Yarın gece mübarek "Mevlid Kandili". 19 Mart 2008 Çarşambayı Perşembeye bağlayan geceyi Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimizin dünyaya teşriflerinin yıldönümü olarak kutlayacağız.
Bu gecenin diğer gecelerden ayrı olarak daha fazla ibadet ve itaatle geçirileceğini, millet olarak bilmekte ve yine saygı ve edeple nice mevlit kandillerini idrak edeceğimize inancım sonsuzdur. Her şeye rağmen bazı densizlerin çıkıp böyle gecelerin olup olmadığını iddia edip masum gönülleri lekelemeye çalışacağını da bilmekteyiz.
***
Hazreti Muhammed (sav); Kur'an'ın ifadesiyle; "Âlemlere Rahmet" olarak gönderilmiştir. "Biz, seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik."(Enbiya/107)
Ancak Onun rahmet olarak gönderilişi; gören gözlere nur, görmek istemeyen yarasa kafalılara gözleri rencide eden bir ışık misali olmuştur. Dün böyleydi bugün de böyledir ve yarın da böyle olacaktır. Onun ışığından nasipsiz kalanlar, Onsuz da olunacağını iddia edecek kadar serkeş bir din anlayışında; sapmakta ve saptırmaktadırlar. Bu düşünce sahipleri her devrin şartlarına göre kuşanır, emellerini yerine getirmek için ellerinden gelenleri asla esirgemez ve en şeytanca planları uygulamaktan kaçınmazlar. Bunu da yaparken kendilerini din ıslahçıları olarak lanse ederler.
***
"Muhammedi din anlayışına engel olmak" gibi bir misyon üslenen Haçlı batı, son asırda yine şeytanlara taş çıkartacak bir proje geliştirdi. Bu proje dönem dönem; Dinlerarası diyalog, medeniyetler ittifakı, ılımlı İslam gibi değişik adlar alarak yoluna devam etmektedir.
Bu uğurda Kelime-i Tevhidi tartışmaya açarak, insanı küfre sürükleyen şu hadsiz ifadeleri sarf edecek kadar ileri gittiler: "Herkes Kelime-i Tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta Kelime-i Tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allahın Resulüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk bölümünü ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışı ile bakılmalıdır" (!).
Bu inanç ve söylemlerle binlerce Müslüman Türk gencinin inançlarını ifsat ettiler. Ruhsuz ve kimliksiz bir anlayışa büründürdüler. Dolayısıyla koca bir milletin dini ve milli bütünlüğüne kast ettiler. Gerek ülkemiz gerekse de dünya insanlığı; gönlü kupkuru ve Muhammedsiz bir hal aldı. Dünya beklide bu kadar ruhsuz ve bahtsız olmamıştı. Yaşanan bu huzursuzluğun temelinde; Âlemlere rahmet olarak gönderilen ve "Habibim sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" diye övgüyle iltifat edilen Allah'ın en sevgili kulu Hazreti Muhammed'e yapılan saygısızlıklar vardır, desek yanlış olmaz.
***
Ilımlısından ılımsızına, Diyalogcular kendi bataklıklarında bocalayadursunlar; gerçek Hz. Muhammed Mustafa (sav) sevdalıları Onun hayranı ve yolunun kurbanı olarak sevdalarına ve yollarına devam etmektedirler. Biz de bu gece; gönül bağlarımızı yeniden tazeleyip, Hazreti Muhammed'in (sav) sözlerini anlayıp, yaşantımıza tatbik etmeye gayret etmeliyiz. Bol bol salâtı selâm getirmeliyiz. Zamanımızı Onun hürmet ve aşkını vesile kılarak, ibadetlerle süslemeliyiz.
"Muhakkak ki Allah ve melekleri, Peygamber'e salât ederler. Ey iman edenler; siz de O'nun üzerine salâvat getiriniz ve onun için selamet dileyin." (Ahzap 033/056)
***
Onun şefaatini talep edip salâvat okumakla, Allah'ın (cc) emrini yerine getirip, sevda kervanında yerimizi almalıyız.
Onun sünnetlerine ters düşenlerde, Onu incitmiş olurlar. Allah (cc). Onu incitenleri, kendini incitmekle eş görmüş, horlayıcı bir azapla tehdit etmiştir.
"Muhakkak ki Allah'ı ve Resulünü incitenlere Allah; dünya ve ahirette la'net etmiştir. Ve onlar için, horlayıcı bir azap hazırlamıştır." (Ahzap 033/057)
Sevenlerin; mevlit kandilini kutlarken Yüce Resulün şefaatini talep ediyorum.
