Televizyonlarda sürekli aşı ile ilgili kamu spotu izliyoruz. Çok güzel. Olması da gerekli. İyi de hastalıklardan korunmanın yolu sadece aşı mı?
Daha önceki yazılarımızda da vurguladığımız gibi idarecilerimiz hep sorunların sonuçlarını masaya yatırarak çare arıyor. Sorunların kaynaklarına nedense hiç inilmiyor. Hal böyle olunca sorunlar hiçbir zaman bitmiyor. Artarak devam ediyor. Bu tutumlarda herhangi bir art niyet olduğunu düşünmüyoruz. Ama genelde uygulamalarda bu şekilde davranıldığı için bu pencereden olaylara bakmayı tercih ediyoruz.
Yine bu hastalık meselesinde olduğu gibi hep hastalığın sonuçlarıyla ilgileniyoruz. Kaynağına inip bu insanların vücutları neden hastalanıyor? Hiç merak etmiyoruz. Merak etmek de istemiyoruz. Halbuki insanların vücut gelişimleri çocuk yaşlardan itibaren tamamlanır, güçlenir ve yeteri olgunluğa ulaşır. Hayata atıldıklarında artık bir yetişkin olurlar ve geliştirdikleri vücutları onları hayata tutundurur, gelecek olan tehlikelere karşı korur ve yaşamlarını devam ettirmelerini sağlar.
Toplumumuzda çocukluk çağında gelişimini tamamlamamış insanımız yetişkin çağına gelip kendi ekonomik özgürlüğünü iyi kötü kazanmaya başladığında yaptıramadığı dişlerini, ağrıyan kolunu, zarar görmüş gözünü, vs. tedavi etmenin hesabını yapmaya başlar ama iş işten geçmiştir.
Zaten ekonomik şartların zorluğundan dolayı kendine bakımı bırakmak zorunda kalır. Çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayacağım diye kendi ihtiyaçlarını asla karşılayamaz. İstediği gibi beslenemez. Gerek ruhsal gerekse beden açısından tedavilerine gereken ekonomik ayrımı yapamaz. Sürekli çalışmak zorundadır . Ayrıldığı izin günlerinde dahi başka işler yaparak dinlenmek yerine kendini daha da çok yorar. Sosyal etkinliklere katılamaz. Rahatlayamaz. Bütün bu şartlar altında ezilen insanlar ruhsal ve bedenen git gide bir çöküntüye girer. Dış tehlikelere karşı savunmasız hale gelir. Ruhsal olarak ta bedenen de kendini bırakır ve günümüzde olduğu gibi hastalıkların pençesinde çırpınır durur.
Yapılması gereken aşı kamu spotlarının yanında beslenme, bağışıklık sistemini geliştirme kamu spotları da olmalıdır. İmkanı olmayan, yeterince beslenemeyen insanlarımıza el atılmalı, çocuk yaştan itibaren güçlü bir şekilde gelişimlerini sağlanmalıdır ki yetişkin çağlarında bu çocuklar hangi sahada olursa olsun yine bu devlete, bu millete hizmet edecektir. Ruhsal gelişimini sağlayamayan, bedensel gelişiminde eksiklikler bulunan bir insan, hangi meslek grubunda yer alırsa alsın işini mükemmel bir şekilde yapamayıp bulunduğu ortamda işlerin aksamasına neden olacaktır. Tam tersi ruhsal ve bedenen gelişmiş insanlar gerek vatani görevlerinde, gerekse fizik gücü isteyen işlerde çok daha başarılı olup hastalıklara karşı daha dayanıklı olacaklardır. Yapılması gereken;
- Okullarda yerli malı haftaları çok coşkulu bir şekilde kutlanmalı, çocuklara organik besinlerin tüketilmesini teşvik için kamu spotları düzenlenmelidir.
- Maddi durumu iyi olmayan ailelere hastalıklara karşı bağışıklık sistemini geliştirici gıdalar dağıtılmalıdır.
- Maddi imkansızlıklardan dolayı tedavi yaptıramayan insanların tedavisi yaptırılıp topluma iş gücü olarak kazandırılmalıdır.
- Okullarda tarım dersleri okutulmalı, organik yollardan nasıl yiyecek üretilir öğretilmelidir.
- Televizyonlarda tarım programları yapılmalıdır.
- Çoğu insanımız yeterince tedavi yöntemi bilmediğinden hayatını hastalıklı bir şekilde ikame etmek zorunda kalıyor. Bu gibi insanlar tespit edilmeli ve gereken tedavileri yapılmalıdır. Ki bu insanların sağlıklarını düzelmesi topluma olumlu bir şekilde yansıyacaktır.
- Hayat boyu ilaç bağımlılığı yerine hastalıkları giderici tedaviler yapılmalıdır.
- İnsanlar global güçlerin sermayesinin bir ürünü olmaktan çıkartılmalıdır.
- Hastalıklı insanlar bir ekonomik kaynak olarak değil, hastalığı giderilmiş sağlıklı insanlar bir ekonomik kaynak olarak kullanılmalıdır.
- TV ekranlarında insanları psikolojik olarak salgın hastalıklara karşı savunmasız hale getiren film ve dizilerin yayımlanması yasaklanmalı, onların yerine ruh ve beden sağlığını güçlendirmeye yönelik özendirici filmlerin yayımlanmasına izin verilmelidir.
"Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur (M.K.A)" sözünün sırrı gereği insanımızın anne karnından itibaren her türlü bakımı yapılmalı ve yetişkinlik çağına kadar en mükemmel bir şekilde hayata atılması sağlanmalıdır. Bir toplumun ilelebet ayakta kalmasının şartı da budur.
- Ne yardan, ne serden vazgeçerler… / 04.06.2024
- Google’da en çok aranan ‘Ben neden’ cümleleri / 19.06.2023
- MMSH’den EYYT’ye / 09.12.2022
- Tilkiye cesaretini göster demişler, gitmiş yavrusunu yemiş... / 29.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Körle oturan şaşı kalkar / 23.08.2022
- Bir başarı öyküsü değil, bir başarı yaşantısı / 27.07.2022
- Gündüz varlıkla arkadaş, gece yokluğa kardeş… / 13.06.2022