Paris'i işgal düşüncesi ile saldıran Almanya, 1914 Eylülünde Marn'da ağır bir yenilgi ile saldırıyı durdurur. Savunmaya geçer. Alman Hükümeti ve Genelkurmayı, Marn yenilgisinden sonra savaşın başındaki siyasayı bırakarak, yeni bir askeri ve siyasi bir yol çizer. Bu yolda dayandığı temel askeri ve siyasi ilkeler şunlardır: 1-Marn Vuruşması ile savaşı kaybettiklerini gören Almanya saldırı siyasetinden hemen vazgeçer. Yenen ve yenilen olmadan bir an önce barışa gitmeyi hedef sayar. Çünkü doğudan ve batıdan Kıta Ablukası altına alınmıştır. Sanayii çok kuvvetlidir ama satamıyor. Satamadıktan sonra ne işe yarar. Yitecek üretse de yetmiyor. Halkın karnını doyurmak için dışardan almak şart. Parası da var ama alamıyor. Bu nedenlerle barış şart. Almanya'nın bu durumda saldırı yapmayarak, savunmada kalarak düşmanı bıktırıp bir barış elde edebilmesi en büyük kazançtır. 2-Almanya Marn vuruşmasından sonra Bağlaşık Gurubu içerisinde yalnız kendi öz savunmasını yapmalıdır. Bağlaşık askerlerini de yeri gelince kendi çıkarı ve savunması için kullanmalıdır. Gerekirse kendi savunması için müttefiklerini dahi harcamalıdır. Her şey Alman savunması için olmalıdır.3-Savaş devam ederken, Rusya ve Fransa ile mutlaka ayrı birer barış yapmalıdır. Bu konuda her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olmalıdır. Bu ayrı barışla anlaşma gurubunu parçalarsa, İngiltere'yi yalnız başına barışa zorlayabileceğini görür.4-Barış siyasetini güderken de halkın maneviyatını ve birliğini bozacak davranışlardan kaçınmayı düşünür. Daima zafer ümitleri ile daima halkın duygu ve heyecanlarını canlı tutmaya çalışır. Bu amaca ulaşmak için imparatorluk meclisini açık tutarak her türlü düşünceye özgürlük tanıyarak, düşünceler karşısında halkın heyecanına göre söylevlerde bulunarak ve yol göstererek moral vermeyi ilke kabuk eder. Bu konuda hükümete düşünceleri ile yardımcı olan iki siyasi gurup vardır. Bunlardan birincisi nerede bir damla Alman kanı dökülmüşse orada kalacağız diyen pangermanist düşünce. İkincisi de, bir anlaşma barışı esasındaki düşünceye dayanan sosyalistlerin görüşü. Başkomutan Falkenhayn ve Başbakan Betman-Holvey ile hükümet üyeleri ikinci düşünceden yana olmakla beraber, askerler ve geniş halk kitlelerini temsil eden pangermanistleri de kırmamaya çalışırlar, onların coşkusunu da överler.Bağlaşık devletler 1915 yılında doğu cephesinde Rus Ordusunu çökertip Galiçya'yı, Polonya'yı ve Litvanya'yı işgal etmişlerdir. Batı cephesinde, Fransa'ya geçiş vermeyen bir savunma yapmışlar. Çanakkale'de İngiliz ve Fransızlara geçit vermeyerek saldıranları yenmişlerdir. Sırbistan'ı ezerek Adriyatik denizine ulaşmışlardır. Bulgaristan da kendilerine katılmıştır. Anlaşma gurubu devletleri ise, cephelerdeki başarısızlıklarına rağmen zaferden sonra barış düşüncesindedirler. Ve nitekim İngiltere ile Fransa Sırbistan'ın ezilmesinden sonra Selanik konusu için 3-4 Aralık günlerinde Kalias şehrinde görüşmeler yaparken, Alman Başbakanı da, sosyalist lider Şeydaman ile barış üzerinde düşünce tartışması yaparlar.Alman Başbakanı yeneriz kelimesini kullanmadan, yenilmeyiz ve iş ne kadar uzarsa o kadar çok kan akar. İşgal ettiğimiz topraklardan almak için de o kadar ağır şartlar ileri süreriz der. Alman'lar zafer olmadan da, kazançlar sağlayabilecek bir anlaşmaya her zaman razıdır.Sosyalist lider Şeydaman hükümetin bu siyasi tutumu karşısında barış şartlarını görüşmek ister. Başbakan Betman-Holveg'e 3 Aralıkta şu öneriyi sunar: "Eğer Alman Ulusuna siyasi bağımsızlığını, İmparatorluğun bütünlüğünü ve ekonomik gelişme serbestliğini sağlayacak bir barış yapmak fırsatı çıkarsa, böyle bir barış yapılmasını istiyoruz."Aralık 1915 görüşmesinde Betman-Holveg, Şeydeman'a şu düşünceyi söyler: "Eğer siz toprak katmamıza karşı konuşuyorsanız öbür parti sözcülerinin de yeniden katma lehinde konuşmalarından korkarım? Almanya dünya egemenliğini düşünmüyor. Savaş bizim için bir savunma savaşı olmakta devam ediyor. Amacımız yeniden böyle bir saldırıyı önleyecek bir barışa kavuşmaktır. Kendimizi korumak için, düşmanlarımızın garezi ölçüsünde bir duvara muhtacız. Küçük devletlerin İngilizin, ileri karakolları olmalarını önlemek için askerlik, siyasa ve ekonomik olarak inancalar elde etmeliyiz." Almanya savaşla elde edemeyeceklerini barışla elde etmek istiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011