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com
ukepekci@hotmail.com
Bu gecenin diğer gecelerden ayrı olarak daha fazla ibadet ve itaatle geçirileceğini, millet olarak bilmekte ve yine saygı ve edeple nice mevlit kandillerini idrak edeceğimize inancım sonsuzdur. Her şeye rağmen bazı densizlerin çıkıp böyle gecelerin olup olmadığını iddia edip masum gönülleri lekelemeye çalışacağını da bilmekteyiz.
***
Hazreti Muhammed (sav); Kur'an'ın ifadesiyle; "Âlemlere Rahmet" olarak gönderilmiştir. "Biz, seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik."(Enbiya/107)
Ancak Onun rahmet olarak gönderilişi; gören gözlere nur, görmek istemeyen yarasa kafalılara gözleri rencide eden bir ışık misali olmuştur. Dün böyleydi bugün de böyledir ve yarın da böyle olacaktır. Onun ışığından nasipsiz kalanlar, Onsuz da olunacağını iddia edecek kadar serkeş bir din anlayışında; sapmakta ve saptırmaktadırlar. Bu düşünce sahipleri her devrin şartlarına göre kuşanır, emellerini yerine getirmek için ellerinden gelenleri asla esirgemez ve en şeytanca planları uygulamaktan kaçınmazlar. Bunu da yaparken kendilerini din ıslahçıları olarak lanse ederler.
***
"Muhammedi din anlayışına engel olmak" gibi bir misyon üslenen Haçlı batı, son asırda yine şeytanlara taş çıkartacak bir proje geliştirdi. Bu proje dönem dönem; Dinlerarası diyalog, medeniyetler ittifakı, ılımlı İslam gibi değişik adlar alarak yoluna devam etmektedir.
Bu uğurda Kelime-i Tevhidi tartışmaya açarak, insanı küfre sürükleyen şu hadsiz ifadeleri sarf edecek kadar ileri gittiler: "Herkes Kelime-i Tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta Kelime-i Tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allahın Resulüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk bölümünü ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışı ile bakılmalıdır" (!).
Bu inanç ve söylemlerle binlerce Müslüman Türk gencinin inançlarını ifsat ettiler. Ruhsuz ve kimliksiz bir anlayışa büründürdüler. Dolayısıyla koca bir milletin dini ve milli bütünlüğüne kast ettiler. Gerek ülkemiz gerekse de dünya insanlığı; gönlü kupkuru ve Muhammedsiz bir hal aldı. Dünya beklide bu kadar ruhsuz ve bahtsız olmamıştı. Yaşanan bu huzursuzluğun temelinde; Âlemlere rahmet olarak gönderilen ve "Habibim sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" diye övgüyle iltifat edilen Allah'ın en sevgili kulu Hazreti Muhammed'e yapılan saygısızlıklar vardır, desek yanlış olmaz.
***
Ilımlısından ılımsızına, Diyalogcular kendi bataklıklarında bocalayadursunlar; gerçek Hz. Muhammed Mustafa (sav) sevdalıları Onun hayranı ve yolunun kurbanı olarak sevdalarına ve yollarına devam etmektedirler. Biz de bu gece; gönül bağlarımızı yeniden tazeleyip, Hazreti Muhammed'in (sav) sözlerini anlayıp, yaşantımıza tatbik etmeye gayret etmeliyiz. Bol bol salâtı selâm getirmeliyiz. Zamanımızı Onun hürmet ve aşkını vesile kılarak, ibadetlerle süslemeliyiz.
"Muhakkak ki Allah ve melekleri, Peygamber'e salât ederler. Ey iman edenler; siz de O'nun üzerine salâvat getiriniz ve onun için selamet dileyin." (Ahzap 033/056)
***
Onun şefaatini talep edip salâvat okumakla, Allah'ın (cc) emrini yerine getirip, sevda kervanında yerimizi almalıyız.
Onun sünnetlerine ters düşenlerde, Onu incitmiş olurlar. Allah (cc). Onu incitenleri, kendini incitmekle eş görmüş, horlayıcı bir azapla tehdit etmiştir.
"Muhakkak ki Allah'ı ve Resulünü incitenlere Allah; dünya ve ahirette la'net etmiştir. Ve onlar için, horlayıcı bir azap hazırlamıştır." (Ahzap 033/057)
Sevenlerin; mevlit kandilini kutlarken Yüce Resulün şefaatini talep ediyorum.
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com
ukepekci@hotmail.com
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025