14 Mayıs seçimleri için Erdoğan ve ittifakı ile Bay Kemal ve ittifakının ortak paydası; Bu seçimler Türkiye için milattır (başlangıçtır) şeklindeydi.
Tabi neyin başlangıcı, basıl bir milat-başlangıç, sorularına ise bildik 'güçlü, refah, adalet, huzur' gibi kelimelerin kullanıldığı uzun ve yuvarlak cümleler ile açıklıyorlardı.
Seçimler bitti. Cümleler değişmeye başladı. Özellikle Devlet Bahçeli'nin vurgusu dikkat çekiciydi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın seçimi önde tamamlamasının ardında yaptığı ilk açıklama da, uzun uzun bu seçim zaferini (!) övdü, millet iradesinden bahsetti, hiç dilinden düşürmediği iç ve dış mihraklara saydırdı, sosyal medyaya giydirdi, 'Türk yüz yılı' vurgusu yaptı.
Ama son cümlesi bütün söylemlerini sildi: 'Önümüzdeki dönemde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez.'
Sayın Bahçeli'nin, gördüğü nedir? 'Her şey değişecektir' dediği, her şeyin kapsama alanı nedir?
'İnşallah Türkiye değişmez' sözü ne anlama geliyor? Türkiye'yi nasıl bir değişim bekliyor.
Yoksa Sayın Bahçeli, BTP Lideri Hüseyin Baş'ın gördüğünü yeni mi görüyordu?
'Cumhuriyetten krallığa evrilen tek örnek Türkiye'
BTP lideri Hüseyin Baş, Aralık 2022'de gazeteci Duygu Demirdağ'ın programına konuk olmuş ve şu cümleleri kurmuştu:
"Seçime doğru bu ülkede bir ekonomik rahatlama görebilirsiniz. Hiç şaşırmayın, hiç zannetmeyin ki bu refah devam edecek!
Ben, seçimin milliyetçilik ve anti milliyetçilik tezi üzerine yürüyeceğini düşünüyorum.
Erdoğan, ülkenin milliyetçi cephesi olacak. Her türlü milliyetçilik ayaklarımın altındadır, diyen Erdoğan, Türklüğe sahip çıkıyor, görüyorsunuz…."
Sayın Baş'ın tespitlerinin tamamına şahit olduk mu? Olduk.
Bu tabloya karşı Sayın Baş'ın duruşu nasıldı?
Seçimlerden çekilme kararı alan BTP Lideri, bunun nedenleri şöyle özetlemişti:
"Türkiye kuruluş felsefesinden çok uzak noktalara çekildi. Bütün kurumlarıyla adeta işgal edilmiş hale geldi. Tek bir insanın ağzından çıkan cümlelerle yönetilir bir hale geldik.
Dolayısıyla ilk olarak tesis etmemiz gereken bir şey vardı; Ülkemize parlamenter sistemi, demokrasiyi, cumhuriyet bilincini geri getirmek durumundayız.
Dedik ki, 'Biz bu seçimde parlamenter sistemi, Türkiye demokrasisini yeniden diriltmek ve geri getirmek iddiasında olan insanlara bir şans verelim ama bu da son şans".
Sonuç: Muhalefet bu şansı kullanmak istemedi ve iktidarı, Erdoğan'a eliyle sundu.
Seçim sonuçlarını değerlendiren BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Sayın Bahçeli gibi yuvarlak cümleler kurmadı, direk resmi gösterdi.
'Toplum kaybetmiştir. Gençlik kaybetmiştir. Türkiye gelecek 5 yılını kaybetmiştir. Ama sizin gördüğünüz siyasilerin hiçbiri kaybetmedi. Hepsi çok mutlu, mesut.
Grup kuracak vekillerini aldılar. Devletten seçim yardımı alabilecek oy oranını aldılar ve size hiçbir şey katmadılar. Herkes kazandı. Herkes bundan 6 önceki pozisyonuna geri döndü. Zaten 6 ay önceki pozisyonlarından anladığım kadarıyla mutluydular.
'İnşallah Türkiye değişmez'
Evet, Sayın Bahçeli yukarıda da yazdığım gibi seçim değerlendirme konuşmasını, 'İnşallah Türkiye değişmez' sözleriyle bitirmişti. Oysa Sayın Bahçeli ve partisi, 'Türkiye değişsin' diyenlerin safındaydı.
Nasıl bir değişim bu? Cevabı yine BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş verdi:
'Tarihte krallıktan dönüp Cumhuriyete evrilen birçok örnek vardır. Cumhuriyetten dönüp krallığa evrilen herhalde tek örnek Türkiye olacak.
Nasıl bir mecburiyetin içine bırakıyoruz ki toplumu, toplum bunu kabullenebilir hale gelmiş.
Nasıl bir yokluk var burada? Nasıl bir çözümsüzlük var? İşte bu çözümsüzlüğü, bu yokluğu oluşturan mevcut siyasilerdir. Bütün hepsiyle yollarımızı ayırıp, yeni bir yol çizip o yoldan yürümenin vaktidir'.
Yürüyelim arkadaşlar
"Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar. Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin;
Sert adımlarla her yer inlesin!
Bu gök, deniz nerede var, Nerede bu dağlar, taşlar. Bu ağaçlar, güzel kuşlar, Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin;
Sert adımlarla her yer inlesin!
Her geceyi güneş boğar, Ülkemizin günü doğar. Yol uzun da olsa ne var, Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin;
Sert adımlarla her yer inlesin!
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025