Bu yılki Nobel Ekonomi Ödülünü aynı konuda yaptıkları çalışmalarla üç kişi paylaştı: George Akerlof (California Üniversitesi,Berkeley), Michael Spence (Stanford Üniversitesi) ve Joseph Stiglitz (Columbia Üniversitesi). Bu bilim adamlarının çalışma konuları ise bilgi ekonomisi yani bilginin ekonomik davranışı nasıl etkilediği, hususen de "asimetrik bilgi pazarları" tezleri. Asimetrik bilgi pazarları, üç ekonomistin 1970'lerde neoklasik iktisatın açıklamada yetersiz kaldığı; piyasada herkesin mükemmel/tam bilgiye sahip olmadığı durumlarda karşılaşılan olasılıkları inceleyerek, pazarın verimli çalışması için gereken önlemlerin neler olabileceğine değinen çalışmalarını içeriyor. Asimetrik bilgi pazarı için verilen ilk ve temel örnek Akerlof'un ilk çalışmasında verdiği kullanılmış otomobil pazarı. Olayı kolay anlamak için kullanılmış arabaları iyi kullanılmış ve kötü kullanılmış olarak ikiye ayırabiliriz. Alıcıların, iyi kullanılmış arabalara 4 milyar, kötü kullanılmış olanlara ise 2 milyar lira değer biçtiğini varsayalım. Ancak eğer alıcılar hangi arabanın iyi, hangisinin kötü olduğunu anlayamazlarsa, emin olamadıkları için hiçbir arabaya 4 milyar vermek istemezler.
Tabi alacakları arabanın kötü olduğu da kesin olmayacağı için 2 milyar da çok düşük kalacaktır. Bu durumda 3 milyar gibi bir ortalama fiyat alıcılar için mantıklı bir seçenek olur. Ancak alıcılar için mantıklı olan 3 milyar satıcılar için ikili bir durum oluşturur. Eğer sizin arabanız iyi kullanılmış ise (bunu sadece siz biliyorsunuz), 3 milyar sizin için kabul edilemez, çünkü siz arabanızın değerinin 4 milyar olduğunu biliyorsunuz. Fakat alıcılara bunu ispat edemediğiniz için onlar 3 milyarın üstüne çıkmıyor.
Dolayısıyla siz ve sizin gibi iyi arabası olanlar yavaş yavaş piyasadan çekilir. Yerlerine ise kötü kullanılmış 2 milyar değerindeki arabalarını , 3 milyar liraya satanlar yerleşirler. Bu durumda hem alıcılar zarar eder, hem de iyi arabası olanlar, arabalarını ya satamazlar, ya da ucuza vermek zorunda kalırlar. Tek kar eden kötü arabalarını pahalıya satanlar olur. Eğer piyasada bir eksper/uzman kurumu olsa ve araba satanlar bu uzman raporlarını alıp otomobillerinin durumunu belgeleyebilseler, pazarda herşey gerçek değerini bulmuş olacaktır. Benzer bir sorunu araç kasko sigortalarında da görebiliriz. Eğer sigortacılar herkese aynı primler üzerinden sigorta yaparlarsa, yüksek oranda kaza yapanlar/risk taşıyanlarla, araçlarını çok dikkatli kullananlar/az risk taşıyanlar aynı fiyata sigorta yaptırırlar. Bu durumda bazı insanlar sürekli kaza yaparak hasarlarını sigortadan çekerken, kaza yapmayanlar bu insanlarla aynı primi ödemek istemezler.
Zamanla az kaza yapanlar sigortadan çıkarlar, daha az primle daha çok kaza hasarı ödeneceği için sigorta primleri yükselir, böylece bir kısır döngü oluşur. Burada yapılması gereken kimin ne kadar risk taşıdığını önceden belirleyerek herkese kategorisine göre prim belirlemektir. Asimetrik bilgi birçok pazarın işleyişinde var, ancak ekonomi bilimi bunu daha yeni yeni kavrıyor. Bakalım ekonomistler bu ve benzeri konularda ne gibi açılımlar sağlayabilecekler.
