Aydın, bir milletin vicdanıdır. İçine doğduğu milleti refaha, mutluluğa, huzura, kurtuluşa çıkarmaya çalışır, bilgi ve bilinç seviyesini yükselterek aydınlanmasının, medenileşmesinin, şereflice, insanca yaşamasının zeminini hazırlar. Aydın, milletin meşalesidir, yol ve yön gösterenidir, ufkudur, ruhudur, beynidir, kalbidir, aklıdır, önderidir. Düşmanlar ve her türlü emperyalistler adına görev yapan vazifeli, maaşlı karanlık aydınlar olduğu gibi, tamamen yerli, millî, İslamî değerlere bağlı istiklalci Türk aydınları da vardır. Bugün Türkiye, genel olarak her bakımdan çok kötü bir durumdadır. Bunun sebebi de kendi değerlerine bağlı sahih Müslüman Türk aydınlarına sahip çıkmaması; tam tersine kendisinin altını oyan karanlık aydınlara destek vermesidir. Bu meseleyi aydınlatan güzel bir Nasreddin Hoca fıkrası:Timur, her köye bakın diye bir fil dağıtmış. Nasreddin Hoca'nın köyüne de bir fil verilmiş. Fil bu, doymak, kanmak bilmez. Köylünün neyi var nesi yoksa bitirmiş, silmiş süpürmüş. Köylü perişan olmuş. Doyuramaz olmuşlar. Toplanmışlar, Timur'a şikâyete gidelim demişler. Hoca'yı da temsilci ve sözcü seçmişler. Düşmüşler Hoca'nın peşine, gitmişler. Ancak Timur'un sarayına geldiklerinde Hoca bir bakmış ki arkasında kimse yok. Köylü gizlice ve sessizce sıvışmış. Hoca, Timur'un karşısında tek başına kalakalmış. Tabii kendisini yarı yolda bıraktıkları için köylüsüne kızmış ve Timur'a: "Bizim köylü sizin filden çok memnun. Bir fil daha istiyoruz" demiş.Burada Timur, dışarıdan haricî bedhah olan emperyalist devletlerin, toplulukların, şirketlerin ve içerden onlarla işbirliği yapan dahilî bedhahların simgesidir. Fil de Haçlı Siyon emperyalizminin içimize sokup milletimizi alıştırdığı ve bozduğu maddi ve manevi değerler emperyalizmidir. Maddi anlamda doymak bilmez tüketim, israf, eğlence sektörüdür. Kolasından incik boncuğuna kadar para emen bir sürü tüketim nesnesi. Manevî anlamda ise Türk-İslam ruhuna aykırı sapık felsefe, inanç ve ideolojilerdir. Nasreddin Hoca yerli, millî, İslamî değerlere bağlı Türk aydınını temsil ediyor. Köylü ise Türk milletidir. Köylülerin Timur'un huzuruna varmadan sıvışması ise Türk milletinin aydınına sahip çıkmamasıdır.Bugün Türkiye'de durum tam da bu fıkraya uygun şekildedir. Türk milleti adına bilgi, bilinç, proje, kurum, değer, eylem üreten yerli, millî, İslamî ruha bağlı sahih Müslüman Türk aydınları, Türk milleti tarafından yalnız bırakılmakta, kitapları okunmamakta, konferanslarına ilgi gösterilmemekte, sosyal, siyasî, ticari, kültürel anlamdaki millî mücadelelerine destek verilmemektedir. Bağrından çıkardığı aydınına sahip çıkmayan milletin batması, dağılıp gitmesi, yok olması mukadderdir. Bu durumda Türk aydını ne yapsın? Nasreddin Hoca gibi bir fil daha istiyoruz, bize bâtıl batının ne kadar zararlı fikirleri, ideolojileri, felsefeleri, siyasetleri, işe yaramaz tüketim, eğlence nesneleri, oyuncakları; bilumum çöplüklerini bolca verin de bu millet silinsin gitsin mi desin?
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015