Bağırsak temizliği Türkiye 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bağırsaklarını temizlemeye başladı. Yaşanan bağırsak temizliğinde gördük ki devletin bütün kurumları ele geçirilmiş. FETÖ'cüler en kritik noktalara gelmişler. Peki, şimdi Türkiye bu temizliği tamamlayabilecek mi?
Çok zor bir süreç... Devlet ve millet için çok büyük tehlike yaşanıyor. Erdoğan ve hükümetin temizliği başarabilmesi için bu örgütün içerisinde kimlerin olduğunu çok iyi görmesi ve anlaması gerekiyor.
FETÖ'cüler, kendilerini gizlemekle çok mahirdirler. Cemaate girdikten itibaren en başta öğrendikleri her olay karşısında takiye yapmaktır. Bunlar cemaatçi oldukları anlaşılmasın diye eşlerinin başını açtırıp, mini etek giydirip hep beraber kampüslerde gezdirdiler. Yani karısının namusu arkasına sığınan bir örgütten bahsediyoruz.
Bir insanın, FETÖ'cü olup olmadığını anlamanın basitte iki yolu vardır;
Birincisi Dinler arası Diyalog çalışmaları. Fethullah tarafından ülkemizde başlatılan Vatikan ve ABD projesinin yanında kimler yer aldı. 1998'den itibaren dinler arası diyalog çalışmaları içerisinde yer alan bütün akademisyenler, basın ve medya organlarında çalışanlar bu örgütün bir şekilde parçasıdır. Zaten bunlar alınıyor diyebilirsiniz düşüncesi büyük bir yanılgıdır. Dinler arası diyalog çalışmalarını bu ülkede Fethullah ile birlikte yürüten "Milli Görüş" elemanları var. Akit gazetesinde diyaloğu savunan bütün yazarlar, FETÖ terör örgütü içerisinde olanlardır.
Diyanet içinde yok mu? Çok fazla var. Diyanet kadrosunun belki de yarısı dinler arası diyalog çalışmalarını destekledi. Diyanetten sorumlu 2 dönem vekillik yapan Mehmet Aydın bizzat kilise ve Hıristiyanlık propagandası yaptı bu ülkede. Diğer yarısı da buna ses çıkartmayarak sustular ve bu şekilde destek oldular. Bağırsak temizliği yapacaksak bir kere diyaneti ve dinler arası diyalog çalışmaları yapanları komple temizlememiz gerekiyor.
İkincisi de Atatürk konusu. Yıllardır Fethullah özel sohbetlerinde kendisinin 11 Kasım 1938'de doğduğunu söyler ve derdi ki " Büyük bir kafir öldü, büyük bir alim doğdu." Bunun gibi alçakça birçok söz, iftira, fitne FETÖ terör elamanları tarafından söylendi. Şimdi bağırsaklarımızı temizlemek istiyorsak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusuna sahip çıkmak, onun hakkında fitne ve iftira yapanları bulup ortaya çıkarma zamanıdır.
Bu konuda fitnenin kaynağı Lozan hakkında atıp tutan, Atatürk'e iftira pisliğinin kaynağı Kadir Mısıroğlu'dur. O da Fethullah ile aynı çizgide, devletin kurucu aleyhine halka kin ve nefret tohumları ektiler. Bunun sonuçları ortada.
Türkiye zor bir dönem ve sınavın içinden geçiyor. Bu sınavdan başarılı çıkmak istiyor ve bağırsaklarını tam olarak temizlemek istiyorsa, bu iki turnusolü çok iyi kullanması gerekir. Aksi durumda bağırsak tıkanır. Mikrop daha çok ürer o zaman tüm vücudu kayıp edersiniz.
Çok zor bir süreç... Devlet ve millet için çok büyük tehlike yaşanıyor. Erdoğan ve hükümetin temizliği başarabilmesi için bu örgütün içerisinde kimlerin olduğunu çok iyi görmesi ve anlaması gerekiyor.
FETÖ'cüler, kendilerini gizlemekle çok mahirdirler. Cemaate girdikten itibaren en başta öğrendikleri her olay karşısında takiye yapmaktır. Bunlar cemaatçi oldukları anlaşılmasın diye eşlerinin başını açtırıp, mini etek giydirip hep beraber kampüslerde gezdirdiler. Yani karısının namusu arkasına sığınan bir örgütten bahsediyoruz.
Bir insanın, FETÖ'cü olup olmadığını anlamanın basitte iki yolu vardır;
Birincisi Dinler arası Diyalog çalışmaları. Fethullah tarafından ülkemizde başlatılan Vatikan ve ABD projesinin yanında kimler yer aldı. 1998'den itibaren dinler arası diyalog çalışmaları içerisinde yer alan bütün akademisyenler, basın ve medya organlarında çalışanlar bu örgütün bir şekilde parçasıdır. Zaten bunlar alınıyor diyebilirsiniz düşüncesi büyük bir yanılgıdır. Dinler arası diyalog çalışmalarını bu ülkede Fethullah ile birlikte yürüten "Milli Görüş" elemanları var. Akit gazetesinde diyaloğu savunan bütün yazarlar, FETÖ terör örgütü içerisinde olanlardır.
Diyanet içinde yok mu? Çok fazla var. Diyanet kadrosunun belki de yarısı dinler arası diyalog çalışmalarını destekledi. Diyanetten sorumlu 2 dönem vekillik yapan Mehmet Aydın bizzat kilise ve Hıristiyanlık propagandası yaptı bu ülkede. Diğer yarısı da buna ses çıkartmayarak sustular ve bu şekilde destek oldular. Bağırsak temizliği yapacaksak bir kere diyaneti ve dinler arası diyalog çalışmaları yapanları komple temizlememiz gerekiyor.
İkincisi de Atatürk konusu. Yıllardır Fethullah özel sohbetlerinde kendisinin 11 Kasım 1938'de doğduğunu söyler ve derdi ki " Büyük bir kafir öldü, büyük bir alim doğdu." Bunun gibi alçakça birçok söz, iftira, fitne FETÖ terör elamanları tarafından söylendi. Şimdi bağırsaklarımızı temizlemek istiyorsak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusuna sahip çıkmak, onun hakkında fitne ve iftira yapanları bulup ortaya çıkarma zamanıdır.
Bu konuda fitnenin kaynağı Lozan hakkında atıp tutan, Atatürk'e iftira pisliğinin kaynağı Kadir Mısıroğlu'dur. O da Fethullah ile aynı çizgide, devletin kurucu aleyhine halka kin ve nefret tohumları ektiler. Bunun sonuçları ortada.
Türkiye zor bir dönem ve sınavın içinden geçiyor. Bu sınavdan başarılı çıkmak istiyor ve bağırsaklarını tam olarak temizlemek istiyorsa, bu iki turnusolü çok iyi kullanması gerekir. Aksi durumda bağırsak tıkanır. Mikrop daha çok ürer o zaman tüm vücudu kayıp edersiniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019