bu maçların önemi diğerlerine göre çok daha yüksek.
Yaşanabilecek bir facianın sorumlusu kim olacak?
Futbolu bile içinden çıkılmaz hale getiren yöneticilerimize saygılarımızı sunuyoruz!
Bakan Şahin böyle konuştu.
Bu konuşmadan bir kaç gün önce ise hükümet yabancıya toprak satışı için yeni bir hamle yaptı.
TBMM Adalet Komisyonu, Tapu Kanunu ve Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’nı görüştü ve kabul etti.
Yabancı kişilerin edinebilecekleri taşınmazlar ve sınırlı ayni hakların toplam alanı; ilçe yüzölçümünün yüzde 10’una, ülke genelinde ise kişi başına 30 hektara kadar genişletildi.
Bakanlar Kurulu, 30 hektarı iki katına çıkarabilecek.
Mevcut düzenlemede yabancıların ülke genelinde alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü, 2,5 hektarı geçemiyordu.
Bu AKP’nin ilk toprak satışı icraatı değil. 2003 yılında çıkarılan yasayla ilk adım atıldı, satışa vize çıktı. Zaman içinde buna yenileri eklendi. Hatta gün oldu Anaya Mahkemesi ulusal çıkarlara aykırı olduğu gerekçesiyle yasaları iptal etti. Ancak hükümet vazgeçmedi, ilk fırsatta yeni bir satış yasası çıkardı.
Şu anda Türkiye’de yabancıların mülkiyetine geçen taşınmazların toplam büyüklüğü 100 milyon metrekareye dayanmış durumda. Yeni yasa Meclis’ten geçerse bu rakamın birkaç ayda ikiye katlanması bekleniyor.
AKP 10 yıl içinde Cumhuriyet tarihi boyunca satılan toprağın neredeyse 3 katını sattı.
Şimdi Bakan Şahin’e sormak gerek.
Madem bu topraklar aziz ve kutsal (ki elbette öyledir) neden ısrarla yabancıya satış yasası çıkarıyorsunuz?
Keşke bu toprakları kendi ifadenizle kiralık sebze bahçesi olarak görseydiniz de parsel parsel yabancıya satmasaydınız.
Futbola Şike gölgesi düştü
Türk futbolu tarihinin en karmaşık dönemini yaşıyor. Süreç yönetilemedi. Apar topar sistem değiştirildi, Play Of’a geçildi.
Teknik adamlara bile sorulmadan şapkadan çıkarılan sistem daha sonra Süper Final adını aldı. 34 haftalık maratonun ardından 4 büyük takım arasındaki maçlar başladı.
İlk karşılaşmalarla birlikte ortaya çıkan tablo hepimizi ürküttü. Özellikle BJK–GS maçında yaşanan gerginlik Türkiye’nin ardı ardına tansiyonu yüksek maçlara hazır olmadığını ortaya koydu.
Eski sistemde ortalama 2 ayda bir yapılan derbilerde bile büyük olaylar çıkarken şimdi her hafta aynı maçları oynatmak pek akıl karı değil.
Üstelik bu maçların önemi diğerlerine göre çok daha yüksek.
Yaşanabilecek bir facianın sorumlusu kim olacak?
Futbolu bile içinden çıkılmaz hale getiren yöneticilerimize saygılarımızı sunuyoruz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024