08.08.2007 tarihli bir yazı yazmıştık. Bu yazımızda tarihi eserlerden özellikle Erzurum'da ki Çifte Minare ve Bursa incirli caddesi üzerinde bulunan İncirli Dergahı'ndan bahsetmiştik.Geçenlerde Bursa'da aynı mekanı bir daha gezip gördüm. Demek ki bizim yazıdaki sitem bilerinin kulağına gitti. Ya da taşların esrarlı serzenişleri bir vesileyle duyuldu. Yılların tarihi mekanı çöplükten temizlenmiş, taşlar itina ile yerlerine konmuş, etrafına çiçekler ekilmiş. Bundan sonra yapılması gereken o mekanı aslına uygun olarak tekrar inşa etmek. Çünkü bunlar tarihin köşe taşlarıdır. Tarihin ışıkları, şahitleridir, iz süren taşlardır. Yön gösterirler. Burada içinde eski eserler bulunan bir kütüphane olduğunu öğreniyoruz. Şimdi buraya kendi anlamı, kendi, tarihi ve kişiliğine uygun olarak bir kütüphane yapılmalı. Mahallenin hizmetine sunulmalıdır.Bu konuda eski ve yeni farkını, Ulu Camii'nin güneyinde kalan Karabaş-ı Veli Dergahına bakınca gayet güzel anlıyorsunuz. Yıkılmak üzere olan bu mekan aslına uygun olarak onarılmış, kültür merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Bursa'ya gidenlerin bu mekandaki özellikle ahşap kubbesine, kubbenin kemer gibi işlenmiş Fetih Suresi'nin yazıldığı insanı hayrette bırakan hat yazısına baksın. Yine bahçede mezar taşları yerlerden kaldırılıp asıl değerine yaraşır yere dikilen kaldırılan kabristanlığa iyi baksınlar. Yine yetkili belediyeye çağrıda bulunarak diyorum ki, bir de mezar taşlarının üzerlerindeki yazıyı Osmanlıca okunuşu ve anlamı ile birlikte bir küçük levha da gösterilirse çok daha faydalı olacaktır. Şu an burada ney kursu verilmekte, cumartesi günleri yatsıdan sonra semazenler ilahiler eşliğinde Mevlevi devranını sergilemektedir.Bu umutlu çıkışımızı bir haberle devam ettirelim. Olur ya biri duyar da tarihe iz süren taşlar onarılır. Bu mekan da Bursa'da meşhur Yeşil Türbe'nin karşı tarafında bulunan Selami Efendi Dergahı'dır. Şu an yaşlı bir amcanın hasretli bakışları, mahallenin çok katlı beton dairelerinin sıkışıklığı arasında adeta yok olmaya mahkum edilmiş.Bu dergah Selami Ali Efendi tarafından 1081/1670 yılında yaptırılmıştır. (Mirat-ı Bursa s.140 8 no'lu dipnot, Yadigar-i Şems s.423).Bir mezar taşında "Hüvel Baki, sabık reisü'l müderrisin merhum Nizamettin Efendizade fahrü'l müderrisin-i kiram merhum ve mağfur leh es-seyyid Mehmet Şani Efendi, sene 1233/1817-8" yazmakta. (Mirat-ı Bursa s.140).Selami Efendi'nin daha sonra Üsküdar'a gittiği ve kısıklı mevkiinde kendi ismi ile anılan dergahta metfun olduğunu kayıtlardan öğreniyoruz.Yine öğreniyoruz ki Mehmet Şani Efendi aynı zamanda Seyyid yani Allah Resulünün soyundan gelmektedir.Bursa'nın gizemli tarihi dokusu içerisinde bu mekan Yeşil Camii'ne yakın olması sebebiyle görülebilecek, gezilebilecek duruma getirilebilir. Yine burada yatan Mevludi Mustafa Efendinin devrinin önde gelen musıki üstatlarından olduğunu öğreniyoruz. Bu zat aynı zamanda Celebi Sultan Mehmet Han imam ve hatibidir.Hemen o mekan restore edilerek bir musıki merkezi haline getirilebilir. Genç, yaşlı, istekli din görevlileri ve halkın da iştirakleri ile özellikle imam- hatip olan kardeşlerimizin musıki eğitimi almalarım sağlanabilir. Unutmayalım ki taşların 1600'lü yıllarda bile gösterdiği yolda güzel sesin bir etkileme bir tebliğ hali olduğunu fark edelim.Hafızlarımızın, hocalarımızın seslerinin güzel olması, ses eğitimi ve ilmini alması Kur'an'ımıza, ilahilerimize, kasidelerimize yakışandır. Ruhlarımızın neşesidir.Bundan yukarısını ne ben yazayım ne siz görün.Bu tarihi mekandan yukarıya doğru çıktığımızda yine çöplük içerinde bir mezarlık, terk edilmiş ecdat yadigarları?Bursa'nın Yıldırım ilçesi adını Yıldırım Bayezid'den alıyor. Hani koskoca haçlı ordusunu dize getiren Niğbolu kahramanı.Hani Niğbolu!da Korkusuz Jan ismiyle ün yapmış şövalye "Gençliğim ve şerefim üzerine yemin ederim ki bir daha size karşı kılıç çekmeyeceğim" deyince,Gönlü ilahi aşka teslim olmuş, ilayı kelimetullahı amaç edinmiş Yıldırım Bayezid "Bana karşı ettiğin yemini sana bağışladım? Yine gel şerefini kurtarmak için yine gel?Hıristiyanlığın bütün güçlerini topla yine gel. Bana şerefimi önünde artırmak için fırsat vermiş olursun. İslam'ın gücünü memleketinizde tekrar tekrar duyurmuş olmanın zevkini tadarız. Bize bu fırsatları bağışla" diyen civanmert.Şimdi bu insanların otağ kurduğu bu güzide şehrin köşe taşlarını temiz tutamayacak mıyız, koruyamayacak mıyız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011