Hz. Adem (a.s) ile Hz. Havva yarattı. Bütün cennet nimetlerini önlerine koydu. Bir meyve hariç. Ona yaklaşmayın, dedi. Artı şeytanın bu yasağı delmeleri için kendilerine bin bir oyun oynayacağını, şeytan'a aldanmamalarını da emretti.
Ama şeytan, Hz. Havva annemizin bir anlık gafletinden faydalanarak onu aldattı ve yasak meyveden yedi.
Yüce Allah (c.c) Araf Suresi 22 ve 23. Ayetlerde şöyle buyuruyor:
"Böylece ikisini de ayartmış oldu. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar.
Rableri, onlara, "Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytanın size apaçık bir düşman olduğunu söylemedim mi?" diye seslendi.
Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz, kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz!"
Bir İslam alimi Hz. Adem ile Havva bir anlık gafletle, cahillikle bulundukları konumun önemini unutup, Allah'ın emrini çiğnediler, dese kimsenin gıkı çıkabilir mi? Hayır.
Hz. Adem ve Hz. Havva'yı yargılamak, ithamda bulunmak sana, bana düşer mi? Haşa.
Gelelim Sezen Aksu'nun şarkısına. Sadece Sezen mi? Hayır. Birçok sanatçının şarkıların da, bestelerinde itikadı olarak sakıncalı hatta kabul edilemez ifadeler var.
Hemen şunu ifade edeyim ki, İslam ve insan hassasiyeti olan kişi, anlayış ve partiler kasaplık-cellatlık yapmaz.
Bıkmadan, usanmadan tek tek hepsinin kapısına gider, milli-manevi değerlerin önemini, bu değerlerin sıradanlaşması halinde ortaya çıkacak olumsuzlukları tek tek anlatır.
Ha! Anlamadılar, diyelim. O zaman Hz. Muhammed Efendimizin (s.a.a.v) tutumunu ortaya koyacağız. Ne yapmıştı Resulullah?
Ebu Cehil, Efendimiz (s.a.a.v) ile karşılaşır ve bir çok çirkin itham ve yakıştırmada bulunur. 'Haklısın ya Ebu Cehil' der Efendimiz.
Sonra Ebu Bekir (r.a) gelir ve bir çok taltifte bulunuyor. Peygamberimiz, 'haklısın ya Ebu Bekir' der. Tabi insanlar, 'neden ikisine de haklısın, dediğini sorarlar.
"Ben bir ayna gibiyim, bana bakan kendini görür. O baktı, kendini gördü, o baktı, kendini gördü." (Ebu Davud, Cilt 4, Kitabul Edeb Bölümü, Bab 57, Hadis No: 4918)
Bir hadisi şerifinde de, 'Mümin ayna gibidir. Bakan, kendini görür' demiştir.
Hz. Adem ve Hz. Havva dünyadaki ilk mümin ve mümine kişilerdir. Bakan, kendini görür. Olay bu kadardır.
Ama birileri olayı farklı yerlere çekmek istediler. Örneğin Ayasofya'nın devrik imamı Boynukalın'da o aynada kendisini görmüş olacak ki, konuştu.
Bakın ne dedi devrik imam Mehmet Boynukalın: "Hz. Adem ve Havva annemize yapılan hakareti savunanı Allah karla çarpar; öyle elinizde balık ve rakıyla kala kalırsınız... Gereken dersi herkes çıkarır inşallah."
Tam bir Ebu Cehil mantığı, Ebu Cehil gözlüğü.
Adam olana derler ki, yıl 2009 idi. Kış filanda değil. Eylül ayıydı ve İstanbul'da sel felaketi yaşandı. 31 kişi İstanbul'un ortasında boğularak öldü. 9 kişi kayboldu. O zaman sen neredeydin?
Din adına Sezen Aksu'yu kınayanlara gelince.
"Yahudiler 'Üzeyir Allah'ın oğludur" dediler, Hıristiyanlar da "Mesih (İsa) Allah'ın oğludur' dediler." Tövbe Suresi 30 ayet.
Yahudi ve Hıristiyanlar, Yüce Allah'a (c.c) iftira atıyorlar.
Daha geçen ay Allah'a iftira atan bu güruh, Saray'da Sayın Erdoğan'a dua etmedi mi? Bu ülkede papazlarla, hahamlarla iftar açıp, Sultanahmet'te dua etmediler mi?
Allah'a iftira edenlerle nasıl iftar açar, dua eder, dua etmelerine izin verirsiniz, diye tek cümle kuran oldu mu? Hayır.
Demek ki, konu Sezen Aksu'nun şarkısı değil. İman zafiyetiymiş.
Siyasi boyutuna gelirsek!
AKP'nin bütün vekilleri başkanları, teşkilatları, yazarları kınama sırasına geçtiler. Hatta 15 Temmuz derneği bile kınama yayınladı.
Sayın Erdoğan, Cuma namazında mikrofonu eline aldı ve 'hakaretlerin biri bin para. Bütün bunlar karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz. Hz. Adem Efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak da bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da had bildirmek görevimizdir' cümlelerini kurdu.
Toplum, Sezen aksu'ya sahiplendi. Bir hafta sonra Sayın Erdoğan, Sezen Aksu'yu öve öve bitiremedi. Sözlerimin hedefi Sezen Aksu değildi' dedi.
Çok şeyler yazmak istiyorum ama Sedef Kabaş aklıma geliyor. Şaka, şaka. Biz hak olan her şeyi her ortamda söyleme kabiliyetine sahip insanlarız. Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş'tan öyle gördük.
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025