12 Eylül 2010'da referanduma gittik. Referandumda iki taraf vardı. Evet diyenler, hayır diyenler. Birde niyetlerini hala anlayamadığım(!) "yetmez ama evet" diyenler vardı. İktidar bu referandumla darbelerin, darbecilerin yargılanacağını, hukuku gerçek bağımsızlığına kavuşturacağını, yargının hızlanacağını, yargının yasama ve yürütmeyi engellemesinin önüne geçileceğini(!), barış ve kardeşliğin sağlanacağını, çalışma ve sosyal alanlarda atılımlar yapılacağını vs. birçok vaatle vatandaşın karşısına çıktı."Hayır" diyen partileride ben ikiye ayırıyorum. Meclis'te muhalefet konumunda olan CHP ve MHP "hayır" dedi. Ama vatandaşa niçin "hayır" dediklerini anlatmakta zorlandılar ve halkı ikna edemediler. BTP ise 57 madde neden "hayır" dediklerinin gerekçelerini halka anlatmaya çalıştı. Bu referandumun geçmesi halinde yargının işinin biteceğini, ülkenin bölünme sürecinin hızlanacağını vb. birçok yakın tehlikelere dikkat çekildi. Ama halk iktidara meyledip, iktidarın ballı söylemlerine kandı ve "evet" dedi.Sonuç; 12 Eylülcüleri yargılayacağız, dediler, maaşlarına zam yaptılar. Aradan 8 ay geçmiş, genel seçim kapıya dayanmış. Bunca zamandır masa altına attıkları dosyayı yine vatandaşın önüne koymaya hazırlanmış bir iktidar. Sorgusuz, sualsiz, tazminatsız işten çıkarmalar tüm hızıyla devam ediyor. İşsizlik bırak düşmeyi artmaya devam ediyor. 300 bin öğretmen hala kadro bekliyor. Bir zamanlar "taraf" olmakla suçladıkları yargı, şimdi kendi taraftarı olmakla suçlanır hale getiren iktidar. Basılmamış kitaba, bu kitabın nüshasını bulundurana terör örgütü vasfını yakıştıran bir hukuk. Delilsiz iddianamelerle içeri alınan onlarca insan. Atamalarda, sınavlarda adam kayırma, şifreleme, belli bir gurubu el üstünde tutma iddiaları almış başını gidiyor.Daha vahimi, doğuda kandırılmış insan kitleleri adına "sivil itaatsizlik" dedikleri bir isyan hareketine girmişler. Devleti yine devletten aldıkları maaşla taşlamışlar. Devleti tokatlamışlar. Hükümeti, medyası Türk milletinden gizleseler de maalesef benim ülkemde, benim bayrağımı indirip, tekmeleyip, kendi bayrağını asanlar oluşmuş. Dedik ya bırakın iktidardan tepkiyi bu hayati konuyu gündem bile etmeyip, üstünü kapama yoluna gitmişler.Ülkemiz adeta AB ve ABD'nin, Başbakan'ın ifadesiyle "bize ne görev verilmişse yerine getirdik" konumuna getirilmiş. 2010 da tarihi cari açığını veren ekonomi 2011 de bunu egale edeceğini rakamlar bize haykırıyor. Hülasa ekonomimiz, mili birlik ve bütünlüğümüz, üniter yapımız tehlike altında ve yakında seçim var. Bu tehlikeleri muhalefette görüyor, aydınlarımızda görüyor, aklı başında herkeste görüyor. Ama görmek yetiyor mu? Nasıl ki "hayır" demek yetmediyse bu tehlikeleri görüp, ifade etmekte yetmiyor.AKP'nin başlattığı açılım politikaları, uyguladığı ekonomi politikaları, "sıfır sorun" adı altında gösterdikleri teslimiyetçilik ve seçimden sonra dillendirdikleri yeni anayasa ve de başkanlık sisteminin ülkeyi bölme noktasına götüreceğini iktidar ve yandaşları dışında bütün partiler biliyor ve bu tehlikeye dikkat çekiyorlar. Peki, ne yapıyorlar?CHP ve MHP sadece bu konuların avukatlığını yapıyor. Saadet'i, Has'ı vs. kuruntu içindeler. Ama her şeye rağmen bu ülkede "söz konusu vatansa gerisi teferruattır" diyen partiler ve liderlerde var. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'in oluşturduğu "milli ittifak" millet adına, devlet adına umutlarımızı yeniden yeşertecek bir ittifaktır. Bir milli duruştur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025