ABD'nin Cezayir'deki saldırılar konusunda uyarı yayımlaması kafa karıştırdı. Rice da Arap bakanlara kendi memuruymuş gibi davranıyor Görünen o ki Arap başkentlerindeki ABD büyükelçilikleri, iç şartları o ülkelerin içişleri bakanlıklarından ve güvenlik organlarından daha iyi biliyor ve bu durum, 'terör' saldırıları meydana geleceği gerekçesiyle vatandaşlarını evlerinde kalmaları hususunda belirli aralıklarla uyarmalarına yansıyor. Cezayir hükümeti bu çerçevedeki Arap sessizliğini kırdı. Cezayir Dışişleri Bakanlığı ABD büyükelçisini çağırdı ve elçiliğin 'Cezayir'de saldırılar bekleniyor' başlıklı bildirisini protesto etti. ABD büyükelçiliğinin, Cezayir içişleri bakanlığının eskortunu hedef alan saldırılarla ilgili bilgileri nasıl elde ettiği hâlâ bilinmiyor. Zira, ABD büyükelçiliğinin Cezayir'deki Amerikan vatandaşlarına yönelik yayımladığı bildiride, bazı silahlı kişilerin başkentin ortasındaki Cezayir merkez postanesine geçen cumartesi yeni saldırılar düzenleyebileceğini ifade eden raporların bulunduğu teyit ediliyor. Bu tür Amerikan uyarılarının iki açıklaması var: Amaç istikrarsızlık yaratmak İlki, ABD elçiliğinin bu patlamaların arkasında duruyor olması, hedeflerini dikkatle ve titizlikle belirlemesi, veya bazı güvenlik organlarının bu saldırıları planlayıp gerçekleştiren örgütlerle doğrudan bağlantısının bulunması. İkincisiyse, bu uyarıların karışıklık ve istikrarsızlık yaratmayı, ilgili hükümetlerin zihnini karıştırmayı ve terörle savaşa daha fazla katılmalarını sağlamayı amaçlaması. Baskın görüş de bu yönde. Zira çoğu Arap ülkesindeki ABD elçiliklerindeki istihbarat birimlerinin, köktenci örgütleri yerel güvenlik organlarından daha iyi tanıdığını sanmıyoruz. Bu düşünce doğru değilse de, devlet bütçesinden büyük pay alan bu Arap güvenlik organları feshedilmeli ve bütün çalışanları tereddütsüz kovulmalı. ABD elçiliklerinin, çoğu Arap ülkesine şu basit sebepten ötürü hükmettiğinden şüphe etmiyoruz: Arap yöneticilerinin çoğunluğu ABD yönetimi nezdinde birer memurdan ibaret hale geldi. Dolduruşları tam bir titizlikle ve itiraz etmeksizin yerine getiriyorlar. Zira ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice bu gerçeği bütün açıklığıyla teyit etti. Rice, ılımlı Arap ülkelerindeki güvenlik organlarının başkanlarıyla düzenli toplantılar yaparak bütün diplomatik gelenekleri ve örfleri ihlal etti. Onlarla iki ay önce Ürdün'ün başkentinde buluştu ve son Arap zirvesinden dört gün önce de Mısır'ın Said bölgesindeki Asvan kentinde bir kez daha bir araya geldi. Güvenliği CIA sağlasın! ABD elçilikleri Arap içişleri bakanlarının bilmediklerini bildikçe ve Rice Arap güvenlik organlarının başkanlarıyla sanki kendi hükümetinde memurlarmış gibi ilişki kurdukça, Arap ülkelerindeki güvenlik misyonunun tıpkı FBI ve CIA Amerikan güvenlik organlarına dayanması daha uygun düşer. Bu durumda güvenliğe harcanan büyük miktarlardaki para sağlık, eğitim ve belediye hizmetleri gibi daha yararlı ve gerekli sektörlere aktarılabilir. ABD elçiliklerinin şurada veya burada beklenen saldırılarla ilgili uyarılar yayımlamak ve bilgiler sızdırmaktan bir an bile vazgeçmediği Arabistan ve Körfez ülkeleri, Cezayir hükümetinin ABD büyükelçiliğini protesto etmesini örnek almalı. Kuds-el Arab
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.