Tabi alacakları arabanın kötü olduğu da kesin olmayacağı için 2 milyar da çok düşük kalacaktır. Bu durumda 3 milyar gibi bir ortalama fiyat alıcılar için mantıklı bir seçenek olur. Ancak alıcılar için mantıklı olan 3 milyar satıcılar için ikili bir durum oluşturur. Eğer sizin arabanız iyi kullanılmış ise (bunu sadece siz biliyorsunuz), 3 milyar sizin için kabul edilemez, çünkü siz arabanızın değerinin 4 milyar olduğunu biliyorsunuz. Fakat alıcılara bunu ispat edemediğiniz için onlar 3 milyarın üstüne çıkmıyor.
Dolayısıyla siz ve sizin gibi iyi arabası olanlar yavaş yavaş piyasadan çekilir. Yerlerine ise kötü kullanılmış 2 milyar değerindeki arabalarını , 3 milyar liraya satanlar yerleşirler. Bu durumda hem alıcılar zarar eder, hem de iyi arabası olanlar, arabalarını ya satamazlar, ya da ucuza vermek zorunda kalırlar. Tek kar eden kötü arabalarını pahalıya satanlar olur. Eğer piyasada bir eksper/uzman kurumu olsa ve araba satanlar bu uzman raporlarını alıp otomobillerinin durumunu belgeleyebilseler, pazarda herşey gerçek değerini bulmuş olacaktır. Benzer bir sorunu araç kasko sigortalarında da görebiliriz. Eğer sigortacılar herkese aynı primler üzerinden sigorta yaparlarsa, yüksek oranda kaza yapanlar/risk taşıyanlarla, araçlarını çok dikkatli kullananlar/az risk taşıyanlar aynı fiyata sigorta yaptırırlar. Bu durumda bazı insanlar sürekli kaza yaparak hasarlarını sigortadan çekerken, kaza yapmayanlar bu insanlarla aynı primi ödemek istemezler.
Zamanla az kaza yapanlar sigortadan çıkarlar, daha az primle daha çok kaza hasarı ödeneceği için sigorta primleri yükselir, böylece bir kısır döngü oluşur. Burada yapılması gereken kimin ne kadar risk taşıdığını önceden belirleyerek herkese kategorisine göre prim belirlemektir. Asimetrik bilgi birçok pazarın işleyişinde var, ancak ekonomi bilimi bunu daha yeni yeni kavrıyor. Bakalım ekonomistler bu ve benzeri konularda ne gibi açılımlar sağlayabilecekler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Talhaoğlu / diğer yazıları
- KOBİ'lerle kalkınma / 21.06.2002
- Kâr/zarar / 24.05.2002
- Amerika AŞ.'nin Sonu mu Geliyor ? / 21.05.2002
- Enron ve Türkiye / 11.05.2002
- Merkez ve Büyüme / 07.05.2002
- Vergiler / 29.04.2002
- Devlet desteklemiş, Japon yapmış... / 25.04.2002
- Krizden harcamayla mı çıkılır yoksa tasarrufla mı? / 23.04.2002
- Dolar düşüyor. Sevinelim mi ? / 09.04.2002
- Yeni ekonomik program / 28.03.2002
- Kâr/zarar / 24.05.2002
- Amerika AŞ.'nin Sonu mu Geliyor ? / 21.05.2002
- Enron ve Türkiye / 11.05.2002
- Merkez ve Büyüme / 07.05.2002
- Vergiler / 29.04.2002
- Devlet desteklemiş, Japon yapmış... / 25.04.2002
- Krizden harcamayla mı çıkılır yoksa tasarrufla mı? / 23.04.2002
- Dolar düşüyor. Sevinelim mi ? / 09.04.2002
- Yeni ekonomik program / 28.03.2002