Ali Gedik Hocamız milli değerler ile manevi değerleri hayatına ideal manada cem etmiş bir dava eri, Hak dostu insan.Hakk'ın dostlarına dost olmuş, arkadaş olmuş bir mektep, bir edep abidesi, sabır timsali bir alperen idi. Büyüğümüz, arkadaşımız, yoldaşımız idi.1985 yılında onu tanımış ve o günden bu güne beraber yürümüştük, beraber koşmuş, yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde beraber olmuştuk. O bir arkadaştı, dert ortağıydı; istişare ettiğimiz bir büyüğümüzdü. O yıllar Celal Mısır Hocamız vardı, Baki Bektaş Hocamız vardı ve Ali Gedik Hocamız vardı. Hepsi de muhterem büyüğümüz Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın can dostları, dava arkadaşlarıydı. Ortaya koydukları arkadaşlık ölçüsü, hizmet ölçüsü hep örnek olmuştur bizler için.Son bir buçuk yıldan beri amansız bir hastalık musallat olmuştu ona. Hastalığı münasebetiyle son döneminde hemen hemen her gün görüşüyor, sohbet ediyorduk. Çektiği bütün ıstıraba rağmen bir gün olsun şikâyetçi olmadı, hep sabır ve şükür halindeydi. Ziyaretçileriyle tek tek ilgileniyor. Onların gönüllerini hoş etmeye çalışıyordu.Edebiyata, güzel konuşmaya dikkat eder, kelimeleri tek tek seçerdi. Son günleriydi, kendisiyle Huma Kuşu üzerine bir de sohbetimiz olmuştu. "Huma Kuşu yükseklerden seslenir" derlemesi onun dilinden farklı dökülürdü, bazen gözyaşı eşlik eder ve gönlünden çağlayarak gelirdi.Huma kuşu yükseklerden seslenir /Yar koynunda bir çift suna beslenir / Sen ağlama kirpiklerin ıslanır / Ben ağlim ki belki gönül uslanırBen ağlim ki gülüm eylen eylen eylen / Belki gönül uslanırSen bağ ol ki ben bahçende gül olim / Layık mıdır yanim yanim kül olim / Sen efendim ben kapında kul olim / Koy desinler bu da bunun kuludurBen ağlim ki gülüm eylen eylen eylen / Belki gönül uslanır.Huma Kuşunu söylerken sanki de hiç anlatmadığı, hep sakladığı 'kendini' ifade ederdi. Sanki bahçevanına, hamurkarına hitap eder gibiydi.Hocamız Peygamber aşığı bir insandı. "Basmasa mübarek kademin ru-yi zemine kimseyi pakedmezidi hak ile teyemmüm" beytini okur ve efendimizin mübarek ayağı yeryüzüne basmasaydı teyemmümde kullanılan toprağın temizleme özelliğinin olmayacağını ifade ederdi. İrşat ve ikaz konusunda çok hassasiyetle dururdu. Bugün "Dinlerarası diyalog" şeklinde karşımıza çıkan bu ve benzeri zihniyetlerin bütün Müslümanların dinini, malını, canını, namusunu hülasa varlığını hedef aldığının altını çizerdi. Bundan hareketle başta deccal fitnesi olmak üzere bütün fitnelerin ayyuka çıktığı bir dönemde insanın ikaz ve irşaddan mahrum bırakılmasının asla düşünülemeyeceğini her fırsatta hatırlatırdı.Vatan sevgisinin imandan geldiğinin pratiğini de Ali Gedik Hocamızda yaşadık. Vatanımıza, bayrağımıza, dinimiz İslam'a gelenek ve göreneklerimize bağlılığın onun şahsında abideleştiydi. BTP saflarında, yeri geldiğinde bir müşahit; yeri geldiğinde bir genel başkan oluşunu, ama hangi kademede olursa olsun görevinin hakkının vermeye çalıştığını gördük. Onun için vazife vazifeydi, esas olan görevi yerine getirmek ve üstadımız Haydar Baş beyin gönlünde yer edinebilmek.Evet, Ali Hocamızla da ayrılık vaktimiz gelmiş. Güzel yaşadılar, güzellikler içinde gittiler, derin izler bırakarak gittiler; arkalarından gelecekler için yol açarak gittiler. Haydar Baş Hocamızın ifadesi ile gidenlerin yeri dolmuyor, gönüllerde derin hasret bırakarak gittiler. Mekânın cennet olsun Ali Hocam, bizden Celal Hocamıza, Baki Hocamıza, Engin'e, Lütfullah'a, Aziz Mete'ye ve aramızdan ayrılan tüm gönül dostlarımıza selam söyle?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025