28 Şubat 1916 da Ayan Meclisinde yapılan 1916 Bütçesi ile ilgili görüşmelerde Dâhiliye nazırı ve Maliye Nazırı Vekili Talat Paşa ile Ayan Meclisi üyesi Ahmet Rıza Bey arasında sert tartışmalar olur. Genel olarak bu tip tartışmalar daha çok İttihatçı önderler arasında yapılmaktadır. Bunun da temel nedeni, Hükümetle ilgili tüm yetkileri ele geçirmiş olan Enver ve Talat Beylerin yönetimle ilgili tutumlarıdır.Ahmet Rıza Bey, kalemi ile demokrasi savaşı vermiş milliyetçi bir Türk aydınıdır. Ömrünü Türk halkına karşı demokrasiyi anlatmak, tanıtmak ve yaymakla geçirmiştir. İttihat Terakkinin Adalet-Müsavat-Hâkimiyet ilkelerine göre bayraklaşan düşüncelerin mimarlarındandır. Bu nedenledir ki Enver Paşa ile Talat Beyin kendi isteklerine göre uyguladıkları gayri demokratik yönetime karşıdır. Ahmet Rıza Beyi bu karşı olmayı hazırlayan düşünceler şunlardır:Hâkimiyet, yani Milli egemenlik Kanun-i Esaside olduğu gibi uygulanmamaktadır. Ülke daha ziyade Enver ile Talat'ın isteklerine göre yönetilmektedir. Söz hakkı bu ikiliye aittir. Halk arasında ekonomiyi Hıristiyan ve Yahudi azınlıkların elinden almak için hukuka aykırı olarak her türlü yağma gasp ve kötülüğü göz yummaktadırlar. Hâlbuki kasaba ve şehirlerde ticaret ve zanaata dayalı üretim gayri Müslimlerin elinde idi. Zanaat ve ticaret için ehil elemanları yetiştirmeden onların çalışmasını engellersen toplumun ihtiyaçlarını karşılayamazsın. Ülkede kıtlık ve yoksulluk başlar. Sonra bu davranış hukuka da aykırıdır. Savaşın devam ettiği bir durumda halk arasında barış bozulmuştur. Huzursuzluk artmıştır. İttihat Terakkinin egemenlik anlayışının bozulması ile eşitlik ilkesinin de uygulanması ortadan kalkar. Eşitliğin kalkması ile ülkede hâkim olan kaba kuvvet, hukukun da uygulanmasını önlemiştir. Ayrıca dış siyasada da Almanya'ya teslim olmuş durumdadırlar. Bu nedenledir ki Ahmet Rıza Bey, Enver ve Talat'ın yönetimine karşı muhalefet bayrağını açarak demokrasi savaşını başlatır. Çünkü onlar İç Siyasada da ırkçı bir siyasi görüşle Balkan ülkelerinde ve Rusya'da esaret altında bulunan Türk ve Müslümanları kurtarmak sloganı ile gençliğin milli hislerini tahrik ederek toplumu baskı altında tutmalarına engel olmaya çalışır. Çünkü böyle bir siyasa Türk Milletini o gün için felakete götürüyordu.Ahmet Rıza Beyin başlattığı bu muhalefet karşısında Enver Paşa ve Talat Bey Ayan Meclisi ile ilişkilere girmemeye ve uzak durmaya çalışırlar. Fakat 29 Şubat 1916 günü Ayan Meclisinde yeni kurulmasına çalışılan Sıhhiye Nezaretinin kuruluşu ile ilgili kanun görüşülürken Ayan üyesi Nail Bey tenkitlerde bulunur. Talat Bey Nail Beye şöyle cevap verir: "Zannederim ki Heyet-i Celilenizce mucib-i tetkik bir şey yoktur. Bendenize öyle geliyor, çünkü bu kanunda ne diyanete, ne hukuk-u hükümdariye, ne kanun-u esasiye muhalif bir şey görmüyorum." Nail bey itirazda bulunmak isteyince Talat Bey söze şöyle devam eder: "Kanun-i Esasinin 64. maddesi şöyle der diyerek? Kanun-i Esasi ahkâmına ve devletin tamamiyet-i mülkiyesine? Halel verecek bir şey görürse Heyet-i Ayan mütealasının ilavesi ile ya katiyen veyahut tadil ve tashih olunmak üzere Heyet-i Mebusana iade eder". Talat bu sözleri ile Ayan meclisinde tartışmaları önlemek ister. Fakat Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Abdurrahman Şeref Bey, Ahmet Rıza Bey ve Nail Bey tartışmayı, Talat Beye sordukları sorularla devam ettirirler.Ahmet Muhtar Bey, Talat'a "Madem ki hazine-i Devlete müteallik bir kanundur, tetkik edebiliriz" der.Nail Bey de şöyle konuşur: "Eğer meselenin tetkik edilmesi Heyet-i Celilece mültezem ise( gerekli ise) bir encümene havale edilir. Orada tetkik olunur. Yok, kanun böyle geçsin, diyecek isek, geçirelim zarar yok. Zaten kolayını bulmuşlar. Eğer Masa teşkilatı için karşılık yoksa hastanelerin ilaç parasından kesip memur maaşlarına zamaim ( ekler, arttırmalar) yapılıyor. Bunu da gördük" Talat Bey, "O mesuliyet hükümet-i icra iyeye aittir. Yaptığı şeylerin mesuliyetini deruhte ederek yapıyorlar demektir" diye cevap verir. Nail Bey "Bu makbul bir mülahaza değildir" diye karşılık verir. Talat Bey, "Onun cevabının verileceği yer burası değil değildir" der. Nail Bey: "Bu Vatan bizim beyefendi, Millet bizim, siz de o milletin efradından birisiniz" diye karşılık verir.Talat, "Kanun-u Esasi böyle tayin etmiştir" der.Talat Bey Anayasa'ya sığınarak tartışmayı önleyerek icraatlarını gizlemek ister. Neticede Kanunun mülkiye ve maliye encümenlerine gönderilmesine karar verilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011