Son haftalarda Ankara'dan Suriye ile yeni bir sayfa açmak için zemin hazırlanması kabilinden açıklamalar peş peşe geliyor.
Malumunuz ilk olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriyeli mevkidaşı Mikdat'la yüz yüze görüştüğünü açıkladığı konuşmasında, Suriye'de hükümetle muhalifleri bir şekilde barıştırmak gerektiğine vurgu yapmıştı.
Bu açıklamadan kısa süre sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklamasında Türkiye ile Suriye arasında istihbarat servisleri seviyesinde devam eden görüşmelerin daha üst düzeye taşınması gerektiğini söylemişti.
Dün İran basınında Türkiye-Suriye ilişkilerinin geleceğiyle ilgili çarpıcı yeni iddialar ortaya atıldı.
İran'da hükümete yakın haber ajansları, Rusya lideri Vladimir Putin'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılacağı 15-16 Eylül'de Özbekistan'ın Semerkant şehrinde düzenlenecek Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Zirve Toplantısı'na Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı da davet ettiği iddiasını ortaya attı.
İran basınında seslendirilen iddialara göre zirvede Erdoğan, Putin ve Esad'ın katılımıyla üçlü bir görüşme gerçekleşebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Ağustos'ta Soçi'de bir araya geldiği Putin'in ŞİO Zirvesi'ne katılmasını rica ettiğini ve bu isteği kabul ettiğini açıklamıştı. Anlaşılan Putin tarafından benzer bir davet de Esad'a yapılmış.
Şanghay İşbirliği Örgütü'nün 9 tam üyesinin yanı sıra Afganistan, Moğolistan ve Belarus'tan oluşan 'Gözlemci Ülkeleri', Türkiye, Azerbaycan, Sri Lanka, Ermenistan, Kamboçya, Nepal, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar'dan oluşan "Diyalog Ortağı Ülkeleri" bulunuyor.
Suriye'nin henüz ŞİÖ'de herhangi bir statüsü bulunmuyor. Ancak Semerkant'taki zirvede Suriye'ye de gözlemci ya da diyalog ortağı statüsü verilebileceği ifade ediliyor.
İran basınının iddia ettiği gibi Semerkant'ta Erdoğan-Putin-Esad üçlü buluşması gerçekleşecek mi bilemiyoruz. Ancak bu buluşmayı en çok isteyen tarafın Ankara olduğunu söylemek mümkün. Malum seçimler yaklaşıyor.
AKP hükümetinin oylarındaki erimenin birinci sorumlusu çözümü konusunda aciz kalınan ekonomik sorunlar ise ikinci sorumlusu da Suriyeli sığınmacılardır.
Bu yüzden 2011 yılından beri her geçen gün azalan bir umutla Beşar Esad'ın yönetimden uzaklaşmasını bekleyen Ankara, artık bu umudunu bütünüyle yitirmiş halde.
Şam'la diplomatik ilişkilerini birkaç yıldır başlatan Arap ülkelerinin dahi görebildiği gerçeği –zoraki de olsa- ancak yıllar sonra seçim zoruyla gören Ankara, çok istekli olduğunu gizlemeye çalışarak nazlana nazlana Suriye'yle ilişkileri düzeltmek istiyor.
11 yıldır küresel bir ittifak karşısında yıkılmamayı başaran ve hala dimdik ayakta kalarak artık siyasi kalibresini ispatlamış olan Suriye lideri Esad da pekâlâ bu gerçeğin farkında.
Tamam, Türkiye'de hükümet istiyor da, peki ya Suriye?
11 yıldır devam eden savaşta büyük bedel ödemiş ve hala ödemekte olan Suriye, bunca yaşananlardan sonra şartlı şurtlu bir barışa evet der mi? Bence demez.
Kaderin cilvesine bakın ki Allah, üç günde Şam'a gireceğini, Emevi Camii'inde Cuma namazı kılacaklarını iddia edenleri yıkmak istedikleri Esad'la barış yapmaya muhtaç hale getirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024